Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe, ihracatın artırılması konusundaki eğitim ve dış temasların olumlu yansımalarının yaşanmaya başladığını belirterek, “Adana ekonomisinin çok çeşitli üretim avantajını her alanda ihracata dönüştürmeliyiz. Kasım ayı içerisinde gerçekleştirdiğimiz üç ayrı yurtdışı heyet organizasyonu, ihracatımızın artırılması yönünde önemli sinyaller verdi. Adana’ya ihracatçı kimliğini mutlaka kazandırmak zorundayız” dedi.

ATO’nun Kasım ayı olağan Meclis toplantısı, Tarkan Kulak Başkanlığı’nda gerçekleşti. Ekim ayı mizanı ve Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu’nun kabul edilmesinin ardından gündemdeki konulara ilişkin görüşler dile getirildi.

Toplantıda konuşan Meclis Başkanı Tarkan Kulak, Rusya’nın AB ülkelerine yönelik ambargosunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Rusya çok büyük bir pazar. Moskova’ya gerçekleştirdiğimiz fuar ziyareti ve temaslarımızda da bunu gördük. Bu pazarın iyi değerlendirilmesi için daha çok çaba göstermeli ve dış ticaretten alacağımız payı en üst seviyeye taşımalıyız” diye konuştu.

Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe de, ATO üyelerinin ihracat kapasitelerini artırmaya yönelik olarak başlatılan, “İhracat Hamlesi Projesi’nin” ilk aşaması olan “Firma Yöneticilerine Yönelik Dış Ticaret Eğitimi” ve “Uygulayıcılara Yönelik Dış Ticaret Eğitimi” programlarının başarıyla tamamlandığını bildirerek, “14 Kasım 2014 tarihinde eğitim programlarımıza katılan üyelerimize ve çalışanlarına, törenle sertifikalarını verdik. Dış ticareti daha bilgili ve donanımlı yapma yolunda Adana’ya yeni iş adamları ve profesyoneller kazandırdık” diye konuştu.

Uluslararası Rekabetçiliği Geliştirme Programı (UR-GE) kapsamında, Ekonomi Bakanlığı’nca kabul edilen gıda, makine ve mobilya sektörlerindeki projelerin etkinlik takvimi çerçevesinde üç ayrı yurtdışı ziyaret düzenlediklerini ifade eden Atila Menevşe konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

“Kasım ayı içerisinde Makine Sektörü temsilcileri ile Polonya’nın Varşova ve Poznan, mobilya sektörü temsilcileri ile Rusya’nın Başkenti Moskova’ya iş gezileri yaptık. Polonya’da makine ve yedek parça üretiminde faaliyet gösteren firma temsilcileriyle bir araya gelerek, karşılıklı ticaretin artırılması yönünde çalışmalarımız oldu. İki ülke arasındaki karşılıklı ticaretin artırılabilmesinin önündeki engellerin kaldırılmasına olanak sağlayan üç ayrı işbirliği anlaşması imzaladık. Polonya Türkiye Ticaret Odası, Wielkopolska Ticaret ve Sanayi Odası, Polonya İthalat ve İhracatçılar Birliği ve Ticaret Odası ile karşılıklı olarak imzaladığımız işbirliği anlaşmaları yürürlüğe girdi. Polonya Avrupa pazarına giriş için stratejik öneme sahip bir ülke. Bu bakımdan imzaladığımız ikili işbirliği anlaşmaları ile ilişkilerimizi geliştirerek üyelerimizin Avrupa pazarında önünü açmayı hedefliyoruz. Öte yandan mobilya sektörü temsilcilerimizden oluşan bir diğer grubumuzla Moskova’ya bir ziyaret yaptık. Ziyaret kapsamında Moskova Mebel Fuarı’nı ziyaret ettik ve yine heyetimizle Rus işadamları arasında ikili işbirliği görüşmeleri gerçekleştirdik. Gıda sektöründeki Meclis üyelerimiz, 10-13 Kasım 2014 tarihlerinde St.Petersburg’da düzenlenen Peterfood fuarına katılım sağladılar. Bu programlara ilişkin sonuçları yakın zamanda görmeye başlayacağız. Programlarımız diğer sektörleri ve Meclis üyelerimizi kapsayacak şekilde devam edecek. Gerçekleştirilen görüşmelerin üzerinden çok az bir süre geçmiş olmasına karşın firmalarımızın çeşitli iş bağlantıları, hatta siparişler aldığını memnuniyetle izliyoruz. Bu çalışmaları daha da artırarak sürdürecek ve ürünlerimizin yurtdışı pazarlarda daha fazla yer almasını sağlayacağız. Adana’yı, ihracatı en iyi uygulayan ve daha fazla kazanan bir kent haline getireceğiz.”

Toplantıda konuşan ATO Meclis Üyesi Halil Avcı da, 2006 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Çukurova ilçesindeki Süleyman Demirel Bulvarı ve çevresini de kapsayan alanın, “Doğal Hayatı Koruma Bölgesi” ilan edilmesinin ev ve işyeri sahiplerinin yanı sıra yatırımı devam eden ya da yeni yatırıma hazırlanan çok sayıda kişiyi sürüklediği belirsizliğin devam ettiğini ifade ederek, “Elimizde, konuyla ilgili İstanbul Üniversitesi’ne hazırlatmış olduğumuz rapor var. Rapor, bölgenin koruma alanı olmadığını ortaya koyuyor. Öte yandan mevcut yasalara göre, Adana’nın içme suyunun sağlandığı Çatalan ve çevresine her türlü yapının yapılabileceğini öngörüyor. Burada ciddi bir çelişki yaşanıyor. Bu sorunun ortadan kaldırılması için tüm yerel yönetimler, Oda ve Borsalar ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte konuyu, Kültür ve Turizm Bakanımız Ömer Çelik aracılığıyla Bakanlar Kurulu’na taşımalıyız. Burada alınacak bir kararla, bölge koruma alanı olmaktan çıkarılabilir” diye konuştu.

Toplantıda ayrıca, Meclis Üyesi Levent Yamaç, 2013 ve 2014 yıllarında gerçekleştirilen Portakal Çiçeği Festivali’nin Adana’nın tanıtımına önemli katkı sağladığını belirtirken, 2015 yılındaki organizasyona daha iyi hazırlanılması gerektiğini söyledi.

Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Emin Yumuşak da, Adana’daki kurum ve kuruluşlar arasındaki uyumun giderek arttığına değinerek, ”Bu atmosferi iyi değerlendirmeliyiz. Birlik olunmayan bir kentin refaha kavuşması imkansız” dedi.