Türk Eğitim - Sen Başkanı Ziya HOTAMIŞLI yaptığı açıklamada :

“ Bilindiği gibi meslek gruplarının hemen hepsi nöbet görevinin karşılığı olarak ek ücret almaktadır. Bunun tek istisnası ne hikmetse öğretmenlerdir. Öğretmenler tuttukları nöbet karşılığında ek ücret alamamaktadır. Oysa ki; nöbet , öğretmenin asli görevi de değildir.

Öğretmen , nöbet tuttuğu gün daha çok yorulmakta, nöbet günü büyük bir gerginlik ve sıkıntı ortamında geçmektedir.Hatta ilimizde bir üyemiz nöbet esnasında öğrencilere sınıfa girmeleri hususunda uyarı yapmış ,  veli ve öğrencinin şikayeti üzerine meslektaşımız hala mahkeme kapılarında bir zanlı gibi sürünmektedir. Okul idaresi de hiç bir şekilde meslektaşımıza sahip çıkmamış , arkasında durmamıştır.

 Yeni MEB yasasıyla Türk Milli Eğitimi tanınamaz bir hale sokuldu. 4+4+4 sistemiyle eğitim tamamen yozlaştı, geriledi, heyecanını ve ruhunu kaybetti. Öğretmenin üzerindeki baskı , meslek hayatını her gün daha da zorlaştırmaktadır.

Milli Eğitimdeki yap-boz oyunu anlayışından, başarının düşmesinden, disiplin olaylarından vb. olumsuzluklardan öğretmenlerimiz - hiç de haketmedikleri ve asla da sorumlu olmadıkları halde - hedef tahtası haline getirildi.

Şunu herkes iyi bilsin ki : Öğretmene danışmadan eğitimle ilgili hiç bir karar ve düzenleme asla başarıya ulaşamayacaktır !

Öğretmenlerimiz derslerine nöbet gerginliği , yorgunluğu yaşamadan daha huzurlu ve teneffüslerde dinlenerek girecekler.

Bundan dolayıdır ki ; daha önce genel merkezimizce her ayın ilk haftası nöbet tutmama kararımızı bazı illerde farklı uygulamalarla engelleme yollarına gidildiği görülmüştür. Bunun için genel merkezimiz gördüğü lüzum üzerine eylemi süresiz olarak değiştirerek yeni bir karar almıştır.

 İlimizde büyük bir katılımla gerçekleştirilen ve ses getiren eylemimizi; hakkımızı alana kadar devam ettireceğiz.  

Yetkililere sesleniyoruz : Ya taleplerimiz doğrultusunda nöbet ücretimizi derhal ödeyiniz ya da nöbeti tamamen isteğe bağlı hale getiriniz.

Sendikal haklar; Anayasamızla, İLO sözleşmeleriyle, uluslararası diğer sözleşmelerle, sendikal yasalarla, genelgelerle ve yargı kararları ile koruma altına alınmıştır. Bu düzenlemeler yasalarımızın ve yönetmeliklerimizin üzerinde olan özel düzenlemelerdir. Dolayısıyla sendikalara eylem hakkı veren yasalar varken bu eyleme katılanları soruşturmak veya cezalandırmak, Yasa koyucunun iradesine ters olduğu gibi Türk Milleti adına karar veren Mahkemelerinin de iradesine aykırıdır.

Konuyla ilgili Danıştay kararları da çok açıktır. Genel Merkezce alınan eylem kararlarından dolayı sendika üyelerine hiç bir ceza verilemez.” Dedi.