Bir dizi darbe teşebbüsü, e-muhtıra, gezi olayları, 17 ve 25 Aralık paralel ihanetle sonuç alamayan uluslar arası şebeke ve onların yerli uzantıları, bugün Kürtler üzerinden Kobani bahane edilerek şehirlerimizin caddelerini, sokaklarını ateşe veriyor, yağma ediyor. İnsanları öldürüyor. Otobüsleri ateşe veriyor. Okulları kundaklıyor, eğitim kurumlarına Molotoflu saldırılar yapıyor. Bu hadiseler bir talebi dile getirme şekli değildir. Bunlar apaçık terörize eylemlerdir.
Uluslar arası şebeke Türkiye’nin bir Irak, bir Suriye olması için çırpınıp duruyor. Türkiye’nin kalkınmasını, gelişmesini, huzurlu bir ülke olmasını istemiyor. Onların istememesi gayet doğal da bizim ülkemizdeki Kürtlere ne oluyor, bunu anlamak mümkün değil. 30 yıllık bir terör belasının sonlanması için olağanüstü bir gayret gösterildi. Artık analar ağlamasın, şehit cenazeleri gelmesin diye bir çözüm süreci başlatıldı. Kalkınma hamleleri devreye sokuldu. Birlik, beraberlik ve kardeşlik vurgusu yapıldı. Çanakkale dendi, Çanakkale ruhu dendi. Et tırnak gibiyiz dendi. Çözüm süreci resmen ilan edildi, resmi gazetede yayımlandı. E peki kardeşim bu yaptığınız nedir? Hangi vicdana, hangi insafa, hangi müsamahaya sığar bu yaptıklarınız.
Yaptıklarının aşağılık bir şey olduğunu yüzlerini kapatarak belgeleyen ellerindeki taşlarla, sopalarla, Molotoflarla ve hatta silahlarla bu ülkenin canına kast eden o gençlere sesleniyorum. Kandırılıyorsunuz. Aldatılıyorsunuz. Gençliğinizi elinizden çalıyor sizi o ateş çemberine sürenler. Allah aşkına akıl melekeniz niye var sizin. Niye azıcık akıl etmiyorsunuz? Kundakladığınız okulda senin kardeşin okumuyor mu? Molotofladığın, yaktığın otobüsü senin annen, baban kullanmıyor mu? Camlarını indirdiğin dükkanlardan senin insanın alışveriş yapmıyor mu? Canına kastettiğin polis senin can güvenliğini, mal güvenliğini korumuyor mu? Ya hu bu akıl niye var?
Seni o ateşe atan ağababaların unutma ki perde gerisinden el ovuşturuyor. Senin üzerinden sözümona siyaset devşiriyor. Unutma yakarak, yıkarak, yok ederek elde edebileceğin bir şey yok. Çünkü sen ne elde etmek istediğini de bilmiyorsun. Yüzünü aşağılık bir iş yaptığının göstergesi olarak kapatıp sadece kendini kullandırıyorsun. Umut ediyorum ki bunu idrak edecek azıcık akıl kalmıştır, o bezle kapattığının arkasında.
Siz ey o gençleri sokağa sürenler, bunun adı siyaset yapmak değil. Bunun adı bir talebi dile getirmek değil. Buradan bir sonuç alamayacaksınız. Bu ülkeyi ve bu milleti parçalayamayacaksınız.
Bu eylemlerin zamanlamasına dikkat ettiniz mi? Aradan daha iki hafta geçmedi Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Millerde ki konuşmasının ardından. Oradaki konuşma dikkatli bir şekilde bir daha incelenirse, bu hadiselerin niçin ortaya çıktığı da anlaşılır. Ne demişti Sayın Cumhurbaşkanımız oradaki konuşmasında. Dünya beşten büyüktür. Evet bu cümle uluslar arası şebekeyi tedirgin etti. Dünyayı kendilerinden ibaret gören bu şebeke Türkiye’yi boş bırakmadı.
Zalime zülmünü hatırlatmanın cezasını çekiyor bugün Türkiye. Dünya beşten büyüktür demenin adeta bedeli ödetiliyor. Ancak hiç umutlanmayın bunca yaptığınız zulüm, dünyayı sürüklediğiniz felaket sizi kurtaramayacak. Adaletin şaşmaz terazisi hak ettiğinizi önünüze koyacak bir gün. Sömürünüzün de, adaletsizliğinizin de, çürümüş ve kokuşmuş medeniyetinizin de sonu bir gün gelecek.
Nasıl ki darbe teşebbüsleriniz, vesayetçi anlayışınız sonuç bulmadı. Nasıl ki gezi kalkışmanız başarılı olmadı ve nasıl ki 17 ve 25 Aralık paralel ihanetinizle hükümeti yıkma ameliyeniz gerçekleşmedi, bugün de bu kaos planınız başarılı olamayacaktır. Allah bu milletin yardımcısı olacaktır. Yeniden Büyük Türkiye kurulacaktır. Adalet ve barış zemininde hakkın üstün tutulduğu bir anlayış küresel bir boyut kazanacaktır. Zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Dünya beşten büyüktür beyler.