1999 Düzce depreminin 15’nci yılında, deprem ve doğal afetlere hazırlık konusu yeniden gündeme geldi. AKUT Çanakkale Ekip Lideri Hüseyin Şahin, Çanakkale’nin afet hazırlıkları hakkında bilgi verdi.

AKUT Çanakkale olarak bugüne kadar birçok öğrenciye ve vatandaşa eğitim ve seminerler verdiklerini söyleyen AKUT Çanakkale ekip lideri Hüseyin Şahin, “Çanakkale AKUT ekibimizde 40 gönüllümüz olup 15 gönüllü operasyonel yetkinliğe sahiptir. Diğer taraftan civar illerdeki AKUT ekipleri de kısa zamanda olası doğal afetlerde bizlerle beraber müdahale edebilecek durumdadır. Kriz anında ise Valiliğe bağlı AFAD kurdugu kriz masasına bağlı olarak görev yaparız. İl merkezli bir afet olursa, gelen kurtarma ekipleri Çanakkale AFAD’ın yakın bir zamanda hazırladığı ÇAMP (Çanakkale Afet Müdahale Planı) çerçevesinde il merkezinin hemen dışında oluşturduğu kamplarda konaklayacaktır. Uluslararası standartlara göre bir arama kurtarma ekibi kendi iaşe’sini (yeme-içme ve konaklama malzemeleri) sağlayabilir olmalıdır. Deprem konusunda da artık tecrübeli bir ülke sayılabileceğimizden, bu konuda eksiği olan pek fazla ekip bulunduğunu düşünmüyorum. Yani her ekip, çalışacağı süre boyunca tüm ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitedeki lojistik çadırlarla alana gelecektir” dedi.

Bir afet anında ençok ihtiyaç duyulacak şeyin güvenilir bilgi olduğunu da hatırlatan Şahin, “Yardım etmek isteyen kişilerden öncelikle isteyebileceğimiz kendi oturduğu bölgelerdeki hasar durum bilgisini kriz masalarına ulaştırmalarıdır. Bu konuda Çanakkale AKUT ekibi olarak hasar tespit çalışmaları için bisikletli ve motosikletli ekipler hazırlamaktayız. Bunun dışında bir yardımı özellikle operasyon sahasına girilmek istenmesini biz asla ve asla kabul etmeyiz. Profesyonel hiçbir ekip bunu kabul etmez. Bu yüzden ısrarcı olmamaları gerek. Ekip üyeleri haricinde sivil bir vatandaşın kurtarma çalışmalarında bulunması doğru değildir. Bir kurtarmacı 10 yılda zor yetişiyor. Sayısız eğitim alıyor, tatbikata katılıyor, pratik yapıyor, aletleri tanıyor, neyi nasıl kullanacağını biliyor, psikolojik altyapısı da bu çalışmalara evvelinde hazırlanmış durumda… İnanın bunlar hiç kolay ve hızlı olmuyor. Biz yıllarca kendinse emek verilmiş, eğitim verilmiş bir operasyon personelinin yanına yoldan geçerken yardım etmek isteyen vatandaşı nasıl verebiliriz? Bu riski asla almayız. Bu hem operasyonun devamlılığını ve sağlıklı yürümesini, hem kazazedenin can güvenliğini, hem ekip arkadaşlarımızın can güvenliğini hem de kişinin kendi can güvenliğini hiçe saymak demek olur. Sivil vatandaşlar mutlaka bir işin ucundan tutmak istiyorlarsa kriz masasındaki danışmanlardan görevlendirme isteyebilirler” diye konuştu.

Deprem gibi afetler için evlerde güvenli nokta oluşturulması gerektiğini de hatırlatan Hüseyin Şahin, şu bilgileri verdi; “Hayat üçgeni denen oluşumun her yaşam alanında olabileceği unutulmamalıdır. Deprem esnasında değişik yaşam alanlarındaki güvenli bölgelerin nereler olduğuna karar verilmeli ve mümkünse tatbikat yapılmalıdır. İletişimin kesileceğini varsayarak ayrı yerlerde olan aile fertlerinin bir buluşma noktası belirlemeleri gerekmektedir. Eşyaları sabitlemek öncelikle can güvenliği için, daha sonra da hayatı idame ve de maddi kayıpları engelleme açısından gerekli bir davranıştır. Deprem riski taşıyan bir binada yıkılma öncelikle merdivenlerden, balkonlardan ve sonra da kolonlardan başlar.”