Mühendislik Fakültesi öğrencilerinde bilimsel düşünme, araştırma, araştırmacılık ve proje kültürü, ilgi ve anlayışının oluşup gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen yarışma Selçuk Üniversitesi Müzesinde gerçekleştirildi.

Yarışmada Bilim Kurulu tarafından değerlendirilen projelerden 106’sı finale kalmayı başarırken Demircioğlu’nun ‘Deniz Suyundaki Hidrojen Sülfürden (H2S) Elektroliz Yöntemiyle Hidrojen Üretimi’ isimli çalışması da finalist projeler arasında yerini aldı.

“HİDROJEN ENERJİSİ 21'İNCİ YÜZYILIN ENERJİ TRENDLERİ ARASINDA YER ALIYOR”
Erhan Demircioğlu, yarışmada elde ettiği başarıdan dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Teknolojinin sürekli olarak gelişmesi ve bunun sonucunda yükselen bir ivme ile enerji talebinde bulunulması, hidrojenin önemini artırmaktadır. Hidrojen enerjisi 21'inci yüzyılın enerji trendleri arasında yer alıyor. Bu süreçte dünyanın yürüttüğü enerji politikalarını izlemek, çağa uyum sağlamak gerekiyor. Türkiye’nin hidrojen enerjisine adaptasyonunun gerçekleşebilmesi için ülkemizin kendi enerji kaynaklarının farkında olunması ve bu kaynaklardan etkin bir biçimde faydalanılması lehimize olacaktır. Bu çalışmada dip sularımızda bulunan hidrojen sülfürden (H2S) elektroliz yöntemiyle hidrojen üretilmesi önerilmektedir. Bu sayede kendi sınırlarımız içinde yer alan önemli bir hidrojen kaynağının değerlendirilmesi sağlanmış olacaktır.” şeklinde konuştu.

“HİDROJEN ÜRETMEK ARTIK DAHA UCUZ OLACAK”
Projenin teknik detayları hakkında bilgi veren Demircioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Deniz Suyundaki Hidrojen Sülfürden (H2S) Elektroliz Yöntemiyle Hidrojen Üretimi projesi suyun elektrolizi ile üretilen pahalı hidrojene alternatif oluşturacak niteliktedir. Günümüzde en çok kullanılan hidrojen üretim yöntemi suyun elektrolizidir. Fakat hidrojen ve oksijen arasındaki bağın sağlamlığı elektroliz için çok fazla enerji gerektirmektedir. Bu durum maliyeti oldukça arttırmaktadır. Bu çalışmada kullanılan hidrojen sülfür sayesinde hidrojen üretmek artık daha ucuz olacak. Hidrojen ve kükürt arasındaki bağ, su molekülündeki bağa oranla daha zayıf olduğu için verilmesi gereken enerji miktarı daha az olmaktadır. Enerjideki bu tasarruf maliyette üç kat düşüş meydana getirerek yatırım maliyetini makul düzeylere çekmektedir.”

“HİDROJEN, DOĞALGAZIN YERİNİ ALACAK”
Demircioğlu, proje ile elde etmeyi düşündüğü hidrojeni, geliştirdiği özel alaşımlara sahip parçalarla birlikte kombilerde kullanmayı amaçladığını vurgulayarak, “Böylelikle ülkemizin en çok ithalat talebinde bulunduğu doğalgaz tarihe karışabilecektir. Bu amaçla özel tasarımlara sahip kombi ve ocak prototipleri ürettim. Bu prototipleri daha da geliştirerek halkımızın kullanımına sunmayı hedefliyorum.” dedi.

Demircioğlu konuşmasının son bölümünde ise çalışmaları boyunca kendisine destek veren başta ailesi olmak üzere, Proje Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Kadir Sabancı’ya, KMÜ Rektörü ve Mühendislik Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Mehmet Akgül’e, üniversite yönetimine ve finansal desteklerinden ötürü TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığına teşekkür etti.