Hepimizin sıkıntılı, zor dönemleri vardır. Beklenmedik kazalar,beklenmedik durumlar,hastalık,yalnızlıklar gibi bu durumlar sıralanabilir.Bu zaman dilimlerinde insan kendisine uzanacak bir el,yanında hissedeceği bir dost arar.Onu dinleyecek,onun dertleriyle dertlenecek,onaylayacak kişiye karşı derin ve anlamlı bir bağ kurmak ister.Yalnızlığa terk edilmişliğinden,sıcak bir dostluktan mahrum bırakılmasından,yalnızlığından dolayı karamsarlığa düşmüş kişilere yüreğimizi açmak çok mu zor?

Uzatılan bir eli tutup,ona yardımcı olmak,onun yanında olup ona moral ve destek vermek insanın yaşamsal ve içsel güzelliğinin değerlerini arttırmanız neden size zaman kaybettirici olmaktadır? Hasta insana iyileşeceğini söylemeniz, dertli olan kişiye derdinin geçeceğini,sıkıntılarının biteceğini söylemek,onun  yüreğine ulaşmanız size ne kaybettirir? Biz olmak,bir olmak,dostluk yumağı oluşturmak, varlığı onaylamak cana can katmak, sevincini paylaşmak,acısına ortak olmak neden insanlara sıkıntı vermektedir…? Neden Konuşurken gözlerimizi kaçırıyor, yapmacık tavırlar sergileyip geçiştirmek, hiç kimseyle iletişim içine girmemeye çalışıyoruz.

Biz olmak zaman alır,bir olmak zaman alır,dost kazanmak zaman alır “sen önemlisin “demekten kaçışlarımız bundandır. Yalnız başına bırakılmış dertleriyle mücadele eden, sıkıntılar içinde boğuşan,herkes tarafından kenara itilmiş insana el uzatmak işimize gelmediği için hemen oradan uzaklaşma eğiliminde oluruz. Çünkü el vermekte zaman alır, değer vermekte, insan olmakta, dost kazanmakta…

Birine değer vermekten, onu çok sevdiğini söylemekten korkup kaçanlar zamanı kendilerine saklarlar,egolarına yenik düşmüşlerdir, bencillikleri ruhlarını esir almış yürekleri nasırlaşmıştır,kalpleri mühürlü duygularını hırs bürümüştür ve dost kalmayı,can yoldaş olmayı ve  dahası insan olmayı bir türlü becerememişlerdir.

İnsanoğlu nedense sıkıntılı dönemlerinde, zor dönemlerinde dokunacak bir el arar, derdini paylaşacağı bir dost arar,bir dala tutunmak için bir el, ayağa kalkmak için direnir tıpkı yeni yürümeye başlayan bir çocuk gibi ;işin karını zararını bilmeden,ürkek bir şekilde,adım atmaktan korkarak etrafına bakınır. Böyle zamanlarda ona uzanacak bir el,  dostum dediği kişi onu korkularından arındırır ve yaşadıklarının geçici olduğunu düşündürterek hayata sıkı sıkıya sarılmasına sebep olur. İnsanın yaşamını zorlu kılan, insan yaşamını kaosa çeviren, üstesinden bir türlü gelemediği çetin , zorlu savaşlarıdır. Bu savaş bazen hastalık , sebepsiz tartışmalar , bazen de gönül yalnızlığı olur. İnsan her  türlü oyunların,tuzakların, entrikaların içinde debelendiğinde onu oradan çıkartabilecek yüreğine su serpecek,rahatlatacak bir el arar…İyi olduğunuzda dost görünen,sırdaş gibi görünen çoktur; el ayaktan düştüğünüzde,dertlerin içinde boğulduğumuzda, başınıza olmadık işler geldiğinde herkes kaçacak bir delik arar,ortadan kaybolur ki” aman benden bir şey istemesin,bununla kim uğraşacak” başıma bela olmasın diye düşünür insan denen zavallılar …Paran pulun varken,durumun iyiyken,psikolojin iyiyken, akbabalar gibi tepene üşüşenlerin aslında hiç olmadıklarını görürsün…Zor zamanlarda tanır insan sevdiklerini ,dostlarını, hastane koridorlarında yalnızlığın ürpertisiyle baş başa bırakıldığınızda kimin ne kadar insan olduğunu görürsünüz…

İnsanın güçlü olduğu,moralinin iyi olduğu dönemlerde yardıma ihtiyacı yoktur. Bizler zor, zayıf anlarımızda bir dost eline ihtiyaç duyar bizi anlamalarını isteriz, bize yardım etmelerini isteriz. Üstesinden gelemediğimiz iç sıkıntılarda varlığımızın tescil edilmesini bekleriz . İnsanın can yoldaşı, kardeşliği zor gününde belli olur. Hangimiz ağır koşullardan,zor zamanlardan  geçmedik ki…

Yüreklerimizin hafiflemesine,gönüllerimizin ferahlamasına ihtiyaç duyduk an ben an…En son kimin en zor anında yanında oldunuz ve ona destek verdiniz hiç düşündünüz mü? Kime “sen önemlisin ve yaşaman gerekir,benim için değerlisin “ dediniz? Kimin sırtına elimizi değdirerek desteğinizi hissetmesine yardımcı oldunuz? Varsa yoksa kendi hayatlarımızı nasıl daha iyi yapabiliriz,kariyer anlamında,maddi anlamda düşünerek zaman harcadık hep. Birine değer vermek,onu can ciğer yerine koyup destek olmak, acılarını duyumsamak, yaraya merhem olmak demektir ki bu da zaman alır. Değerlerinin farkına varamamış ,bencil olan,ilişkilerini çıkara dayandıran insan başkalarının acılarını hissedemez.