AK Parti Adıyaman Milletvekili Dr. Murtaza Yetiş, TBMM bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada makamı Adıyaman’da olan Ebu Zer Gıfari’yi anlattı.

AK Parti Adıyaman Milletvekili Dr. Murtaza Yetiş, Mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bütçeyi sadece paradan, gelir giderden ibaret gören kapitalist felsefeyi eleştiren AK Parti ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ yaklaşımıyla siyasetinin merkezine insanı koymuştur. Bugün sizlerle bütçe üzerine görüşlerimi paylaşırken bireyden topluma, devletten uluslararası siyasete, siyasetin hesabını kitabını, gelirini giderini yani bütçesini, son günlerde bu kürsüden adı sıkça zikredilen bir devrimci üzerinden, Ebu Zer üzerinden konuşacağım. Niçin? Çünkü, Ebu Zer Adıyaman’da makamı bulunan bir zattır. O nedenle, herhâlde bu konu da en başta bize düşer diye düşündüm. Tarih elbette onurlu insanların örnek yaşamlarıyla doludur. Şahsiyetli bir duruş, toplum için fedakârlık, her türlü bedeli ödeyerek adaleti ayakta tutma Ebu Zer için söylenecek sözler.

Makamı memleketim Adıyaman’da olan Ebu Zer, her türlü haksızlığa, yoksulluğa, yolsuzluğa, israfa ve adaletsizliğe karşı savaş açmıştır. Denge, reel politika gibi putlara aldırış etmeden zalimlere karşı yüreğini koymuştur. Bazen bir can bir cihandır, bir vicdandır; bazen bir fert tek başına bir toplumdur.

Ebu Zer, bugün insanlığın arzu ettiği hürriyetin gerçek rehberlerinden biridir. Özellikle, modernizmin, küreselleşmenin, bireyciliğin ve hedonizmin insanlığı ve insani değerleri çürüttüğü, yok oluşa götürdüğü günümüzde Ebu Zer’i çok daha yakından tanımalıyız. Bakın, Ebu Zer ne diyor: ‘Evinde ekmeği olmayan yoksulun elini kılıcı alıp isyan etmemesine şaşarım.’ Ebu Zer’in karşı çıktığı, direndiği şey bizim de karşı çıktığımız şeydir. Fakirliğe karşı savaş açan Ebu Zer gibi biz de AK Parti olarak fakirliğe savaş açtık, ülkemizi ve insanımızı onurlu bir yaşam sürecek imkânlarla buluşturduk. Bugün şu konuştuğumuz bütçeler yıllar öncesinde hayal bile edilemez bütçelerdir.

Daha adil bir paylaşım için çalışıyoruz. Çünkü Ebu Zer diyor ki servet biriktirenlere, ‘Ey servet sahipleri, fakirlerle kendinizi eşitleyin. ‘Altın ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda, yani insanlık için harcamayanları elem verici bir azapla müjdele.’ ayetini hiç duymadınız mı?’ Biz, fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olduğu bir sistemden sosyal adaletin sağlandığı açlık ve yoksulluk sınırının altında nüfusun kalmadığı yeni Türkiye talebinin de kaynağını yine Ebu Zer’de görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, Ebu Zer, bize zalimlere karşı nasıl durmamız gerektiğini de öğretti. Zalim Muaviye rejimiyle tek başına mücadele etmiş, Şam’da kaldığı süre boyunca yapılan adaletsiz uygulamalara da yine karşı çıkmıştır. Yeryüzünün tiranlarına, zalim diktatörlerine, darbecilerine gözlerinin içine baka baka ‘Siz zalimsiniz.’ demeyi biz Ebu Zer’den öğrendik. Mısır’da darbeci Sisi’ye ‘Niçin darbeci dediniz?’ diyenleri, Suriye’de zalim Esed’e ‘Neden zalim dediniz?’ diye çıkışanları, ‘Neden tüm dünya denge siyaseti güderken siz adalet deyip mazlum Filistin halkının yanında oldunuz?’ diyenleri Ebu Zer’e havale ediyoruz.

Peygamber ömrü boyunca tek başına mücadele etmiş ve tek başına karşı koymuş olan Ebu Zer için ne diyor: ‘Ebu Zer, o yalnız yaşar, yalnız ölür ve yalnız haşrolur.’ Demek ki değerli yalnızlık Peygamberimizin de tavsiye ettiği bir erdemmiş. Bedeli olsa da, tek başına kalsak da asla adaletten, mazlumun hakkını savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Ebu Zerlerin olmadığı bir hareket bu noktalara gelemezdi. Zalimler, darbeciler bizi sevmiyor, tüm şer güçler açık, gizli kumpas kuruyorsa ve buna karşı yeryüzünün bütün mazlumları, bütün mahrumları bizi anıyorsa, bize dua ediyorsa demek ki biz Ebu Zer’in çizgisini taşıyoruz.

AK Parti’nin davası, çabası ve mücadelesi Ebu Zer’in davasıdır. Partimize açılan bütün kapatma davalarından Geziye ve paralele kadar hiçbir oyun milletin merkezinde olduğu bu yürüyüşün önünü kesemedi ve inşallah kesemeyecektir.”