Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Talat Dinçer, ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyelilere çalışma izni verilmesine ilişkin kararın, ülkedeki işsizlik oranı ve ticari yapı göz önüne alınarak, en önemlisi de genç işsizler sıkıntıya sokulmadan alınması gerektiğini söyledi.

Mersin ESOB Başkanı Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, Suriyelilere çalışma izni verilmesine ilişkin geçen hafta yaptığı açıklamayı değerlendirdi. Birlik Başkanı Dinçer, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, bu hafta Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesi beklenen konunun, yüzde 10,01’e yükselen Türkiye’deki işsizlik oranı göz önüne alınarak ve genç işsizleri sıkıntıya sokmadan ele alınarak karar verilmesini istedi. “Bir şeyi yaparken bir şeyi de bozmamak lazım” diyen Dinçer, bir işlemi gerçekleştirirken mevcut sistemin de çok fazla zarar görmemesi gerektiğinin altını çizdi. Suriyelilerin Türkiye’ye göçü yeterince kontrollü şekilde yönetilemediği için şu anki mevcut bazı sıkıntıları çok şiddetli bir şekilde yaşadıklarına dikkat çeken Dinçer, “Tabi savaştan kaçan sığınmacılar en son misafir olarak adlandırıldılar ve misafirimiz oldular ama bunlar kalıcı misafir, gidici değil. Gelen bu insanlar kontrolsüz bir şekilde şehrimizin her tarafına yayıldılar. Tamam, her tarafta misafir edelim ama bunları kontrollü bir şekilde misafir etseydik bugünkü hasarı da yaşamazdık” dedi.

“HER ÖNÜNE GELEN SURİYELİ İŞ YERİ AÇMAYA BAŞLADI”

Gelen Suriyelilerde, “Biz burada her istediğimizi her şekilde yapabiliriz” şeklinde bir bakış açısı olduğunu, hükümetin de bu insanlara bu şekilde imkan sağladığını öne süren Dinçer, iş yeri açmaya izin veren kuruluşların bile bunlarla ilgili ne tür bir işlem yapacaklarını daha şu ana kadar doğru dürüst netleştiremediklerini dile getirdi. Suriyelilerin de bu açığı ve boşluğu çok iyi kullandıklarını ve birçoğunun kendi başına iş yeri açmaya başladığını ifade eden Dinçer, “Ama işin kayıt altına alınması yönünde de sıkıntı yaşamaya başladık. Çünkü bizim mevzuatımıza göre, bu insanları kayıt altına alabilmemiz için bu insanların burada oturma izinlerinin ve çalışma izinlerinin olması gerekiyor. Dolayısıyla her önüne gelen Suriyeli, ‘Nasıl olsa kapatamazlar, bize bir sıkıntı yaşatmazlar’ diyerek iş yeri açmaya başladı. Bu iş yeri açılınca bizim yerli esnafımızla bunlar arasında çatışmalar başladı” diye konuştu.

“MERSİN’DE SURİYELİ İŞ YERİ SAYISI 600-700’E ULAŞTI”

Yerli esnafın bu durum karşısında haklı olarak ‘bu konuyu çözmüyorsunuz’ diyerek kendilerine yöneldiğini ve bu serzenişlerinde sonuna kadar haklı olduklarını vurgulayan Dinçer, “Ama biz de karar mercii değiliz ki, ancak sürekli konuyu gündemde tutup Valilik, Bakanlık düzeyinde bu işe çözüm bulmaya çalışıyoruz. Hal böyle olunca, bu süreç içerisinde de yaptırımlar olmayınca şu anki mevcut iş yerleri sayısına ulaşıldı. Bizim tahminimize göre, şu an Mersin merkezde Suriyeli iş yeri sayısı 600-700 civarına ulaştı. Zaten bunun 500’den fazlası Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na da yabancı sermaye statüsünden yararlanarak şirket bazında kayıt yaptırmış. Çünkü insanlar ‘nereden giriş yapabiliriz’ diye hep yasal boşlukları arıyorlar. Tabi buna bizim Türklerden belli insanlar çok güzel kanalize olunca belli yollar bulundu” ifadelerini kullandı.

“İLÇELER ARASI KAMYON KAMYON EKMEK TAŞIYORLAR”

Bu sayı dışında da daha kayıt ve tescile girmemiş çok sayıda da iş yeri olduğunu ve bu durumun Mersin’deki ticari piyasayı allak bullak ettiğini ifade eden Dinçer, duruma tepki gösterdi. Bir insanın esnaf olarak iş yeri açabilmesi için belli kurallar ve şartlar olduğunu anımsatan Dinçer, “Biz bu şartları uyguluyoruz. Bunları uygularken sadece bir vergi kaydı, belediyeden ruhsat yetmiyor. İşini yapıp yapamadığını, o işin ehli olup olmadığını belgeleyen ustalık belgesi sistemimiz var. Bu belgeleri olmayanlara biz Türk mevzuatında iş yeri açma izni vermiyoruz. Ama Suriyelilerde bu belgeler yok. Biz bunu yaparken öbür tarafta kontrol dışında bir iş yeri açılışı var. Dolayısıyla hem esnaf olma şartlarındaki kurallarımız bozuldu hem de haksız rekabet doğdu” şeklinde konuştu.

Sürekli haksız rekabet ortamı yaşandığının altını çizen Dinçer, Suriyelilerin hiçbir kurala uymadan iş yeri açmalarına ve üretim yapmalarına izin verilmesini eleştirdi. Türk mevzuatına göre, yerli esnafın bir ürünü üretebilmesi için birçok kurum ve kuruluştan izin ve belge alması, siciline kayıt olması gerektiğine dikkat çeken Dinçer, şunları söyledi:

“Mesela gıdada hijyen kurallarına uymamız gerekiyor, iş sağlığı ve güvenliğine uymamız gerekiyor. Ekmeğin içine konacak katkı maddelerine varana kadar bunların hepsi bir kural dahilinde. Şimdi biz bunları yaparken, öbür tarafta içinde ne olduğu bilinmeyen, nasıl üretildiği belli olmayan bir yığın gıda maddesi üretiliyor ve Türk piyasasına, bizim insanlarımıza sunuluyor. Kamyon kamyon ilçeler arası ekmek taşındığını siz biliyor musunuz? Bilmiyorsanız bunu da öğrenin. Burada ekmek üretiyorlar ve Tarsus’a geçen gün bir kamyon soktular. Ekmek satışı yapıyorlar, pazarlarda açıkta ekmek satılıyor, sokaklarda gıda maddeleri satılıyor. Peki, bunların neye göre üretildiğini sorgulayan bir sistemimiz yok mu bizim? Maalesef bize her türlü yaptırım uygulanırken, her gün imalathanelerimiz denetlenirken, hiç denetime tabi olmayan yüzlerce iş yerinin açılıp sizinle rekabet ettiğini düşünün. İşte bu bizim ticari piyasamızı allak bullak etti. Dolayısıyla bizi bu anlamda büyük sıkıntıya soktu.”

Yerli küçük esnafın ise daha ucuz iş gücü ve sigortasız olduğu için iş yerlerinde Suriyelileri çalıştırmaya başladıklarını söyleyen Dinçer, izinsiz yabancı işçi çalıştırdıkları için bu esnafa işçi başına 8 bin lira, çalışana da 800 lira ceza yazıldığını, bu durumun da iş piyasasını yine allak bullak ettiğini kaydetti.

“DİLERİM, İŞSİZLERİMİZİ SIKINTIYA SOKMADAN BİR KARAR ALIRLAR”

Bakan Çelik’in, Suriyelilere çalışma izni verilmesine ilişkin açıklamasına değinen Dinçer, “Tamam, Bakan güzel bir açıklama yapmış, tabii ki bu gelen insanların da aç kalmamaları lazım, çalışmaları, evine ekmek götürmeleri lazım, bunları anlıyoruz. Ama bunun kurallar dahilinde olması gerekirdi” dedi.

Bu konuda Bakanlar Kurulu’nda alınacak kararın, Türkiye’deki iş piyasası çok iyi analiz edilerek alınması gerektiğine vurgu yapan Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Daha yeni Türkiye’nin işsizlik oranının 10,01 olarak açıklandı. Bu kadar işsizimiz varken, kendi işsizimize iş bulamamışken, bir de Suriyelilerin önünün açılması, tabi sonucunu da çok iyi bilmek lazım diye düşünüyorum. Sayın Bakanın açıklamalarından bu konunun bu haftaki Bakanlar Kurulu toplantısında görüşüleceği söyleniyor. Dilerim bu kararları alırken hem ülkenin ticari yapısını hem ülkenin işsizlik oranını ve işsizlik yapısını dikkate alarak ve ülkemizde bulunan genç işsizleri sıkıntıya sokmadan bir karar alırlar. Yani bizim bu kadar üniversite mezunu genç beyinlerimiz evde otururken, bazı kamu kurum ve kuruluşlarına da Suriyelilerin yerleştirileceği söyleniyor. Bunun çok iyi düşünülüp, çok iyi analiz edilip, kendi insanlarımızı sıkıntıya sokmadan yapılması gerekir.”