İlimiz merkez İmam-Hatip Okulları Müdürleri, dokuz yıldır fen Lisesi müdürlüğünü yapan Mesut OKUR’un Karaman Kız İmam-Hatip Lisesi müdürlüğüne atanması vesilesiyle, Karaman Anadolu İmam-Hatip Lisesi müdürü Mehmet YALVAÇ, Karaman İmam-Hatip Ortaokulu müdür Musa KARTAV ve Cahit Zarifoğlu İmam-Hatip Ortaokulu müdürü Hüseyin BAĞIRGAN bir araya geldiler.
Mesut OKUR, Kız İmam-Hatip Lisemizin, merkez İmam-Hatip Lisemizin bünyesinden ayrılarak müstakil hale gelmesinin daha bir yıl olmadığını, süreçte emeği geçen başta müdürümüz Sayın Mehmet YALVAÇ Bey ve ekibine ve ayrıca kurucu müdür olarak görev yapıp yerine göre okul hizmetlisi ve okul memurunun yapacağı iş ve işlemleri de deruhte ederek bu günkü haliyle okulumuzu bizlere hazır hale gelmesinde büyük pay sahibi olan Sayın Kemal Gufrani ÇELEBİ Bey’e de Kız İmam-Hatip Lisesi camiası adına şükranlarımı arz ederim dedi.

İmam-Hatip Okulları müdürleri, bu kurumların geçmişteki yetiştirdiği nesillerle ülkemizin uluslar arası arenada itibarının artması ve söz sahibi olmasında önemli bir görevi yerine getirdiğini; bu nesillerin sadece okul değil çevresini oluşturan Kur’an Kursları, vakıflar ve derneklerin de hizmetlerinde bu okullarla işbirliği yapmasıyla söz konusu başarıyı elde ettiğini; bu hizmetlerin etkisinin okulun bulunduğu mahalleden başlayarak dalga dalga yayılarak tüm bir ülkeyi etkilediği hatta bir önceki Milli Eğitim Bakanımız, Değerli Büyüğümüz Sayın Ömer DİNÇER Bey’in önerisiyle diğer İslam ülkelerinde de bir numune-i imtisal olarak kabul gördüğünü; bu nedenle tarihinde zaman zaman önü bir şekilde kesilmiş olsa da malum 28 Şubat sürecinde öncelikle bu okulların asıl beslendiği çevreyle (Kur’an Kursları, vakıflar ve dernekler) bağının kopartıldığını, böylece hayat damarları kesilmiş bir organizmanın başına geleceklere maruz bırakıldığını, fakat artık bunların geride kaldığını önü açılan ve teveccühün fazlasıyla var olduğu bu okullarımızın tekrardan Kur’an Kursları, vakıflar ve derneklerimizin de geçmişte üslendikleri görevi yerine getirerek söz konusu teveccühle birlikte artan beklentinin karşılanabileceğini ifade ettiler. Ayrıca teknolojik gelişmenin getirdiği değişimin, öğrencilerimizin ailelerinin okulla bire bir; hatta öğrencilerin derslerine giren her bir öğretmenle bire bir yardımlaşmasının ve öğretmene yardımcı olmalarının elde edilecek başarıda kaçınılmaz olduğunu vurguladılar. Müdürler öncelikle Karaman İmam-Hatip Okulları Birliği anlayışı içinde, yönetim olarak birbirleriyle daha fazla danışma içinde olacaklarını, tecrübe paylaşımı ve faaliyetlerde yardımlaşma-dayanışma içinde olacaklarını dile getirdiler.

Mesut OKUR, mevkidaşlarına bu ilgilerinden dolayı teşekkür ederek sözlerine, teknolojik gelişmenin okulun rolünde de etkisini gösterdiğini, hayatın akışının hızlanması nedeniyle eğitim ordusunun son birimi olan okul ve son nefer dersteki öğretmen üzerinde baskıyı arttırdığını; beklentinin karşılamasında iyi öğretmen yetiştirmenin yanında okul ve öğretmen üzerinde oluşan kırtasiyeclik baskısının azaltılması ve kaldırılmasına dikkat çekerek devam etti. OKUR, bir okulda öğretmenlerin sürekli veya geçici olarak görev alacakları kurul ve komisyonların sayısının otuzdan fazla olduğunu sözlerine ekledi. Bu kadar prosedürün arasında sözgelimi, haftalık ders saati iki veya üç olan ve öğrenci sayısının kırk olduğu bir sınıfta Kur’an- Kerim dersinin bihakkın işlenemeyeceği; dolayısıyla halkın teveccüh ve beklentisinin arzulanan seviyede karşılanamayacağını; bu nedenle sorumluluğun paydaşlarla paylaşılması yanında okul üzerindeki prosedür baskısının azaltılmasının hayati öneme haiz olduğunu belirtti. İlave olarak, iyi ve çalışan öğretmenin eğitim-öğretim faaliyetlerinin mesai kavramına hapsedilmesinin öğretmene haksızlık olacağını, zira eğitimin kırk dakikada gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, o işini teneffüslerde, öğle aralarında hatta sokakta caddede ve evinde de sürdürdüğünü; kötü örneklerin öne çıkartılarak diğer bir ifadeyle su-i emsal misal değildir kaziyesinin tersine, kötü örnek gösterilerek yapılacak düzenleme ve söylemlerle öğretmenin üzülmesinin etkisini çok hızlı gösterdiğinin gözlemlendiğini ve iyi öğretmenlerin, beyaz atlara binip çekip gitmeleri durumunda geride kalan ne binaların ne de son model teknolojinin eğitimde bir anlamının kalmayacağını sözlerine ekledi.