Karaman’da Milli Eğitimde yapılan eğitim faaliyetleri, fiziki yatırımlar ve çalışmalardan oluşan son 4 aylık eğitim raporu değerlendirildi. Toplantıya Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu'nun yanı sıra, Müdür Yardımcısı H.Hüseyin Oduncu, Şube Müdürleri, Zeki Tuman, Haşim Tunca, Ahmet Aydoğdu, Abdurrahman Kurt, Turan Kayacılar, Adem Sarnıçlı, M. Akif Duman hazır bulundu. 
   

Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, “Karaman’da eğitim seviyesini bilgi seviyesini yukarılara taşıma gayretindeyiz.” dedi.
   

Dün sabah Öğretmen Evinde düzenlenen ve Milli Eğitim Şube Müdürlerinin de katıldığı toplantıda konuşan Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren destek hizmetleri şubesince yürütülen ve eğitime yapılan yatırımlar ile, projeler, yapımına yeni başlanan ve devam eden okul inşaatları, personel eğitimleri, kurslar, kurumlarla yürütülen projeler, rehberlik hizmet ve faaliyetleri, bilgi işlem ve sınav sonuçları ve eğitim çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.


Kahvaltı sonrası Milli Eğitim Şube Müdürleri Abdurrahman Kurt ve Turan Kayacılar tarafından slayt sunumu halinde, il genelinde yürütülen çalışmalar özetle anlatıldı.
   
Karaman’da personel eğitimlerinde 32 adet kurs verildiğini belirten Kayacılar; “Bu kurslarda toplam 1329 personelimize belge verildi.”dedi.

Sunumların ardından Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, “İnşaat ve fiziki çalışmalar bittiği takdirde Karaman’ın eğitimde hiçbir sorunu kalmayacak. “dedi.

Karaman’da eğitim, bilgi ve kültür seviyesini daha yukarılara taşımayı hedeflediklerini belirten Sultanoğlu, “Bizim eğitime bakış algımızla ilgili kısmında eğitim algımız açısından haksızlık yapılarak sübjektif bir kıstas üzerine oturtulmasını eğitimcilere, bu eğitimi organize edenlere, çocuklarımıza, öğretmenlerimize bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Eğitimi tek başına bir sayısal gösterge dediğimiz bir YGS sonucuna, LYS sonucuna ya da SBS sonucuna bağlarsak biz bunun dışındaki kalan öğrencilerimizin hepsini başarısız addederiz. Nasıl şimdi bir çocuğumuz üniversiteye girdi. Üniversiteye giren başarılı, giremeyen başarısız gibi bir algı bizde mutsuz bir toplum yaratır. Bu problem sadece Karaman’ın değil, tüm Türkiye’nin problemi. Sanki herkesin üniversite bitirecekmiş gibi, üniversite bitirilmeden mutlu olunmuyor, hayat devam etmiyor gibi bir algı oluşmuş. Bizim bakış algımızı kısmen akademik eğitimimizi mutlaka düzeltmemiz lazım. Bugün öğretmen açığı olmayan bir ilimiz. Beklide Türkiye’de öğretmen açığı olmayan il dense bu Karaman’dır. İnşaat ve fiziki anlamda da hiçbir ihtiyacı olmayan bir iliz. Genç bir öğretmen kadrosuna sahibiz. Sonuç ne peki. Daha iyi bir eğitim ve öğretim. Bizim test sistemimiz daha çok daha hızlı soruyu çözen çocukları seçiyor. Bilen çocuğu değil. Biz bileni değil, daha hızlı çözeni alıyoruz. Biz çocuklarımızda yeteneklerini ortaya çıkaran değil, daha hızlı çözeni ön plana çıkarıyoruz. Karaman’da okuma oranı artıyor ise biz demek ki bu işi iyi yapıyoruz. Çocuklarımızın başarılı olabilmesi için onlara mutlaka özgüveni vermeliyiz. Bir çocuğun eğitim ve öğretim dışında oyuna, eğlenceye de ihtiyacı var. YGS, LYS, SBS bir neticedir. Amaç değildir. Biz neticeden yola çıkarak kendimizi başarılı ya da başarısız ilan ederiz. Amacımız YGS’de ilk on içerisinde olmaksa bu doğru değil. Amacımız Karaman’daki eğitim seviyesini yükseltmekse bu doğru. Okuma seviyesini artırmaksa bu doğru. Eğer bunu kabul edip doğruyu hayata geçirirsek akademik olarak da kesinlikle Karaman çok iyi bir seviyede olur. İşte o YGS sonucunda da sürekli ilk on içerisinde olacağız. Bu başarının sürdürülebilir olmasını istiyorum. Sürdürülebilir bir başarı yoksa ben başarılı değilim. Bugün sabah ilk onun içindeyiz. Yarın çıkıp 75. oluyor isek demek ki bir sıkıntı var. Yarın onuncuysa onikinci de sekizinci de olabiliriz. Yukarı çıkıyorsak daha da iyi. Ama çıkıp onunculuktan bir anda 40., 50. oluyorsak hakikaten bir sorun var. Onun için bizim eğitime bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Biz öncelikle çocuklarımızın mutlu bir toplum olarak yetişmelerini hedeflemeliyiz. Biz çocuğumuzu mutlu edemediysek bizim mutsuz bir doktora, mühendise, öğretmene ihtiyacımız var mı? Bunu söylediğimde sanki akademik başarıyı öteliyormuş gibi bir algı oluşabilir.


Akademik başarıyı küçümsemek yada ötelemek değil. Ben şunu özellikle söylüyorum mutlu bir birey ancak akademik olarak da başarılı olur. Kitap okumanın ne kadar önemli olduğunu gittiğim her yerde vurguluyorum. Öğretmen arkadaşlarıma diyorum ki siz özendirin kendinizi rol model olarak verin çocuklara. Çocuklara kitap okumayı tavsiye edin. Öğretmen arkadaşlarımın öncelemeleri gereken şeyin okumak olduğunu anlatmalıyız. İyi okuyan bir toplum olursak inanıyorum ki her şeyi hak etmiş olacağız” diye konuştu.