Pedagoji Derneği Kurucu Üyesi Mehmet Yaşar çocukların merak dolu sorularını ’Bir Sorum Var’ kitabıyla hikayeleştirdi. Bir hikaye kurgusu içinde yazılan kitap, öğrencilerin fen derslerine yardımcı olacak.

15 yıllık ’Tahterevalli’ radyo çocuk programı yapımcısı ve Pedagoji Derneği Kurucu Üyesi Mehmet Yaşar, kalem aldığı ’Bir Sorum Var’ kitabıyla çocukların merak dolu sorularını hikayeleştirdi. Popüler bilim serisi olarak hazırlanan ’Bir Sorum Var’ kitabı, öğrencilerin fen derslerine yardımcı olmayı hedefliyor. Hikaye kahramanının, çevresinde gördüğü ve merak ettiği sorularına bilimsel cevaplar, bir hikaye kurgusu içinde öğrenciye anlatılıyor. Kitap boyunca, bitmek bilmeyen sorularının peşine düşen Can, emekli radyocu dedesiyle mikro alemlere fantastik yolculuklar yapıyor.

İlköğretim öğrencileri için hazırlanan ’Bir Sorum Var’ kitabında, bitkilerde hareket, böceklerde solunum, bakterilerin bazı özellikleri, sıvılarda basınç, bulutlar ve yağış gibi konular mizahi dille ele alınıyor.

“SORU SORAN ÇOCUK ELMAS GİBİ PARLAR”

“Böyle bir yöntemle çocuklar ders konularını daha çok seviyor ve soru soran çocuk çabuk öğreniyor” diyen Mehmet Yaşar, “Çocukların sağlıklı zihinsel gelişimleri için sordukları her türlü soruya, sabırla ve onların algı seviyelerine uygun cevaplar vermeliyiz. Bu yaklaşımımız onların öğrenme isteklerini kamçılar, merak duygularını besler. Onları soru sormaktan uzaklaştıracak, merak duygularını köreltecek her türlü eğitim ve terbiye şekli çok kıymetli bir madeni işlememek anlamına gelir. Nasıl ki, elmas ile kömür aynı karbon atomlarına sahiptir, fakat kömürde düzlemsel dizilim, elmasta üç boyutlu kristalize dizilim olduğundan birisi elmas, öbürü kömür olur. Aynı onun gibi, çocukların sorularına verilecek cevaplar, bilginin zihinlerinde kristalize dizilimine ve elmas gibi çocukların yetişmesine vesile olacaktır. Soru soran çocuk elmas gibi parlayacaktır. Tersinde ise maalesef kömür gibi bir nesil yetiştirmiş oluruz” ifadelerini kullandı.

Adam olacak çocuğun, sorduğu sorudan belli olduğunu söyleyen Mehmet Yaşar, şunları söyledi; “Gazalî’ye ’Bilgide bu seviyeye nasıl ulaştın?’ diye sorulunca, ’Bilmediklerimi çekinmeden sormakla’ diye cevap vermiş. Bugün bizler onun ortaya koyduğu eserlerden anlayabiliyoruz ki, Gazalî sorularına tatmin edici cevaplar bulmuş. Peki Dan Brown’ da nasıl olmuş? Dan Brown, çocukluğunda birgün kilisenin papazına ’dünya nasıl yaratıldı?’ diye sorunca, papaz da ’iyi çocuklar böyle sorular sormaz’ demiş. Bu yaklaşım sonrasında ise bir süre sonra dini bıraktığını söylüyor kendisi. Çocuklar sorularına makul cevaplar bulamazlarsa yönleri değişebilir. Bu yüzden biz bu kitapta, çocukların soru sormaya teşvik ederek, hayret ve merak duygularını kamçılayıp okul süreçlerinde onlara katkı sağlamayı amaçladık. Bunun içinde didaktik bir dil kullanmanın ötesinde pedagojik sınırlar dahilinde bir yaklaşım ve mizahi unsurları kullanmaya çalıştık.”

“SORU SORMAK BASİT BİR ZİHİNSEL İŞLEM DEĞİLDİR”

“Soru sormak basit bir zihinsel işlem değildir” diyen Mehmet Yaşar, “Çocukların soru sormaları; cesaret, merak, kararlılık ve sonuca ulaşma süreçlerini içerir. Bu süreçleri sağlıklı geçiren çocuklardan dahiler ortaya çıkar. Bunun en güzel örneği Nobel ödülü alan bir bilim adamının hikayesinde saklıdır. Bu bilim adamına başarısının sırrı sorulunca ’başarımın sırrı annem’ cevabını veriyor. Çünkü annesi ona hergün okuldan gelince, birçok kişi gibi ’bugün okulda ne sordular?’ yerine ’bugün öğretmenine güzel bir soru sordun mu?’ diyormuş. Annesinin sayesinde soru sorma yeteneği onu saygın bir bilim adamlığına taşımış” ifadelerini kullanarak, eğitimcilere ve ailelere, çocukların sorularını önemsemek gerektiğini tavsiye etti.