Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Kriz dönemlerinde bazı ülkeler AR-GE ve inovasyona ayırdıkları payı azaltırken, biz artırarak devam ettirdik” dedi.

Sanayi Odası Başkanları Konsey Toplantısı, TOBB Sosyal Tesislerinde gerçekleştirildi Toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve birçok sanayi odası başkanı katıldı.

TOBB tarafından düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Işık, “Gelişmenin yolu sanayileşmeden geçmektedir. Gelişmiş ülkeler, aynı zamanda sanayileşmiş ülkelerdir. Son 10 yılda üretime dayalı ekonomiler krizler karşısında çok daha dayanıklı olduklarını göstermişlerdir. Dünya örneklerinde olduğu gibi ülkemiz açısından da durum aynıdır. 2008 yıllarında küresel piyasalarda yaşanan krizden en az hasarla çıkmamızın altında sanayideki üretim gücümüz yatmaktadır. 2003-2013 yılları arasında 2008 krizine rağmen Türkiye’de ortalama büyüme yüzde 5 olmuştur. Ama sevindirici olan Türkiye’de bu kriz yıllarına rağmen imalat sanayinin büyümesi yüzde 5,8 olmuştur. İmalat sanayi Türkiye’nin büyümesinden daha iyi bir performans göstermiştir. Ekonomimiz 2014 yılının ilk 3 çeyreğinde yüzde 2,8 büyüme yakalamışken, aynı dönemde imalat sanayinde büyüme yüzde 3,5 olarak gerçekleşmiştir” diye konuştu.

Refah seviyesini artırmanın ve ekonomide kırılganlıkları azaltmanın salt üretimle mümkün olmadığını ifade eden Bakan Işık, “Aynı zamanda üretilen ürünlerin yüksek katma değerli olması da gerekmektedir. Rekabet artık miktardan çok, katma değer alanında gerçekleşmektedir. Tüm ülkeler bu gerçekten hareketle ekonomilerini dönüştürmeye, AR-GE ve yeniliğe yatırım yapmaya başlamışlardır. Örneğin OECD tarafından, Çin’in AR-GE harcamalarında 2019 yılında dünyada ilk sırayı alacağı, AR-GE harcamalarında ABD ve Avrupa Birliğini geçeceği öngörülmektedir. Bizim de Hükümet olarak öncelik verdiğimiz konuların başında AR-GE ve inovasyon gelmektedir. AR-GE ve inovasyonu ülkemizin kalkınmasına ivme kazandıracak destekleyici bir güç olarak görüyoruz. Kriz dönemlerinde bazı ülkeler AR-GE ve inovasyona ayırdıkları payı azaltırken, biz artırarak devam ettirdik. 2007-2012 döneminde OECD ülkelerinde gayri safi AR-GE harcaması yıllık ortalama yüzde 2 artarken, ülkemizdeki artış oranı yüzde 8 olmuştur. Yine aynı dönemde kamunun AR-GE harcaması OECD ülkelerinde sadece yüzde 2,8 artış gösterirken, bu artış oranı ülkemizde yıllık ortalama yüzde 9 olmuştur. Bu doğrultuda, Bakanlığımız ve ilgili Kuruluşlarımızla birlikte AR-GE faaliyetlerine yönelik olarak 2015 yılı için yaklaşık 1,5 milyar TL bütçe ayırdık” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin artık yeni bir dönüm noktasına, yeni bir yol ayırımına geldiğini kaydeden Bakan Işık, “Mevcut yolu takip edersek, orta gelirli bir ülke olacağız, ancak üretim yapımızda katma değeri arttıracak çalışmalar yaparak yeni yola yönelirsek 2023 hedeflerimize ulaşabileceğiz ve gelişmiş ülkeler arasında yer alabileceğiz. Bu çerçevede, Sayın Başbakanımız tarafından Ekonomide Yapısal Dönüşüm Programının ilk 9 başlığı açıklandı. Bu 9 program ile Bakanlığımız önemli görevler üstlenmiştir”

Bakan Işık, OSB’lerdeki sanayi parsellerinin yapılaşma şartlarını yeniden gözden geçirdiklerini belirterek, taban alanı kısıtlamasını (TAKS) kaldırdıklarını söyledi.

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ise, “Malumunuz dünya ekonomisi yine çalkantılı bir döneme giriyor. Geçmişte olduğu gibi, bu dönemde de, özel sektörü dinamik olan ülkeler öne çıkacaktır. Çok şükür Türkiye güçlü ve dinamik bir özel sektöre sahip. Güçlü sanayi altyapımız küresel krizde bizim en büyük teminatımız oldu. Biz her zaman şunu söylüyoruz. Ülkelerin en büyük itici gücü, zenginliğin en büyük kaynağı, girişimcileridir, üreticileridir, sanayicileridir. Küresel çalkantılara ve bölgemizdeki belirsizliklere, rağmen Türk sanayisi hem dinamizmini, hem de direncini tüm dünyaya kanıtlamıştır.

Bu başarının arkasında ciddi bir emek var, birikim var, vizyon var. Şimdi önümüzde çok daha büyük hedefler var” dedi.

‘Sanayimizi ve ekonomimizi bir üst lige çıkarmak istiyoruz’ diyen Hisarcıklıoğlu, “Biz de bunu başarmak için gerekli inanç ve güç var. Tek yapmamız gereken yapısal reformlara hız kesmeden devam etmek. Üretimin, ihracatın ve istihdamın önündeki engelleri ortadan kaldırmak. Çok daha fazla üretmek, çok daha fazla istihdam etmek. 2015 yılında ekonominin önünde önemli riskler var. Bir taraftan, petrol fiyatındaki düşüş, bizi geneli itibariyle olumlu yönde etkiliyor. Ancak diğer taraftan, Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artırmaya başlayacağı beklentisi, küresel finansal koşullarını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde ekonomi politikasının çok dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Hükümetimizin ilk etabını açıkladığı ekonomide dönüşüm programları mutlaka devam etmeli. Yapısal reformlara ve AB sürecine daha fazla odaklanmalıyız.B-20 sayesinde 2015’de binlerce yabancı yatırımcı ve özel sektör kuruluşu başkanları Türkiye’ye gelecek” diye konuştu.