Hasan ÖZÜNAL
Bu nasıl mantık kardeşim?
İnsanlar sanayi yatırımları için can atıyor, sanayi tesisleri artsın diye olmadık taktikler uyguluyor ve siz bir fabrikanın ek tesisi yapmasına izin vermiyorsunuz.
Çiftçinin ürününe değer kazandıran, pek çok kişiye iş imkânı sağlayan birilerinin, ben daha fazla üreteceğim daha fazla iş imkânı sağlayacağım diyenlerin önünü kesiyorsunuz.
Bu nasıl mantık ki o bölgede birilerinin değeri az arazilerine değer katacak bir girişime set çekiyorsunuz.  
Bir yolunu bulmalı idiniz. Bir yardım kurumuna yardım falan yaptırıp, yasal boşlukları geçebilirdiniz. Olmazsa işlemeyen çarklar da yağlanırdı. Ne olurdu “olur” deseydiniz. 
Bu nasıl mantık!?
Şimdi bu kararı veren mantığı ne yapmalı?
Üstelik aynı mantık bir önceki yönetimde de kendini göstermiş ve olumsuz karar vermişti. 
Size ne; şehir yaz aylarında leş gibi kokarsa koksun, çevre kirlenirse kirlensin. Bu değerler kritik çizgileri aşıncaya kadar kim öle kim kala
Olmaz böyle bir şey…
HAYRET…
ELBETTE HAYRET EDECEĞİZ.
O fabrikanın o bölgeye yapılması gündemde iken ne kadar aklı başında insan var ise karşı çıkmış ve güzelim bölgenin katledileceğini etraftaki tarım arazilerine yazık olacağını bölgenin bir sanayi tesisini kaldırmayacağını bas bas bağırmıştık. 
O günkü mantık yukarıdaki savları tek tek sıralayıp bildiğini okumuştu.
O günden bu yana o bölge her geçen gün daha da kirlendi ve bölge halkının şikâyeti gün geldi tüm Karamanın şikâyeti oldu.Üstelik irili ufaklı başka tesisler için de örnek teşkil etti. 
Karaman Organize Sanayi Bölgesinde onlarca dev tesisimiz gurur ve iftihar vesilemiz, geçim kaynağımız ve geleceğe uzanan köprümüz olurken bu tesis aynı değerlere bir türlü ulaşamadı.
Karaman Belediye Meclisinin aldığı bu karardan dolayı kutlamak lazım. 
Dileriz aynı mantık ekonomik ömrünü tamamlayan tesislerin işletme izinleri konusunda da aynı titizliği gösterir ve bu tesisin Organize Sanayi Bölgesine taşınarak hem teşviklerden hem de kümeleşme imkânlarından faydalanması sağlanır. Yani bir anlamda tesise ve işletme sahiplerine de iyilik edilmiş olur. 
Bugün o fabrikaya büyüme izni vermeyen mantık geçmişte de olsaydı keşke… Bugün bunlarla uğraşmak zorunda kalmazdı bu toplum. Toplum hafızası o günlerde olup biteni unutmuş olabilir. Devlet yatırımı olarak başlayan tesisin yeri, Karamanda seçilebilecek en kötü bölge idi. 
Ulaşımdan enerjiye, deprem riskinden çevre korunmasına, güvenlikten iklim hareketlerine kadar her yönden tek bir artısı olmayan bölgenin demek ki birileri için kişisel bir artısı vardı. O nedenle tüm topluma karşı durulup böyle bir karar alındı.
Bugün bu yanlışa ortak olunmadığını görmek bölgemizde artık yönetim ve idare mantığının değiştiğini gösteriyor.  
O yıllarda alınan bu karara kızmış ama şaşırmamıştık. Bugün bu alınan kararı da tebrik ediyoruz ama şaşırmadık. Gönül umduğu kapıya küser; o günkülere o karar bu günkülere de bu karar yakışır. 
Bir fidanı dikerken dahi büyüdüğü zaman karşılaşılacak sorunları düşünmeden, dalı nereye gider, kökü nereye ulaşır, hangi ev hangi işyeri için sıkıntı oluşturur, elektrik iletim hatlarına veya telefon kablolarına ne zarar verir, yaprağı meyvesi dökülünce zarar verir mi, bölge iklimine ne kadar dayanabilir soruları sorulmayan bu memlekette artık geleceği düşünebilen bir mantık oluştu ise çok büyük aşama kaydetmişiz demektir.
Olumsuz ahlaka göre mantıksız olan bu mantığı ayakta alkışlayıp kutluyoruz…