Türk Eğitim-Sen Adıyaman Şube Başkanı Şemseddin Ağar ve yönetim kurulu üyeleri okullara yapılan müdür atamalarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a mektup gönderdi.

Adıyaman PTT Başmüdürlüğü binasına gelen sendika üyeleri, yazdıkları mektupları Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a göndererek, yapılan atamalara tepki gösterdi.

Türk Eğitim-Sen Adıyaman Şube Başkanı Şemseddin Ağar, yapılan atamaların ‘kıyım’ olduğunu dile getirerek, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yapılan değişikliklerin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan hukuk devleti ilkesi ve hakkaniyet anlayışı ile bağdaşmadığını vurguladı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nda âdeta ciddi bir yönetici ve öğretmen kıyımı yaşanmasına sebep olduğunu belirten Ağar, şunları söyledi:

“Yurt genelinde öylesine adaletsiz, insafsız ve kayırmacı tutumlar sergilenmiştir ki; bu dönem, demokrasi, insan hakları ve hukuk açısından ülkemiz adına kara bir sayfa olarak tarihteki yerini şimdiden almıştır. Okuldaki mesai arkadaşları tarafından 40 tam puan verilen, başarılı hizmetleri olan birçok okul müdürü, idare adına değerlendirme yapan komisyon üyeleri tarafından düşük puanlarla değerlendirilerek baraj altında bırakılmış ve görevlerine son verilmiştir. Süreç, öylesine gayri ciddi bir şekilde yürütülmüştür ki; komisyon üyesi yetkililer tarafından, ölenlere, emekli olanlara, müdürlük görevinden ayrılıp öğretmenliğe geçenlere, hatta belediye başkan yardımcılığına geçmiş olanlara dahi müdürlük değerlendirme puanı verilmiştir. Bu da göstermektedir ki, puanlama yapan şube müdürleri aylar öncesinden ellerine verilen sipariş listeler üzerinden bir çalışma yapmışlardır. Ülke genelinde idare adına puanlama yapan bu şube müdürlerinin çok büyük bir kısmı puan verdikleri okul yöneticilerini tanımamakta, okullarına bir kez olsun dahi görmemiş durumdadırlar. Çünkü bunların önemli bir bölümü yeni göreve gelmiş ve okul idarecilerini tanımayan şube müdürleridir. Değerlendirmeler sonucunda, mevcut Hükümete yakın bir pozisyon almış sendikanın üyelerinin neredeyse tamamının başarılı bulunmuş olması, diğer sendikalara üye olan ya da hiçbir sendika üyesi olmayan idarecilerin kahır ekseriyetle başarısız bulunarak görevlerinin sonlandırılmış olmasının, yapılan değerlendirmelerin sıhhati açısından somut bir işaret olduğunu düşünüyoruz.

Sürecin ikinci aşamasını da ilk defa ve yeniden görevlendirilecek okul müdürlerinin mülakat sınavı oluşturmuştur. Aklı başında birçok eğitimci ülkemizde yaşanmış olan sözlü sınav tecrübelerine dayanarak ikazda bulunmuş, fakat MEB bu konuda da ısrarlarını sürdürerek sözlü sınavdan taviz vermemiştir. Nitekim birinci aşamada olduğu gibi mülakat sınavlarında da ülkemiz ve eğitim camiamız adına utanç verici bir fotoğrafla karşı karşıya kalınmıştır.

Hakkaniyet ilkesini katleden bu sürecin üçüncü aşamasında da müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının görevlendirmeleri yapılacaktır.

Eğitim camiasında infiale yol açan ve kamuoyunda ucube kanun olarak adlandırılan bu kanun hakkında Yüksek Mahkeme’nin vereceği kararın mutlaka hukukun üstünlüğünü korumak doğrultusunda olacağına şüphe yoktur. Anayasa Mahkemesi, hukuk devleti ilkesi ve hukukun üstünlüğünün ülkemizdeki teminatıdır. Yüksek Mahkemenizin, hiçbir adalet ve vicdan anlayışı ile bağdaşmayan bu kanun hakkında vereceği kararda da aynı kararlılıkla hukuksuzluğa bir an önce dur demesi eğitim camiamız tarafından sabırsızlıkla beklenmektedir. Çünkü geçirilen her gün, eğitim camiamızdaki huzuru ve dolayısıyla öğrencilerimizin başarısını doğrudan olumsuz etkileyen ve telafisi mümkün olmayacak tahribatlara neden olmaktadır.

Ülkemizde bağımsız yargının en yüksek organı olan Anayasa Mahkemesi’nin hukukun üstünlüğünden yana taraf olacağı konusunda hiç şüphemiz bulunmamaktadır.”