İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’nin Batı’nın İslamlaştırılmasına Karşı Vatanseverler Hareketi ile ilgili yaptığı açıklamaların Müslümanları endişelendirdiğini söyledi.

İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, Batı’nın İslamlaştırılmasına Karşı Vatanseverler Hareketi (PEGİDA)’nın yaptığı gösterileri münasebetiyle bir açıklama yaptı. Almanya’da artan İslam karşıtlığı eylem ve söylemlerin ülkede yaşayan Müslümanları tedirgin ettiğini belirten Yeneroğlu, “Biz Müslümanlar Pegida saflarında gösterilere katılan insanların endişelerini, her ne kadar yersiz olsa anlayışla karşılıyoruz. Zira bu endişelerin nereden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Bu endişeler yıllardan beri politikacılarımız tarafından körüklenmektedir. Anlayışla karşılayamadığımız husus ise, İçişleri Bakanlarımızın göstericilere anlayış gösterdiklerini ifade etmeleridir” dedi. Siyasilerin yapacakları açıklamalarda dikkatli olmalarını isteyen Yeneroğlu, 11 Eylül olaylarından bu yana İslamiyet’in ve Müslümanların Almanya’da siyasiler tarafından iç güvenlik tehdidi olarak kullanıldığını ve Müslümanların terörist, eyleme hazır, tehlikeli varlıklar olarak kamuoyunda odak noktası hâline getirildiğini söyledi. Tehdit unsuru olanlarla masum insanlar arasında bir ayrım yapılamadığına da değinen Mustafa Yeneroğlu, “Toplum ne olduğu belli olmayan İslamizm diye tabir edilen olguyla İslam arasında ayrım yapabilecek durumda değildir. Artık güvenlik birimleri de kendi oluşturdukları kavram kargaşasının neticelerine kulak asmamaktadırlar. Bu kavramlar yalnızca Müslümanlara karşı hissedilen endişeleri körüklemeye hizmet etmektedir. Bu sebeple, her ne kadar yersiz olsalar da halktaki endişeyi gayet iyi anlayabiliyoruz ”dedi.

Federal İçişleri Bakanlığının göstericilere anlayış gösterilmesi gerektiğini ifade etmesinin sorumsuz bir politikanın yürütülmesi anlamına geldiğini belirten Yeneroğlu, “Acilen bu insanların endişelerinin yersiz olduğu; ama bunların da durup dururken ortaya çıkmayıp medyayı da etkili bir biçimde kullanan güvenlik politikası neticesinde hâsıl olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır. Siyasilerden güvenlik konseptlerini tekrardan masaya yatırmalarını, güvenlikle alakalı kavramları ‘İslam’dan bağımsız hâle getirmelerini, güvenlik birimlerini kültürlerarası eğitime tabi tutmalarını ve duyarlı hâle getirmelerini, ayrıca halkı İslam düşmanı hislerden arındırmak adına kalıcı önlemler almalarını talep ediyoruz. Öte yandan aşırı sağa, antisemitizme ve İslam düşmanlığına karşı etkili programlara ihtiyacımız olduğu da açıktır. Bunun için de Müslüman karşıtı suçların müstakil olarak kaydedilmesi kaçınılmazdır” açıklamalarını yaptı.