Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Faaliyet gösterdikleri hemen hemen her ülkede gizli yapılanma içine giren ve ajanlık faaliyetleri artık daha da somutlaşan bu örgütlere karşı devlet ve hükümet başkanı dostlarımızın daha hassas olacaklarını umuyoruz” dedi.

“TÜRKİYE, AFRİKA KITASINA HER ZAMAN HÜRMET NAZARIYLA BAKMIŞTIR”

Erdoğan zirvede yaptığı açıklamada, “Afrika dönem başkanı Moritanya Cumhurbaşkanı Abdülaziz, Ekvator Ginesi Cumhurbaşkanı sayın Obiang, saygıdeğer devlet başkanları, saygıdeğer hükümet başkanları, değerli bakanlar ve heyet başkanları, hanımefendiler beyefendiler sizleri şahsım, heyetim ve Türkiye Cumhuriyeti’nin aziz vatandaşları adına sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Dost ülkesi Ekvator Ginesi’nde bu güzel şehirde 2. Türkiye -Afrika ortaklık zirvesinin açılışını yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ev sahibi olarak gösterdikleri sıcak misafirperverlik dolayısıyla Ekvator Ginesi cumhurbaşkanı sayın Obiang’a teşekkür ediyorum. Aynı şekilde bu anlamlı zirve için emeklerini esirgemeyen Afrika Birliği Dönem Başkanı Moritanya Cumhurbaşkanı Abdülaziz’e Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Dr. Dlamini-Zuma’ya da şükranlarımı sunuyorum. Zirveye katılan, katkı verecek olan tüm dost ülkelerin devlet hükümet başkanlarına, bakan ve heyet başkanlarına da aynı şekilde teşekkür ediyorum” dedi.

Afrika’nın Türkiye’nin her zaman kardeş toprağı olduğunu kaydeden Erdoğan, “Değerli dostlar, 2008 yılı Ağustos ayında İstanbul’da yaptığımız 1. Türkiye-Afrika zirvesinde Afrika’yı geleceğin önemli cazibe merkezlerinden biri olarak değerlendirdiğimizi belirtmiştim. Geride bıraktığımız 6 yıl içerisinde yaşanan gelişmelerin bugünümüzü haklı çıkardığını görmek bizleri ziyadesiyle memnun ediyor. Gerçekten de Afrika bugün sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda kaybettiği dikkat çekici ilerlemeyle tekrar dünyanın ilgi odağı haline gelmiştir. Afrika kıtasının yaşamakta olduğu büyük dönüşümden Türkiye olarak çok büyük mutluluk hissettiğimizi burada özellikle vurgulamak isterim. Şunu samimiyetle ifade etmeliyim: Afrika, Türkiye için her zaman dostlarının ve kardeşlerinin toprağı olmuştur. Binlerce yıllık tarihi olan en az 2 bin yıllık devlet geleneğine sahip olan, insanlığın ortak birikimine de eşsiz katkılar sağlamış olan Türkiye, Afrika kıtasına her zaman hürmet nazarıyla bakmıştır” dedi.

“AFRİKA’NIN YAŞADIĞI ACILARA, POLİTİK, STRATEJİK ÇIKAR ODAKLI BAKANLARDAN OLMADIK”

Erdoğan konuşmasında, “Burada bir noktanın altını özellikle çizmek isterim. Türkiye son bin yıl içinde Büyük Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti gibi iki büyük devlete sahip olmuştur. Selçuklu Devleti, Asya kıtası üzerinde geniş bir coğrafyaya hükmetmişti. Osmanlı Devleti ise Asya, Avrupa ve Afrika olmak üzere üç kıta üzerinde hüküm sürmüştü. Atalarımız olan, selefimiz olan bu iki büyük devlet de ne bölgelerindeki ülkelere ne de Afrika’ya asla ve asla ırkçı, köleleştirici ya da sömürgeci nazarla bakmadı. Biz Afrika halklarına her zaman gönüldeşlerimiz, kader arkadaşlarımız olarak gördük. Dillerimiz, değerlerimiz, etnik kökenlerimiz ve harici görünümlerimiz farklı da olsa biz kendimizi Afrika ile aynı geminin yolcuları olarak hissettik. Afrika kıtasının kadim medeniyetine her zaman takdirle baktık” dedi.

Türkiye’nin Afrika’ya her zaman insani, vicdani yaklaştığını dile getiren Erdoğan, “Afrika’nın yaşadığı acılara, politik, stratejik çıkar odaklı bakanlardan olmadık. Her zaman insani, vicdani nazarla yaklaştık. Aynı şekilde Afrika’nın sevincini, Afrika’nın başarılarını da hep kendi sevincimiz, kendi başarımız olarak gördük ve bununla da iftihar ettik. Tıpkı Selçuklu ve Osmanlı Devletleri gibi 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti de Afrika’ya hep bu nazarla bakmıştır. Afrika ülkelerinin bağımsız, özgür, barış ve emniyet içerisinde olabilmeleri, kendi istikametlerini tayin hakkına sahip olabilmeleri Türkiye’nin dış politikasının merkezinde yer almıştır. Başbakanlık görevini ifa ettiğim 2002-2014 yılları arasında Afrika’yla ilişkilere büyük önem atfettik. Kıtayla ilişkilerimizi yoğunlaştırmanın gayreti içinde olduk. 2005 yılını Türkiye’de Afrika yılı ilan ettiğimizde yürüttüğümüz politikayı Afrika Açılım Politikası şeklinde tanımlıyorduk. 2009 yılında Türkiye’nin kıtada 12, Afrika ülkelerinin ise Ankara’da 10 büyükelçiliği bulunuyordu. Bugün itibariyle Afrika’da 39 büyükelçilik, 4 başkonsoloslukla temsil ediliyoruz. Aynı şekilde Afrika ülkelerinin Ankara’daki diplomatik temsilcilik sayısı da 32’ye yükseldi. Kalkınma ortaklığından siyasi diyalog mekanizmalarına, eğitim, kültür faaliyetlerinden ekonomik işbirliğine, ticaret hacminden, yatırımlara, müteahhitlik hizmetlerinden, ulaştırma altyapılarına kadar birçok alanda birlikte büyük ilerlemeler kaydettik. Böylece karşılıklı olarak açılım sürecini tamamlamış olduk. Artık eşit ortaklığa dayalı yeni ve daha ileri bir aşamaya geçmemizin gerekli olduğunu gördük. Evet şimdi ortaklığımızın sağlam temeller üzerinde ilerletilme zamanıdır. Bu anlayışla bugün, zirvede kabul edeceğimiz bildiri ve uygulama planının bu ortaklığımızın köşe taşlarını teşkil edeceğine ve gelecek dönemdeki hedeflerimize yön vereceğine inanıyorum. Bu önemli belgelerin Afrika Birliği ve üye ülkelerin öncelik verdiği konulardaki işbirliği alanlarını kapsadığını, bu noktada özellikle tarım, enerji, sağlık, eğitim, küçük ve orta ölçekli işletmeler, istihdam, yatırımların teşviki, enerji ve ulaştırma gibi konularda dayanışmaya ve daha verimli, daha derin bir işbirliğine hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum” dedi.

“TÜRKİYE EBOLA SALGINIYLA MÜCADELE İÇİN AFRİKA’DAKİ DOSTLARIMIZA EK OLARAK 5 MİLYON DOLARLIK İLAVE KAYNAK AYIRDI”

Erdoğan konuşmasında Afrika’ya yapılan yatırımlara değinerek, “Zirvenin temasında da vurgulandığı gibi kalkınma ve bütünleşme yolunda yeni bir ortaklık modeli hedefinde birlikte ve kararlılıkla yürüyeceğiz. Değerli dostlarım, Türkiye Afrika’da çok yönlü, çok boyutlu bir politika izliyor. Sahraaltı Afrika ülkeleriyle ticaret hacmimiz son 10 yılda 10 kat artış kaydetti. Afrika’daki yatırımlarımızın toplamı 6 milyar dolara ulaştı. THY an önce de izledik, bugün itibariyle Afrika kıtasında 40 farklı şehre tarifeli sefer düzenliyor. Bu seferlerin ve sürekli genişleyen uçuş ağının da katkısıyla her yıl Türkiye’yle Afrika arasında turizm, kültür, iş ve ticaret amacıyla karşılıklı olarak seyahat edenlerin sayısı yılda 200 bini aşan rakamlara ulaştı. Bu sayının her geçen yıl artmakta olduğunu da belirtmekte fayda görüyorum. 1991-2013 döneminde Afrika ülkelerine lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde toplam 3254 burs kontenjanı açtık. Son 2 yılda ise Afrika’daki genç kardeşlerimize Türkiye’deki üniversitelerde binin üzerinde yeni burs tahsis ettik. Bu sayıyı daha da artıcağız. Zira bu gençlerin Türkiye’de alacakları kaliteli eğitim ve edinecekleri yüksek becerileri buralara geri dönüp ülkelerinin ve içinden çıktıkları toplumların hizmetine sunacaklarına güveniyoruz. Sağlık sektörünün Afrika ülkeleriyle işbirliğimizde önemli bir alan olarak belirgin hale geldiğini özellikle görüyoruz. Bundan da büyük memnuniyet duyuyoruz. Sudan’da açılan 150 yataklı hastanenin ardından Somali’de de 200 yataklı tam teşekküllü bir hastanenin açılışına hazırlanıyoruz. Kendi kendine yetebilir şekilde Türk ve yerel sağlık personeli tarafından ortak işletilen ve sunduğu sağlık hizmetleri bakımından örnek uygulamalar arasına giren benzeri projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Son dönemde ebola salgını dolayısıyla zor bir dönemim yaşanmakta olduğu bu günlerde sağlık alanındaki iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz” dedi.

Ebolayla mücadelede yapılan yardımlara da değinen Erdoğan, “Bu vesileyle Türkiye’nin Ebola salgınıyla mücadele için Afrika dostlarımıza şimdiye kadar yaptıklarımıza ek olarak 5 milyon dolarlık ilave bir kaynak ayırdığını açıklamak istiyorum. Bu konuda yuvarlak masa toplantısı sırasında daha ayrıntılı bilgi sunacağım. Bu arada Türkiye’nin somut iş birliği teklifleri olarak 5 yıl içinde bin uzmanın Türkiye’ye meslek öğretmek için 3 aylık, 6 aylık periyotlarla getirebiliriz. Ki bu her yıl 200 uzmanın eğitilmesi anlamına gelmektedir. Birileri 5 yıl içinde 10 ülkede birer model olmak üzere tarım hayvancılık projesi geliştirebiliriz ki her yıl iki ülkeyi alabiliriz. Bu konuda deneyimimiz çok ileri derecede bunu da özellikle hatırlatmak istiyorum. Değerli dostlarım Afrika artık küresel alandaki ağırlığı giderek artan siyasi ve ekonomik bir kıta olarak geleceği görüyor. Dünyanın yüz ölçümü bakımdan en büyük ikinci kıtası olan Afrika’nın önümüzdeki yıllarda zengin doğal kaynakları ve insan kapasitesiyle uluslararası sistem içerisinde giderek daha etkin rol oynayacağı açıktır” dedi.

“GİZLİ YAPILANMAYA GİREN, AJANLIK FAALİYETLERİ SOMUTLAŞAN ÖRGÜTLERE KARŞI DOSTLARIMIZIN DAHA HASSAS OLACAKLARINI UMUYORUZ”

Erdoğan konuşmasında, Afrika Birliği’ne yapılan yardımlardan söz ederek, “Diğer yandan Afrika’da ekonomik ve sosyal kalkınma, çatışmaların önlenmesi, demokrasi, insan haklarıyla sorunların barışçıl çözümü alanlarında önemli başarılar kaydedildi. Bu kazanımların muhafazasını ve daha ileri noktalara ulaştırılmasını önemsiyoruz. Afrika Birliğinin ve bölgesel örgütlerin belirlenen hedefler doğrultusunda siyasal ve ekonomik bütünleşmenin sağlanması doğrultusunda öncü rol oynamaya devam edeceklerine inanıyorum. Afrika Birliği’nin temsil gücünün ötesinde siyasi ağırlığının günden güne artmasını ve üye ülkelerde ortaya çıkan sorunların çözümünde oynadığı rolü not ediyor ve memnuniyetle karşılaşıyoruz. Afrika Birliği bütçesine yapmakta olduğumuz nakit bütçe katkısını önümüzdeki yıllarda da devam ettireceğimizi belirtmek isterim. Terörizm, organize suçlar ve uyuşturucuyla mücadelenin yanı sıra yoksulluk, eğitimsizlik ve salgın hastalıklara karşı yürütülen çalışmalarda Afrika ülkeleriyle sonuç odaklı ve projelere dayanıklı güçlü bir iş birliğine hazır olduğumuzu vurgulamak istiyorum” dedi.

Konuşmasında Afrika başkanlarını uyaran Erdoğan, “Burada bir hususa da özellikle dikkatlerinizi çekmek isterim. Bazı Afrika ülkeleriyle Türkiye arasına bazı sivil toplum örgütü ya da eğitim gönüllüsü maskesiyle çeşitli tehlikeli yapıların nüfuz etmeye çalıştıklarını görüyoruz, bunu da dikkatle izliyoruz. Faaliyet gösterdikleri hemen hemen her ülkede gizli yapılanma içine giren ve ajanlık faaliyetleri artık daha da somutlaşan bu örgütlere karşı devlet ve hükümet başkanı dostlarımızın daha hassas olacaklarını umuyoruz. Eğitim ve insani yardım görüntüsü altında Türkiye dahil olmak üzere faaliyet gösterdikleri her ülkede ciddi tehdit teşkil eden bu örgüt ve örgütlere karşı her türlü bilgi paylaşımını ve ortak mücadeleye hazır olduğumuzu burada vurgulamak isterim. Değerli dostlar bu 2. Zirvenin Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında yeni bir dönüm noktası teşkil edeceğine yürekten inanıyorum. 3. Zirve için İstanbul 2019 biliyorsunuz hazır. Orada sizlere ev sahipliği yapmak için sabırsızlanıyoruz. Ben zirvemizin başarılı geçmesini ümit ediyor, Türkiye-Afrika ortaklığının geleceği için en iyi dilek ve temennilerimi sunuyorum. Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese özellikle teşekkür ediyorum” dedi.