Bir milleti millet yapan değerlerin başında kutsal aile yapısı gelir. Türk aile yapısı dünya milletleri içinde yıllar boyu çok az değişikliğe uğrayan bir yapıya sahip olarak bu günlere gelmiştir. Ata erkil bir yapıdır. Aile reisine geniş yetkiler vermiş, bunun yanında kadına tanıdığı haklarla onu asla yok saymamıştır.
Geçmiş Türk toplumunda kadın daha hürdür, ata binmiş, ok atmış, savaşlara katılmış, hatta güreş yaptıkları bile olmuştur. Namus ve iffetine son derece düşkün olup, savaşlarda bile esir düşmesi ona zül gelmiştir.  Bir gün Cengiz han çevre hanları toplantıya çağırır. Bütün hanlar gelir Otağda halka oluşturacak şekilde minderlere otururlar. Cengiz Han yanında eşi Börte ile birlikte gelir eşini sağ tarafına oturtur. Gelenek gereği soldan başlanarak bütün Hanlar kendilerini tanıtırlar. En son konuk da kendini tanıtınca sıra Börte kadına gelir. Burada sözü alan      Cengiz Han, "Ben hanlar Hanı Cengiz Han. Bu da benim Han'ım Börte'dir der.
Tarihe bakıldığında Türk ailesinin dirlik ve düzenlik içinde olduğu dönemlerde, devlette dirlik, düzenlik içinde olmuştur. Türk aile yapısında, devlet ve millet kavramı iç içedir. Aile aslına bakıldığında devletin küçültülmüş bir şeklidir.
Dinine, devletine sadakatli aile ve bireyleri, birbirlerine hep şefkatli, saygılı, dürüst, hoşgörülü, kanaatkar ve sabırlı olmaları neticesinde uzun ömürlü bir hayat sürdürmüşlerdir.
İslam diniyle tanışan Türk ailesi, ondan aldığı güçle daha da saflarını sıklaştırmış, bozulmalar en aza inmiştir. 
Günümüzde şehirleşme, sanayileşme ve baş döndüren teknoloji, diğer dünya milletlerinde olduğu gibi, Türk toplumu ve aile yapısının hızlı bir şekilde bozulmasında büyük etken olmuştur. Eski görgü kurallarının birçoğu yitip gitmiş, yerine bambaşka kurallar gelmiştir.
Türk aile yapısında görgü kuralları;
Eski büyüklerimizden duyduğumuz bir çok sözler, bizi belli bir nizam ve intizama sokan kurallar gibidir. Bu sözlerin çoğu her ne kadar aileyi ilgilendirse de, aynı zamanda toplum için de geçerlidir. Bu güne kadar  Türk aile yapımızda, kanun olmayan bir çok şey kural olarak işletilmiş, bu sayede huzur  tesis edilmiş, suç işleme oranı azalıp, devlete çok az şey düşmüştür.
Türk Aile yapısında evin reisi Baba'dır.
Anne, (Ana) evin iç düzenini sağlayan sevgiye layık tek varlığıdır.
Çocuklar evin gülüdür, süsüdür  sevgiyle şefkatle yaklaşılır ve bakılır.
Dede, ebe, nineler  saygıda kusur edilemeyecek yegane varlıklardır ve son sözü söyleme yetkileri vardır.
Görgünün temelini, büyüklere saygı, küçüklere sevgi oluşturur.
Aile fertleri özellikle baba ve evin büyüklerinin vermiş olduğu karaları uygular ve yapar.
Görgünün esasını büyüklere saygı ve itaat, küçüklere sevgi, şefkat, merhamet teşkil eder.
Evde Küçükler büyüklerin yanında her zaman edepli oturur, yanlarına izin alınarak girer çıkarlar.
Büyüklerin sözlerini kesmezler, izinli konuşurlar, laubali davranışlarda bulunamazlar.
Kendileri çağrıldıkları zaman “buyurun” derler ve dikkatle dinlerler.
Ana babanın yatak odalarına, izinsiz girmezler, kapıyı mutlaka çalarda girerler.
Evde bütün kardeşler birbirlerine sımsıkıya bağlı, büyükten küçüğe doğru şefkat vardır.
Küçükler de kendi konumlarına göre büyük olan abi ablalarına karşı saygıda kusur etmezler.
Birbirlerinin özel eşyalarını, çok sevdikleri oyuncaklarını izinsiz kullanmazlar. 
Genel kurallar:
Komşularıyla çok iyi geçinirler, onların mallarını canlarını koruyup kollarlar.
Sıkıntılı anlarında üzerlerine düşen görevi en üst seviyede yerine getirirler.
Akrabalık bağıyla bağlı olan sülaleler de ayrıcalıklı yardımlaşma vardır.
Misafirliğe gidilmeden önce ev sahibine haber edilir ve saatinde varılır.
Kapı zili aralıklarla üç defa çalınır, cevap alınmazsa yavaşça terk edilir.
Ziyaret edilen yerde çocukların yaramazlık yapmalarına izin verilmez.
Elinde bulunandan ikram eden ev sahibinin ikramını severek  yer.
Evin içinde bulunan eşyaların durumu, döşenişi, markası gibi şeyler konuşulup tenkit edilmez.
Kalkmadan önce müsaade istenir, evde hasta yada yaşlı varsa fazla oturulmaz.
Hediyeleşme  bir çok konuda “Çam sakızı, çoban armağanı” şeklinde yapılarak, gidilen yerin durumuna göre seçilir.
Diğer bir adı “TÖRE” 'de olan bu davranışlar örf  ve adetler olarak toplumda uyulan, uygulanan kurallar olmuştur. Her uyulmayan gerek ailevi, gerekse toplumsal kuralların duruma göre değişen cezaları olmuştur.
Geçmişte Müslüman olmadan ki Türk aile yapısında görgüye çok önem verilmiş, Aileden, obaya, obadan  boylara, boylardan hükümdarlığa giden sağlam bir sistem kurulmuş ve de yaşanmıştır.
Günümüz Türk aile yapısı ile alakalı konulara fazla girerek canınızı sıkmayacağım.