Dünya Bankası 2014 büyüme tahminini yüzde 3,1’e düşürürken, iyileşen dış dengeleri ve devam eden piyasa volatilitesini göz önünde bulundurarak 2015 tahminini değiştirmeyerek yüzde 3,5’te tuttu.

Dünya Bankası’nın bugün Ankara’da açıkladığı Türkiye ekonomik bilgi notunun beşinci sayısına göre, yılın üçüncü çeyreği için açıklanan zayıf Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası (GSYH) sonucu, yılsonu büyüme rakamının yüzde 3’ün biraz üzerinde gerçekleşebileceğini açıkladı, ancak iç talebin diğer bileşenleri iyileşme sinyalleri vermesine rağmen üçüncü çeyrekteki yavaşlama büyük ölçüde stoklardaki azalmadan kaynaklandığı, öte yandan, petrol fiyatlarındaki keskin düşüş sebebiyle enflasyon ve cari açık görünümünde bir iyileşme kaydedildi. Dünya Bankası’nın 2015 yılına ilişkin büyüme tahmini ise değiştirilmeyerek yüzde 3,5’te tutulduğunu bildirdi.

Kıdemli Ekonomist Kamer Karakurum Özdemir konu ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Düşen petrol fiyatları sayesinde, Türkiye’nin 2015 yılında dış hesaplarında önemli bir yeniden dengelenme sağlamasını ve cari açığın GSYH’nın yüzde 4,5’i düzeyine, enflasyonun ise yüzde 6,7’ye inmesini öngörüyoruz”.

Bununla birlikte, bilgi notunda kurda yeniden ortaya çıkan zayıflığın bir kez daha Türkiye’nin yatırımcı algısındaki değişikliklere karşı kırılgan olduğunu, dolayısıyla para politikası alanında hareket alanının sınırlı olduğunu gösterdiği uyarısında bulunuldu. Özel tüketimin tekrar ekonomik büyümenin ana sürükleyici etkeni haline gelmesi beklenirken, siyasi belirsizliklerin ve küresel piyasalardaki volatilitenin yatırımcı algısı üzerinde baskı oluşturmaya devam edeceği öngörüldüğü belirtildi.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Martin Raiser ise şunları kaydetti: “Türkiye’nin 2015 sonrasındaki büyüme beklentileri özel yatırımların toparlanmasına ve üretkenlik artışının tekrar başlamasına bağlıdır. Bunun için, hükümetin tüm yatırımcılar için eşit bir rekabet ortamı sağlama yönündeki kararlığına ilişkin bir sinyale ihtiyaç duyulmaktadır. Yeni açıklanan 25 Dönüşüm Programı bu fırsatı sunmaktadır, ancak programın açıklanmasından uygulamaya geçiş kritik öneme sahip olacaktır”.

Bu çerçevede, Dünya Bankası 2014 yılında sermaye ve işgücü piyasalarındaki kilit reformları desteklemeye yönelik bir kalkınma politikası kredisi, Tuz Gölü Gaz Depolama Tesisi’nin tamamlanmasına yönelik BOTAŞ’a sağlanan ilave finansman ve Türkiye’deki KOBİ’lere yönelik olarak İslami finansman ve faktöring gibi yenilikçi araçlar üzerine odaklanan finansal destekler gibi araçlarla Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmaya yönelik projeleri desteklendiği kaydedildi.

Dünya Bankası’nın Türkiye’de gerçekleştirmekte olduğu çalışmalar, 2012-2016 dönemini kapsayan ortak bir Ülke İşbirliği Stratejisine (CPS) dayanmakta olduğunu açıkladı. CPS, beş yıllık dönem için öngörülen 6,45 milyar dolar düzeyindeki bir finansman ve beraberinde sağlanacak politika analizi ve danışmanlık hizmetleri ile Türkiye’nin yüksek gelire geçişini desteklemeyi amaçladığı bildirildi. CPS’in kilit amaçları arasında rekabet gücünün ve istihdamın arttırılması, eşitliğin ve kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın derinleştirilmesi yer alıyor. Dünya Bankası’nın Türkiye ile olan işbirliği, daha geniş bir uluslararası kitle ile bilgi ve deneyim paylaşımını da kapsayacak şekilde geliştiği kaydedildi.