Bölgedeki illerden gelerek Diyarbakır’da toplanan alimler, HDP-DTK ve HÜDA-PAR’a sulh çağrısı yaptı. Alimler, ellerini ’barış’ için semaya kaldırdı.

Bölgede IŞİD’in Kobani’ye saldırısı ile başlayan ve sonrasında devam eden olayların tamamen durulması, HDP-DTK ile HÜDA-PAR arasında yaşanan gerilimin sona ermesi için bir çağrı da bölgedeki alimlerden geldi. Sulh ve Adalet Hareketi’nin çağrısıyla Diyarbakır’a gelen çok sayıda alim, Bağlar ilçesinde Nur Camisi’nde buluştu. Kur’an-ı Kerim’in okunmasıyla başlayan programda alimler, HDP-DTK ile HÜDA-PAR arasında sulh sağlanması ve çözüm sürecinin nihayete eriştirilerek, başta bölge ve Türkiye olmak üzere, Ortadoğu ve dünyada barışın hakim olması için dua etti.

Daha sonra konuşan alimlerden Süleyman Kurşun, yerkürede ve özellikle de Ortadoğu olarak isimlendirilen coğrafyada düşmanlıklar ve savaşların tarih boyunca sürdüğünü belirterek, "Kabil’le başlayan kan dökme kültürü her türlü sorunun çözüm yöntemi olarak kabul görmüştür. İşgal, istila ve sömürü politikaları devlet erkini elinde bulunduran diktatörlerin ve tiranların başvurduğu yegane dayanak olmuştur. Yeraltı ve yer üstü zenginliklerin bölüşümü yöneticilerin programında yer almamış ve bencillik sürekli olarak duygulara hakim gelmiştir. İnsanlığa bir kader olarak belletilmek istenen kargaşa ve anarşi halinin, kulların işlediği amellerin bir sonucu olduğu bilinmelidir. Zira layık olduğunuz sistemle yönetilirsiniz ilkesi ve ‘Bir kavim kendinde olanı değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirecek değildir’ ilahi düsturu, ahvalimizi daha iyi tespit etmek ve çareler üretmek için gerekli imkanları sunmaktadır" dedi.

"TARAFLAR SOMUT ADIMLAR ATMALI"

Kurşun, Sulh ve Adalet Hareketi’nin organizatörlüğünde bölgenin dört parçasından buraya toplanan insanlar olarak, oluşturdukları talepleri şöyle sıraladı:

"Kaosun biran önce sona erdirilmesi ve toplumdaki gergin havanın dağıtılması. Yeni bir kardeş katliamına ve güven ortamının yok edilmesine yol açacak her türlü girişimden uzak durulması. Bir süredir devam eden olumlu havanın korunması ve bunu fırsata dönüştürebilmek için taraflar arasında iyi niyet gösterilerini bir an önce somut adımlara dönüştürülmesi. Yaşadığımız acı hadiseler bize öldürmeyle ve kardeş katliamlarıyla bir sonuç alınamayacağını göstermiştir. O nedenle ilim, irfan, bilim ve teknoloji gibi Allah’ın verdiği aklın ürünü olan imkanları kullanarak hakkımızı almak yerine, sisli havalar oluşturarak insanları şiddete sevmeden yöntemlere itibar edilmemesi. Çatışma dönemlerinin ve savaş atmosferlerinin bir ürünü olan korku, bunalım, tedirginlik ve güvensizlik yerine; cesaret, ferahlık, sükunet ve güvenin devamlılığı için çabaların gösterilmesi."