Cumhuriyet yönetiminin toplum yapısını yönlendirici uygulamalarının en belirgin örneklerinden biri olan Köy Enstitülerinin kuruluşunun 77. yılı Nilüfer’de kutlandı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’da, hem okuma yazma oranını yükseltmek hem de köy ilkokullarına öğretmen yetiştirmek amacıyla 17 Nisan 1940 yılında açılan Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 77. yıl dönümü Nilüfer’de kutlandı. Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği Bursa Şubesi iş birliğiyle Konak Kültürevi’nde düzenlenen etkinliğe geniş katılım oldu. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Her yıl Köy Enstitülerini anmaya, o yılki şartları biraz tartışmaya, biraz ‘Onları neden kaybettik?’ diye sorgulamaya çalışıyoruz. ‘Türkiye’nin aydınlık meşalesini söndürenler kimlerdi?’ Bunları hâlâ daha bilmiyoruz. Belki bunu tartışmamız gerekiyor. ‘O dönemde gerçekten bu meşale kimler tarafından söndürüldü?’ Onu net olarak bilmiyoruz. İhtimaller var, onun için bunu bu zamanda ortaya çıkarmak lazım. Biz de dahil geleceğimizin de bunu bilmesi gerekiyor” dedi.

Köy Enstitüleri’nin kapatılmasıyla birlikte önemli bir fırsatın kaçtığına dikkat çeken Başkan Bozbey, “Aydınlanma meşalesini yakalamışız, elimize tutuşturanlar bir müddet sonra birilerinin baskısıyla bizim elimizden aldılar. Bu bizim topraklarımızda yaşayan bunca insana yapılmış büyük bir hakarettir. Onun için bu günleri yaşıyoruz, onun için yıllarca kardeş kardeşi vurdu, yıllarca etnik kimlik, dinsel kimlik tartışıldı ve birbirimizi yok etmeye çalıştık. Eğer Köy Enstitüleri devam etmiş olsaydı belki bugün biz uzayla ilgili, bilimle ilgili tartışmaları yapar duruma gelirdik ve ekonomimizin de çok ileri seviyede olacağını düşünüyorum. Böyle güçlü bir ülke olacaktık biz ama bizi bu duruma sokanları ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak geleceğimiz adına asla affetmiyorum” diye kaydetti.

Nilüfer’de sanatla, sporla ve eğitimle ilgili etkinliklerde Köy Enstitüleri’nin küçük bir modelini uygulamaya çalıştıklarını söyleyen Bozbey, bu ülkenin büyük ölçekte bunu yapmasına ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Mustafa Bozbey, “Köy Enstitüleri bilgiyi, pratiği, dayanışmayı, insan sevgisini öğretiyordu. Bizim şimdi aradığımız değerler bunlar. İnsanlar dürüst olsun, doğru söylesinler, tartışma ortamı yaratsınlar ve uzlaşsınlar, topluma doğru bilgiler aktarsınlar istiyoruz. İşte o Köy Enstitüleri bunları öğretiyordu. Karamsar olmaya gerek yok, biz ileriye bakacağız, güneş hiçbir zaman için balçıkla sıvanmamıştır, her sabah yeniden doğuyor ve her sabah hem sıcaklık veriyor hem de aydınlatıyor. Onun için güneşi takip etmeye devam edeceğiz. Her sabah uyandığımızda yeniden düşüneceğiz, eksiklerimizi görerek yola devam edeceğiz ama dürüstçe, insanca, insan haklarına saygıyı en üst düzeyde tutarak bunu yapmak zorundayız. Aksi takdirde gerçekten dünyanın en güzel ülkesine sahip olan biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak üzüntü çekebiliriz” şeklinde konuştu.

Etkinlikte , “Bozkırda Açan Çiçekler” isimli belgeselin de gösterimi yapıldı. Yönetmenliğini Sedat Akar’ın yaptığı ve Köy Enstitüleri mezunlarının Köy Enstitüleri’ni anlattığı belgeseli izleyenler göz yaşlarına hakim olamadı.