Mersin’de dün meydana gelen 3,6 büyüklüğündeki depremin, doğanın bir uyarısı olduğunu belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Erkan Demir, Mersin’in birkaç aktif faya yakın, deprem riski yüksek bir kent olduğunu dile getirerek, “Dün yaşanan depremle doğa bizleri uyardı. Tüm yetkilileri nükleer santral macerasından vazgeçmeye davet ediyoruz” dedi.

Mersin’de dün merkez Mezitli ilçesi merkezli meydana gelen 3,6 büyüklüğündeki deprem, nükleer karşıtlarını harekete geçirdi. Bugün Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklaması yapan Mersin Nükleer Karşıtı Platformu (NKP) üyeleri, deprem riski yüksek bir kent olan Mersin’de nükleer santral yapmanın büyük felaketler yaşanmasına neden olacağı uyarısında bulundular.

“MERSİN, DEPREM RİSKİ YÜKSEK BİR KENT”

Mersin NKP Dönem Sözcüsü Seyfettin Atar ile NKP üyelerinin katıldığı açıklamada, NKP Yürütme Kurulu adına açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Demir, Türkiye’nin yüzde 92’sinin deprem bölgesi içinde yer aldığına, nüfusun yüzde 95’inin ise deprem tehlikesi altında yaşadığına dikkat çekti. Sanayinin yoğun olduğu kentlerin yüzde 75’inin, barajların yüzde 41’inin 1. ve 2. derece tehlikeli deprem bölgesinde yer aldığına işaret eden Demir, Mersin’in de deprem riski açısından kıta sınırlarının, yer hareketlerinden ve aktif faylardan doğrudan etkilenebilir jeolojik konumda bir kent olduğunun altını çizdi. Dünkü depremin kentin büyük bölümünde yoğun şekilde hissedildiğini ve çok sayıda insanın paniğe kapıldığını dile getiren Demir, “Mersin ve yakın civarı, Doğu Anadolu Fayı sismik kuşağı, Ecemiş fay zonu ve Mersin’in doğusunda bulunan Afrika-Anadolu ile Arap-Anadolu plaka sınırlarıyla güneyden kuzeye doğru uzanan Ölü Deniz fayının kesim noktası içinde yer almaktadır. Bu üç aktif kuşağın her biri Mersin’de ciddi hasar yaratan ve gelecekte hasar yaratabilecek deprem yapma özelliğine sahiptir. Tarihsel kayıtlar kentimizin 3 kez depremlerle yıkıldığını göstermektedir. Kentimizin, taşıma gücü düşük alüvyonal bir zemin üzerinde kurulu olması ve yer altı suyunun yüksek olması, zeminde sıvılaşma riskini artırdığından olası büyük bir depremde kentimizde hasar sağlam bir zeminin aksine birkaç misli fazla olacaktır” diye konuştu.

“YETKİLİLERİ NÜKLEER SANTRAL MACERASINDAN VAZGEÇMEYE DAVET EDİYORUZ”

“Dün yaşanan depremle doğa bizi uyardı” diyen Demir, Mersin’in bir değil, birkaç aktif faya yakın, deprem riski yüksek bir kent olduğunu kaydetti. Yetkilileri, deprem riski böylesine yüksek bir kentte, Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi’nde kurulması planlanan nükleer santrale karşı uyaran Demir, “Henüz güvenli konutlar, yollar, barajlar gibi mühendislik yapıları inşa edemeyen, denetimsizlikler nedeniyle projelerin enkaza dönüştüğü, can ve mal kayıplarının yaşandığı ülkemizde, tüm yetkilileri nükleer santral macerasından vazgeçmeye davet ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, ülkemizde doğa olayları afete dönüşüyor ve bu süreçte olası bir kaza ya da hasar nükleer santral için de kaçınılmaz görünüyor” ifadelerini kullandı.

Nükleer santralin kurulacağı bölgenin de Helenik-Kıbrıs yayı, Doğu Anadolu ve Ölü Deniz fay zonu ile Orta Anadolu fay zonundan etkilenme olasılığı bulunduğuna dikkat çeken Demir, şunları söyledi: “Bütün bu veriler, bölgenin tahmin edilenden daha fazla sismik risk taşıdığını ve bu riskin Doğu Anadolu Fay Zonu, Ölü Deniz Fay Zonu yanı sıra Orta Anadolu Fay Zonu ve Helenik Yayı’ndan kaynaklandığı açıkça görülmektedir. Depremlerden sonra yaşanan nükleer felaketlerin yaşattıkları ve ödenen bedeller dikkate alınmalı, nükleer santrallerin tüm canlı yaşamı için ne kadar büyük bir tehlike kaynağı olduğu unutulmamalıdır.”