Uzmanlar yağışlı geçen günlere aldanılmaması konusunda uyarıyor. Türkiye’yi daha şiddetli ve uzun süreli bir kuraklık bekliyor.Kış yağışları,kuraklığı belirleyen en önemli faktörlerden birisi.Türkiye’nin kış mevsiminde alacağı yağış miktarını Kuzey Atlantik Salınımı belirliyor. Bunun yeni bir dönem olduğunu vurgulayan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ecmal Erlat,kuraklık ve küresel ısınmanın yağışlara rağmen arttığını söylüyor.

Doç. Dr. Erlat, Kuzey Atlantik Salınımı’nın Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası, Avrupa ve Amerika’nın doğusuna kadar uzanan geniş bir alanda iklim şartlarını belirlediğini ifade ediyor.

Atlantik’in güneyinde yer alan basınç sistemi ile kuzeyindeki basınç sisteminin bir tahterevalli gibi çalıştığından bahseden Doç. Dr. Erlat,bu haraketler sırasında ortaya çıkan basınç farkının iklimler üzerindeki etkisinin kuraklığı da etkilediğini söylüyor.

70’li yıllardan itibaren yaşanan kurak dönemlerin gittikçe uzadığını ve şiddetlenmeye başladığını ifade edenDoç. Dr. Erlat, “Türkiye özellikle 1970-2007 yılları arasında yoğun bir kurak döneme girdi.89-94 yılları arasında ise en kötü kuraklık dönemini yaşadı.1994’ten sonraki en kurak dönem 2007 yılında yaşandı. Dünyada sıcaklığın artmasına bağlı olarak iklim kuşakları ekvatordan kutuplara doğru kaydı. Dolayısıyla bu kayma Akdeniz havzas ındaki kuraklıkların daha da şiddetlenmesine neden oldu” diye konuştu.

YAĞIŞLAR YÜZDE 20 AZALACAK

Doç. Dr. Erlat’a göre, 2008-2013 yılları arasında Kuzey Atlantik Salınımı’na bağlı olarak yağışlarda göreceli bir artış var. Bu da geçmişte yaşadığımız kuraklıkları unutmamıza neden oluyor. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli IPCC’nin yaptığı çalışmalar, 2100 yılına kadar Doğu Akdeniz havzasındaki kış yağışlarında yüzde 20 oranında düşüş gerçekleşeceğini ve buna bağlı olarak da çeşitli bölgelerde çölleşme yaşanacağını öngörüyor.Bunun nedeni olarak da su tüketimi,yaşam şekli gibi konularda politika değişimine gidilmemesini gösteren Doç. Dr. Erlat,kuraklığa adaptasyon sağlanmasına ve bu konuda hükümet bazlı, kalıcı çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.