Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, bakliyat üreticilerine Mersin’den prim müjdesi vererek, bakliyatta kilogram başına verdikleri primi yüzde 100 artıracaklarını söyledi. Eker, Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının da ilk 10 ayda yüzde 6,6 artışla 15 milyar dolara çıktığını bildirdi.

Bakliyat, hububat ve yağlı tohumlar sektör temsilcileri ve ihracatçılarla toplantı yapmak üzere Mersin’e gelen Bakan Eker, “Mersin İli İhracatın Yıldızları ve Borsa Tescil Rekortmenleri Ödül Töreni”ne katıldı. Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Mahmut Arslan ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir’in ev sahipliğinde

Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) salonunda yapılan törene Mersin Valisi Özdemir Çakacak, AK Parti Mersin Milletvekilleri Ahmet Tevfik Uzun ve Nebi Bozkurt ile çok sayıda sektör temsilcisi de katıldı.

Bakan Eker, ödül töreninde yaptığı konuşmada, Mersin’in, Türkiye’nin marka şehri, Akdeniz’in önemli limanlarından bir tanesi ve Türkiye’nin dışa açılan en önemli kapılarından biri olduğunu vurguladı. Mersin’in, özellikle tarım ürünleri ihracatının İzmir Limanı ile birlikte 2 kadim merkezinden biri olduğunu belirten Eker, “Burada hububat da bakliyat da var. Yağlı tohumlar da narenciye de son derecede önemli. Çünkü bu ürünler üzerinden Türkiye’nin ihracatı önemli bir yüzdeyi kaplıyor. Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin Türkiye’deki payı tarımda yüzde 16,1, bitkisel ürünler yüzde 17’nin üzerinde, toplam ihracat içindeki payı da yüzde 27,5. AKİB’in 2013 yılı ihracat rakamı 1 milyar 166 milyon dolar. Bu yine önemli bir oran. Ticaret borsamıza bakınca 2014 yılının 20 Aralık itibariyle buradaki borsa işlem hacminin 5 milyar TL’ye yaklaştığını görüyoruz. Bu da yine gerçekten kutlanacak bir başarı” dedi.

“SU ZENGİNİ DEĞİL, SU FAKİRİYİZ”

Türkiye’nin tarımsal ve hayvansal ürünler açısından hangi avantaja sahip olduğunu, hangi kısıt faktörler altında olduğunu bildiklerini dile getiren Eker, imkanları en iyi şekilde kullanacak, değerlendirecek bir tarımsal altyapı sistemini kurmaya çalıştıklarını kaydetti. Hükümet olarak, ‘bu sektörü nasıl aynı zamanda bir iktisadi sektör haline getiririz’ diyerek sistemi kurguladıklarına vurgu yapan Eker, ‘Türkiye tarım ülkesi, çok zengin topraklarımız, sularımız verimli’ söylemlerinin bir kısmının doğru olduğunu ama bir kısmının doğru olmadığını ifade ederek, “Bir kere su zengini değil, su fakiriyiz. Hiç bunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Biz tarım ülkesiysek Türkiye neden bir çerçeve tarım kanununu çıkarmak için 83 sene bekledi? Çünkü bir popülizm alanı olarak görülüyor, çerçeve kanun çıksa bir yükümlülük, hükümetlerden bağımsız, seçimlerden bağımsız kararlı bir siyasetin uygulanması gerekiyordu. Onun için de yapılmıyordu. 2006’da Türkiye’nin ilk çerçeve tarım kanununu biz çıkardık. Biz 15 tane tarımla ilgili kanun çıkardık 10 yıl içinde. Tarım kanunu bunlardan bir tanesi. Tüm reformları, kanunlarını çıkararak yaptık” diye konuştu.

Türkiye’nin temel sorunlarından birinin tarım arazileriyle ilgili verim düşüklüğü olduğuna işaret eden Bakan Eker, bunun nedenini de her bir aileye düşen arazinin dünyadaki gelişmiş ülkelere oranla çok düşük olmasını gösterdi. “Türkiye’nin tarım arazilerinin sigortasını yaptırdık, garanti altına aldık, bunun kanununu çıkardık” diyen Eker, “Türkiye’de 3 milyon tarım işletmesi var 32,5 milyon parselde. Yani her bir çiftlik Türkiye’de yaklaşık 12 parçadan oluşuyor. Bu 12 parçadan oluşan çiftliğin ortalama büyüklüğü Türkiye’de 5,9 hektar, yani 59 dönüm ama bölük pörçük. 40 milyon vatandaş da bunlara hissedar. Bu yaklaşık 90 senedir böyle. 90 sene kimse bunu değiştirecek bir adım atmadı. O kanunu da biz çıkardık. Artık belli bir büyüklüğün altında arazi bölünmeyecek. Türkiye’nin geleceğinin sigortası bu, en büyük reform bu. Parselleri sınırlarını kaldırıp birleştiriyoruz. O işletmeyi mülkiyetine dokunmadan yapacağız, araziyi işlevsiz olmaktan çıkaracağız. Bu, Türkiye’deki tarımsal üretimin verimliliğiyle ilgili en önemli konu” şeklinde konuştu.

“117 BİN ÇEŞİT TOHUM BANKADA GARANTİMİZ ALTINDA”

Tarımda altyapıyla ilgili çalışmaları da anlatan Eker, Türkiye’deki 32,5 milyon parselin her birine vatandaşlık numarası gibi numara verdiklerini, uydulardan hepsinin fotoğrafını çektiklerini ve sürekli güncellendiğini belirterek, bu iş için sahada 10 bin eğitimli personelin çalıştığını kaydetti. Bakanlıkta tüm envanteri anlık olarak gördükleri bilgisini de veren Eker, üretimi ve verimi artırmaya dönük tedbirler aldıklarını dile getirdi. Zirai üretimde en önemli unsurun tohum olduğunun altını çizen Eker, “Sertifikalı tohum verimli bir üretimin olmazsa olmaz şartı. Tek başına sertifikalı tohum üretimi yüzde 24 etkiler, artırır. Biz bunu destekleme kapsamına aldık. Böyle bir şey yoktu. Türkiye’deki tüm tohumlardan da örnek aldık. 117 bin çeşit tohum bankada garantimiz altında. Bu, Türkiye’nin geleceğinin garantisi. Ayrıca dünyanın gıda güvenliği açısından da çok önemli” ifadelerini kullandı.

“BAKLİYATTA KİLO BAŞINA VERDİĞİMİZ DESTEĞİ YÜZDE 100 ARTIRIYORUZ”

Desteklemelerin yeni bir stratejiyle ele alınmasının önemli olduğunu da söyleyen Bakan Eker, bakliyatta ilk prim desteğini kendilerinin başlattığını anımsattı. Hem bakliyat üretimine hem de tohumunun geliştirilmesine destek uygulaması getirdiklerini ifade eden Eker, bakliyat üreticilerine prim müjdesi verdi. Eker, “Bakliyatçıların şikayet ve beklentileri var. Türkiye, bakliyatın ana vatanıdır. Bakliyatı cumhuriyet tarihinde ilk kez hükümetimiz destek kapsamına aldı. Türkiye’de bakliyatın eksilmesine de gönlümüz razı olmaz. Bunun için gerekeni yapıp yüzde 100 primini artırıyoruz. Kilo başına verdiğimiz desteği yüzde 100 artırıyoruz. Hiçbir üründe bu artış yok. Ayrıca bakliyatta tohumluk kullanım desteğini de yüzde 20 artırıyoruz. Dekarda 10 TL idi 12 TL’ye çıkarıyoruz” dedi.

“TARIMDA İHRACATIMIZ İLK 10 AYDA YÜZDE 6,6 ARTIŞLA 15 MİLYAR DOLAR OLDU”

Türkiye’de 24 milyon hektar arazide tarım yapıldığına dikkat çeken Eker, Türkiye’nin 3 milyon işletmeyi kapsayan tüm çiftçilerinin 10 sene önce tarım gelirinin 23 milyar dolar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin tarım sektörü bugün 23 milyar doları 61 milyar dolara çıkardı ve Avrupa’da da birinci oldu. 2008’den bu yana biz bu pozisyonumuzu koruyoruz. 6 senedir birincilik koltuğunda duruyoruz. Bu işletmeleri ıslah edip, o bölünmeyi engelleyip toplulaşmayı tamamlayıp, havza bazlı üretim sistemini ar-ge destekleriyle daha verimli hale getirince o zaman üretimde verimliliğimizle rekabetçiliğimiz de daha iyi noktaya gelir. İhracatımız 4 kat arttı. Tarım ürünleri ihracatı geçen yıl 4 milyar dolardan 17 milyar dolara çıktı. Bu yıl da an itibariyle iyi durumda. Yılın ilk 10 ayında tarım ürünü ihracatında yüzde 6,6 artış var. 15 milyar dolar ilk 10 aylık ihracat.”

Mersin’e sağladıkları tarımsal destekleri de aktaran Eker, “21. yüzyılda dünyanın 3 konuda mücadele edeceğini biliyoruz, enerji, gıda ve su. Suyun yüzde 75’ini tarım kullanır, yani gıda kullanır, o zaman mücadele alanı ikiye iniyor enerji ve gıda. Biz bu bakışla bakıyoruz. Tarımla ilgili dünyanın bütün büyük ülkeleri başka ülkelere gidip ya arazi satın alıyorlar ya da kiralıyorlar. Biz sadece Türkiye’deki 24 milyon hektar arazi ile kalamayız. Bununla kalırsak ilerleyemeyiz. Ulaşabileceğimiz yerlerde imkanlar varsa o imkanları da potansiyel olarak hedef olarak tutmalıyız” diye konuştu.

Bakan Eker, konuşmasının ardından Mersin’in ihracat yıldızları ve borsa tescil rekortmenlerine ödüllerini verdi.