Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, öğretmen atama yönetmeliğine ilişkin, “Yönetmelik taslağı her yönüyle yeniden gözden geçirilmelidir. Taslak, sendikaların katılımı ile yeni baştan ele alınmalıdır” dedi.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk, öğretmen atama yönetmeliğiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmelik taslağı yayınlandı. MEB yine öğretmenleri huzursuz etmeyi tercih etmiş görünüyor. Taslakta ilk göze çarpan problemler, 8 yıl aynı okulda çalışmış tüm öğretmenlere il içinde rotasyon, eşi özel sektörde çalışanlar için 3 yıl kesintisiz sigorta primi yatmış olma şartı, (Türk Eğitim Sen Çerçeve Yönetmeliğin bu maddesini yargıya taşımıştır), eşlerin ihtiyaç olan yerde Bakanlık inisiyatifi doğrultusunda bir araya getirilmesi. Bu üç temel problem öğretmenlerin ciddi itirazına sebep olmuştur” ifadelerini kullandı.

“MEB YETKİLİLERİ, ÇIKARACAKLARI YÖNETMELİĞİN BAŞBAKANLIK ÇERÇEVE YÖNETMELİĞE UYGUN OLMASI MECBURİYETİ OLDUĞUNU SÖYLEMEKTE”

Rotasyon dışındaki diğer iki problemin doğrudan Başbakanlık Çerçeve Yönetmeliği ile ilgili olduğunu bildiren Koncuk, şunları kaydetti:

“MEB yetkilileri, çıkaracakları yönetmeliğin Başbakanlık Çerçeve Yönetmeliğe uygun olması mecburiyeti olduğunu söylemekte, MEB’in bu konuda bir suçu olmadığı şeklinde savunma yapmaktadırlar. Halbuki, daha önceki öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmelikleri incelendiğinde çerçeve yönetmelikte yer almayan konuların MEB Yönetmeliği’nde olduğunu görürsünüz. Mesela, önceki çerçeve yönetmelikte özel sektörde çalışan eşler için bir düzenleme olmamasına rağmen MEB Yönetmeliği’nde bu doğrultuda düzenleme yapıldığı görülecektir. Yani MEB bugüne kadar bazı konularda inisiyatif kullanabilmiştir. Benzeri bir inisiyatif, bu alanlarda da kullanılabilirdi. Şuan ki öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin 3. maddesi yönetmeliğin dayanak maddesidir. Bu maddeyi incelediğinizde, çerçeve yönetmelikten hiç bahsedilmemektedir. Kaldı ki yargı kararlarını dahi uygulamayan, bu yargı kararlarına dahi kendince gerekçeler üreten MEB’in işine gelen konularda hiyerarşiden dem vurması, çerçeve yönetmeliği öne koyması da manidardır. Malumunuz olduğu üzere Müsteşar Yusuf Tekin, yargının şube müdürlüğü ile ilgili yönetmelik maddesini iptali karşısında şube müdürlüğü atamalarını iptal etmemiş, yargının önümüzdeki süreçte yeni bir iptal kararı vermesi durumunda da B planları olduğunu fütursuzca açıklamıştı. Bunları söyleyen bürokratların olduğu MEB’in şimdi gördüğü tepkiler üzerine çerçeve yönetmeliği günah keçisi yapması, her zaman olduğu gibi sorumluluk almaktan kaçması şaşırtıcı bir durum değildir.”

“MADDE BU HALİYLE KABUL EDİLEMEZ, MUTLAKA DEĞİŞTİRİLMELİDİR”

“Diğer problem madde, bir öğretmenin bir öğretmenle veya MEB’de çalışan diğer bir eğitim çalışanı ile evli olması durumunda aile bütünlüğünü sağlayacak yerin MEB tarafından ihtiyaç duyulan yer olarak belirlenmesidir” ifadesini kullanan Koncuk, “Maddenin bu şekilde uygulanması halinde, daha önce mahrumiyet bölgelerinde görev yapmış eğitim çalışanları tekrar bu bölgelere dönmek zorunda kalabilecektir. Bu uygulama, kazanılmış haklar ilkesine aykırı olduğu kadar hiçbir vicdan ölçüsü ile de bağdaşamaz. Bu madde sebebiyle binlerce öğretmen ve eğitim çalışanı şuan diken üstündedir. Madde bu haliyle kabul edilemez, mutlaka değiştirilmelidir” dedi.

Eşi özel sektörde çalışan bir eğitim çalışanının eş durumu tayini istemesinin bu madde ile iyice zora gireceğini belirten Koncuk, “Birçok meslek grubu yaptığı iş icabı bir işten aynı mahiyetteki başka bir işe girebilmektedir. Bu durumda memur olan eşin tayin istemesi 3 yıl kesintisiz sigorta ödemesi şartıyla imkansız hale gelecektir. Birçok özel sektörün kıdem tazminatı ödememek için 12 ay dolmadan girdi çıktı yaptığı düşünüldüğünde 3 yıl kesintisiz sigorta şartı ciddi problemler yaratacaktır. Türk Eğitim Sen, çerçeve yönetmelikte olan bu maddenin iptali için dava açmıştır” ifadelerini kullandı.

“ROTASYON KONUSUNDA ÖĞRETMENLER ARASINDA FARKLI BAKIŞ AÇILARI BULUNMAKTADIR”

En çok konuşulan ve tepki alan maddenin ise rotasyon olduğuna dikkati çeken Koncuk, şunları kaydetti:

“Rotasyon konusunda öğretmenler arasında farklı bakış açıları bulunmaktadır. Meseleye ilke bazında değil de faydacı bir yaklaşımla bakınca bu farklı değerlendirmeler de tabi görünmektedir, ancak faydacı bir yaklaşımla dahi bakıldığında rotasyon ne kadar faydalıdır? Bu konu derinlemesine incelemeye değer bir konudur. Bunları maddeler halinde ifade etmek istiyorum. Rotasyonu destekleyen öğretmenler, bu uygulamayı, merkeze gelmenin bir yolu olarak görmektedir. Taslak incelendiğinde rotasyonun puan üstünlüğüne göre yapılacağı anlaşılmaktadır. Rotasyonu destekleyen birçok öğretmen de, yerini beğenmeyecek olan eski öğretmenlerin emekli olacağını ve açılan yere gitme ihtimalinin güçleneceğine inanmaktadır. Bu ihtimal akla yatkın gibi görünse de emeklilik şartlarını, emekli maaşlarının ne oranda düştüğünü düşündüğümüzde görev yeri değişikliğinin puan üstünlüğü dikkate alınarak yapılacağını da hesapladığımızda, puanı yüksek olan, emekliliği gelmiş öğretmenlerin yeni görev yerinin eski okuluna pek de uzak olmayacağı ihtimal dahilindedir. Buradan beklenen miktarda alan açılması zayıf bir ihtimaldir. Rotasyon puan üstünlüğüne göre yapılacak olsa da, 25 tercihine yerleşemeyen öğretmenlerin il içinde resen yer değiştireceği açıktır. Bu durumda rotasyon uygulamasında ilçe sınırları değil de, il sınırları esas alınacağı için rotasyona tabi tutulan birçok öğretmenin çok uzak ilçelere, hatta köylere gitmesi ihtimaldir. Bu sonuç hem eski öğretmenler hem de 8 yıllık yeni öğretmenler için de söz konusu olabilecektir. Böyle bir ihtimalin gerçekleşecek olması rotasyonu destekleyen pek çok öğretmen tarafından da değerlendirilmelidir. Rotasyon ilk defa 2015 Haziran ayından sonra uygulanacaktır. İlk uygulamada binlerce öğretmen yer değiştirecek, ancak sonraki dönemlerde rotasyona tabi olmak istemeyen öğretmenler belli zamanlarda isteğe bağlı il içi yer değiştirmeye başvuru yapacağı için zamanla rotasyon anlamsız kalacaktır. Bu sebeple rotasyon öğretmenlerin sürekli yer değiştirmesi sonucunu doğuracak, Bakanlık veya il milli eğitim müdürlükleri devamlı olarak öğretmenlerin yer değişikliği işlemleri ile uğraşmak zorunda kalacaktır. Dolayısıyla Bakanlık, yaşanması ihtimal problemleri çok iyi hesap ederek rotasyon uygulamasını yeni baştan değerlendirmelidir. Rotasyon uygulaması ile illerimizde iyi kötü oluşan dengeli öğretmen dağılımı da bozulabilecektir. Rotasyonun ilçe içinde 8 yılı aynı okulda dolduranlara değil, 12 yılı dolduranlara uygulanması da yukarda ifade ettiğimiz problemlerin tamamını ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. İlçe içinde olması merkezde olan öğretmenlerin kaygısını, 12 yıl olması kapsamı azaltır, ancak bundan bir fayda beklemek mümkün değildir. Bu tür teklifleri yapanların bir şey söylemiş olmak dışında bir kaygısı olduğunu zannetmiyorum. Bakanlık dibi görünmeyen suya girmek üzeredir. Bir batağa saplanmadan, rotasyonu enine boyuna tartışmak şarttır. Sonuç olarak, yönetmelik taslağı her yönüyle yeniden gözden geçirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin açıklamasında yer alan ‘rotasyonla öğretmen dinamizmini artıracağız’ iddiası, komik olmanın ötesinde boş bir iddiadır. Taslak, sendikaların katılımı ile yeni baştan ele alınmalıdır.”