Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halit Çalış, gençlik ve din konusunun her zaman gündemini koruyan bir konu olduğunu belirterek, “Modern hayatla birlikte gençliğin dini hayatla olan irtibatı birçok araştırmaya konu olmuştur. Bu bağlamda İslami İlimler Fakültesi olarak başta milletimizin, özelde ise üniversitemizin gençlerinin durumlarının akademik bir çalışma ile gündeme getirilmesinin çok temel bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Buna bağlı olarak da üniversitemizin bütün birimlerinde belli bir oransal veriyi esas alarak bir anket gerçekleştirdik. Çalıştayımızda da bu anketimizin sonuçlarını değerlendireceğiz ve durumumuzu tekrar gözden geçirme imkânı bulacağız.” dedi. 
Bu tür çalışmaların bundan sonra da sürekli tekrarlanacağını söyleyen Prof. Dr. Halit Çalış “Ülkemizde gençliğimizin dini algı ve yönelimleri üzerine yapılan birçok araştırma mevcut. Biz de yapmış olduğumuz araştırma ile kendi üniversitemizdeki gençlerimizin dini algı ve yönelimlerini ele aldık.” dedi.

Prof. Dr. Halit Çalış yapılan çalışmadan bir soruyu paylaşarak bu soruya verilen cevaplar hakkında yorumda bulundu ve şöyle konuştu: “Anketimizde yer alan ‘Kur’an-ı Kerim’de modern hayata uymayan bazı hükümlerin olduğunu düşünürüm’ şeklindeki soruya üniversite öğrencilerimizin yüzde 20’si bu görüşe katıldığını belirterek cevap verdi. Bu sonuç, üzerinde çok düşünülmesi ve uykuları kaçırması gereken bir sonuçtur. Bu sonucun neden kaynaklandığı konusunu çok çalışmamız ve analiz etmemiz gerekiyor. Özellikle ülkemizdeki İslami İlimler Fakülteleri, İlahiyat Fakülteleri ve Diyanet İşlerinde görev yapan birimler Kur’an’ın içerdiği hükümlerin modern hayat ile barışık olup olmadığı ve varsa çelişkilerin neden kaynaklandığı konusunda yoğun bir çaba sarf etmeliler.” 

Ankete 813 Öğrenci Katıldı

Prof. Dr. Halit Çalış’ın ardından söz alan Arş. Gör. Mustafa Özdemir yapılan çalışma hakkında teknik bilgileri aktardı. Arş. Gör. Özdemir, bireylerin zihinsel sorgulama ve vicdani hesaplaşma anlamında en yoğun olduğu dönemlerin gençlik evresine denk geldiğini belirterek, “Gençlerin bu dönemde edinecekleri dini bilgi ve tecrübeleri hayatlarının geri kalanına olumlu ya da olumsuz olarak etki edecek hatta gelecek nesiller de bundan nasibini alacaktır. Gençlerin şu anki durumunu bilmek ve geçmiş yıllarla karşılaştırmak günümüzde yaşanan pek çok sorunun anlaşılmasında fayda sağlayacaktır.” dedi. 

Arş. Gör. Mustafa Özdemir, 15 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi akademik birimlerinde uygulanan ankete yüzde 41’i erkek yüzde 59’u kadın olmak üzere toplam 813 öğrencinin katıldığını belirterek ankete katılanların yaş aralıkları, öğrencilerin ailelerinin eğitim ve meslek bilgileri gibi verileri aktardı ve anket soruları üzerinden katılımcıların vermiş oldukları cevapların oranlarını paylaştı. 

“Kitabi dindarlık ve popüler dindarlık”

Çalıştayda söz alan Yrd. Doç. Dr. Ali Bayer ise çalışma sonunda elde edilen verilerin sosyolojik analizini yaptı. Gençlerin İslamcı, Atatürkçü, Milliyetçi, Komünist, Ateist şeklinde çeşitli kimlikler altında toplandığını belirten Yrd. Doç. Dr. Bayer ‘Sekülerleşme’ hakkında anlatımlarda bulundu. Dini kurum ve sembollerin toplumdaki önemini kaybetmesi sürecini sekülerleşme olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Bayer konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir zamanlar toplum içerisinde din hakim iken dinin kendi özerk alanına çekilmesi sekülerleşmenin bir örneğidir. Birebir dünyevileşme ile eş anlamlı olmayan bu kelime aslında Batı kaynaklıdır. Bunun yanı sıra sekülerleşme laiklik ile de aynı anlama gelmez.” 

Yrd. Doç. Dr. Ali Bayer anket sonucuna göre toplumda inanç esaslarının yüksek oranda kabul gördüğünü ifade ederek, “Bireyler inançla ilgili hususlarda kitabi dindarlığı esas alırken gündelik hayatta ise popüler dindarlığı esas almaktadır. Öğrencilerin okudukları bölümler onlar üzerinde etkilidir. Batı toplumlarında görülen sekülerleşme süreci ülkemizde de etkisini göstermektedir. Çalışmanın her ne kadar üniversite öğrencileri üzerinde yapıldığı düşünülse de yaş ve dindarlık oranlarının doğru orantılı olduğunu bilmekteyiz. Gerek ibadetlere düşkünlük bakımından gerekse inanç bakımından ortaya çıkan oranları yüksek buldum. Bundan sonra da bu oranların daha da artarak devam etmesini temenni ediyorum.” şeklinde konuştu. 

Çalıştayın sonunda değerlendirme konuşması yapan Prof. Dr. Halit Çalış bir ülkede akademik yapı ile o ülkenin bütün yönetim erklerinin bir arada ve ortaklaşa çalışması durumunda o ülkede kalkınmanın ve dirilişin başlayacağını savunarak “Bizim de bu ruhu diriltmeye ihtiyacımız var.” dedi.