Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Biyomühendislik Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Alataş, yapraklı kara yosunu Vejetasyonu konusunda bilim dünyası için “Lewinskyetum affinis Alataş ve Uyar 2017" isimli yeni bir bitki birliği tanımladı.

Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Biyomühendislik Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Alataş ve ekibi tarafından Abant Dağları’ndaki 67 bin 315 hektarlık alanda 3 yıl süren çalışmada bin 279 bitki değerlendirildi. Alanda bulunan çeşitli ağaç gövdelerinden 194 örnek alan ekip, bunları klasik Braun Blanquet (1964) metodunun yanı sıra Detrended Correspondance Analysis ve Two Way Indicator Species Analysis gibi multivaryete analiz yöntemleri ile fitososyolojik analize tabi tuttu. Analiz sonucunda, “Lewinskyetum affinis Alataş ve Uyar 2017" isimli yeni bir bitki birliği tanımlandı.

Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Alataş, “Abant Dağları’nda 2012 yılında başladığımız bir çalışmaydı. Çalışmanın içeriği halk arasında kara yosunları olarak bilinen bryofit ve küçük bitkilerdi. Bunlar kaya, toprak ve ağaç üzerinde yetişen bitkilerdir. Biz, ağaçlar üzerinden kara yosunlarını içeren örneklik alanlar aldık. Bu örneklik alanları üş aşamalı analizden geçirdik. 194 ağaç üzerinden aldığımız örneklik alanın 38’inin birbirine uyumlu olduğunu gördük ve bitki birliğini tanımladık. Bu çalışma üç aşamalı analizle de doğrulandı. Üç analiz sonucunun birbirini doğrulaması neticesinde bu bitki birliğinin dünya için yeni olduğuna karar verdik. Yaptığımız çalışma TÜBİTAK kapsamında kabul görerek dünya literatürüne girmiş oldu. Birliğe, kendimin yanı sıra Gazi Üniversitesi’nde danışman hocamın soy ismini verdik” dedi.

"Amaç biyoçeşitlilik zenginliğini ortaya çıkarmak"

Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmaların sınırlı olmasının çalışmayı önemli kıldığını kaydeden Alataş, “Türkiye’de 1976 yılından 2011 yılına kadar toplam 8 çalışma yapılmıştı. 2011 yılından itibaren bu sayıyı 30’a yükselttik. Bu alanda parmağın sayısı kadar araştırmacı sayısı var. Amacımız bu araştırmalarla Türkiye’nin biyoçeşitlilik zenginliğini ortaya çıkarmaktı. Dünyanın birçok ülkesinde bu çalışmalar tamamlanmış olmasına rağmen ülkemizde birçok alan bu yönde boş kalmıştır. Gerek Ardahan gerek Karadeniz gerek diğer bölgelerde yapılan çalışmalarda bu alanın eksikleri gidermeye çalışıyoruz. Abant Dağları’nın önemi ise Türkiye’deki 122 önemli bitki alanından birisi olmasından kaynaklanıyor. Abant Dağları’nın kara yosunu bakımından zenginliğini ortaya çıkarmış bulunmaktayız. Tanımlanan bu birlikle Türkiye’nin değişik platformlarda temsil edilmesi bu çalışmanın ülkemizden olması dünya literatüründe tanınan dergilerde basılmış olması bir nevi ülkemizin biyoçeşitliliğini tescillemek demektir. Türkiye, Avrupa içinde baktığımızda 12 bin bitkinin 9 bin çeşidini barındırmakta ve bunların 3 bini sadece ülkemizde yetişmektedir. Bu tür çalışmalarımızı devam ettireceğiz” diye konuştu.

“Tunceli’de de çalışılacak”

Munzur Bölgesi’nde 1980 yılında kara yosunları konusunda bir çalışma yapıldığını belirten Alataş, şunları kaydetti:

“Bunu daha ileriye götürmek anlamında Munzur’a bir arazi planlamaktayız. Munzur’un, Tunceli’nin zenginliğini ortaya çıkarmak istiyoruz. Zaten Türkiye’de kara yosunları bakımından tüm alanların çalışılması gerekmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki çalışmaları yaptığımız zaman birçok ülke bunu tamamlamış, biz de Türkiye’deki bu açığı çalışmalarımızla kapatmayı düşünüyoruz.”