Öğretmenler, 'bilgisayarlı eğitimin, öğrencileri daha saygılı yaptığını ve öğrenme isteğini artırdığını' düşünüyor.

Elleri tebeşire bulanan öğretmenlerin, karatahtadakileri kurşun kalemle defterine geçiren öğrencilerin oluşturduğu sınıflar, Almanya‘da artık mazi oluyor denilebilir. Dijital eğitim Alman okullarında giderek yaygınlaşıyor. Sadece varlıklı ailelerin yaşadığı semtlerde değil, düşük gelirli ailelerin yaşadığı mahallelerin okullarında da karatahtanın yerini Smartboard denilen bilgisayarlı yazı tahtaları, kalem ve defterin yerini tablet bilgisayarlar alıyor.

Başkent Berlin’in göçmen nüfusun yoğun olduğu Neukölln semtindeki Heinrich-Mann Lisesi, Almanya'da dijital eğitim veren öncü okullardan biri... Sabah saat 8:00. Matematik öğretmeni Sabine Lemke, ders başlar başlamaz bilgisayarından kimlerin ödevini yapıp yapmadığını görebiliyor. Heinrich-Mann Okulu’nda kullanılan online matematik öğrenme programının adı Bettermarks. Matematik öğretmeni Lemke, kendi bilgisayarından hangi öğrencilerin matematik problemlerini doğru çözdüğünü görebiliyor.

Dijital eğitimin faydaları

Yaklaşık üç yıldır dersleri bilgisayarlı sınıflarda veren Lemke, dijital eğitimin faydalarını şöyle açıklıyor: “Bu, öğrencilerimiz için yeni bir iletişim aracı değil. Onlar zaten akıllı telefon ve dizüstü bilgisayarlarıyla büyüyen bir kuşak. Bu nedenle okulların bu iletişim araçlarına yönelmemesini doğru bulmuyorum. Aksine okullar, öğrencilere bu cihazların nasıl akıllıca kullanılabileceğini, bunlarla sohbet etmek ve oyun oynamaktan daha önemli şeylerin yapılabileceğini göstermeli.”

Bilgisayarların ders amaçlı kullanımı yoluyla mevcut teknolojinin amaca uygun biçimde değerlendirilmesi taraftarı olan öğretmenlerden biri de Jan Karcher. Heinrich-Mann Lisesi’nda henüz stajyer öğretmen olarak çalışan Karcher, üniversite yıllarında bilgisayarların eğitim ve öğrenimde nasıl kullanılması gerektiğine dair lise öğrencileri üzerinde araştrımalar yapmış ve bu tarz eğitimin bazı dezavantajlarını da tespit etmiş. Karcher, örneğin sunumlarında karmaşık grafik ve efektler kullanmak isteyen öğrencilerin dikkatinin içerikten uzaklaştığını gözlemlemiş. Jan Karcher, "Araştırmada, öğrenciler zamanlarının büyük bir kısmını teknik ayrıntılarla oyalanarak geçirdi. Ancak aslında içeriği yansıtmaları gerekiyordu. Sonuçta onlardan beklentimiz, harika animasyonlar yapabilmeleri değil" diye konuşuyor.

Karatahta yerine "akıllı tahta"

Dijital eğitim Almanya’da bu kadar yaygın değilken online öğrenim sistemleri üzerine çalışmalar yapan Karcher, üniversite yıllarında gerekli desteği alamadığından yakınıyor. Karcher, “Gerçi bize belki birkaç yazılım gösterilmiştir ama zaten hepsi çok eskiydi. O programlarla öğrencilerin karşısına çıksanız, öğrenciler sıkılır” diyor.

Oysa Heinrich-Mann Lisesi’ndeki bilgisayar sınıfları, son teknolojik imkanlarla donatılmış. Sınıfta, karatahtanın yerine Smartbord denilen interaktif bir yazı tahtası bulunuyor. Dev boyutlarda bir akıllı telefonu andıran bu dokunmatik ekranlı tahtada, öğretmen Sabine Lemke ve öğrencileri geometrik şekilleri parmakları ile çizebiliyor.

8’inci sınıf öğrencileri bu uygulamadan çok memnunlar.Öğrencilerden biri bu uygulamyı şöyle değerlendiriyor: “Bence çok daha iyi bir eğitim şekli. Artık 21’inci yüzyıldayız ve bence bu tarz eğitim, çağa çok daha uygun. Sunumlarımızı sadece kağıtlara çizmek yerine artık efektlerle yapabiliyoruz.”

Öğrenciler daha saygılı"

Dizüstü bilgisayarlarla öğrencilerin kendi kendine öğrenmesi teşvik edilmeye çalışılıyor. Bu hedefe ulaşmak, eskiden çok daha zordu. Bir süredir dijital eğitimin verildiği Heinrich-Mann Lisesi öğretmenleri, eski eğitim sistemleri ile karşılaştırdıklarında, bilgisayarlı eğitimin, öğrencileri daha saygılı yaptığını ve öğrenme isteğini artırdığını düşünüyor. Matematik öğretmeni Sabine Lemke de bu konuda şunları kaydediyor: "Dijital eğitim, birçok öğrencinin motivasyonunu artırdı. Çünkü alıştıkları sistemden yeni bir uygulamaya geçtiler. Hatta okumada ya da imlâda zayıf olan, elle yazmaktansa bilgisayarda daha rahat yazabilen öğrencileri de sınıfa entegre etmiş olduk."

Tüm bu avantajlarının yanı sıra bilgisayarların bazen takıldığı ya da çöktüğü de oluyor. Ama matematik öğretmeni Lemke, böyle durumlar için de hazırlıklı. Lemke her ihtimale karşı yanında çıktısını aldığı ders notlarını da getiriyor. Yani teknolojinin, kalem ve kağıdın koltuğunu tamamen devraldığı henüz söylenemez.

© Deutsche Welle Türkçe'den alıntıdır.

Anja Koch / Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu