Dünya piyasalarında yaşanacak daralmaların krizin habercisi olduğunu belirten Prof. Dr. Graciela Laura Kaminsky, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda yaşanacak daralmalara dikkat edip gerekli ekonomik önlemleri alması gerektiğini belirtti.

George Washington Üniversitesi Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü ve Ulusal Ekonomik Araştırma Merkezi’nde araştırmacı olarak görev yapan Prof. Dr. Graciela Laura Kaminsky, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde “Ülke Kriz Çeşitleri” hakkında konferans verdi.

Türkiye’de çok fazla bütçe açığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Graciela Laura Kaminsky, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda yaşanacak daralmalara dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Gerekli ekonomik önlemlerin alınmaması durumunda bir kriz yaşanacağını belirten Kaminsky, “2001 yılında Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, genel kriz şablonuna uyan bir kriz çeşidiydi. Bu tür krizlerde öncelikle yurtdışından gelen para akışı, son derece fazlalaşıyor. Para akışı ile beraber verilen krediler artıyor. Bu durum ülke içinde emlak ve kredi balonuna yol açıyor. Çok fazla kredi veriliyor ve çok fazla emlak yapılıyor. Daha sonra uluslararası piyasalarda bir daralma olduğunda bu anında ülkede hissediliyor ve krize yol açıyor. Şu anda dikkat edilmesi gereken nokta budur. Türkiye’de şu an çok fazla bütçe açığı var. Bu çok tehlikeli çünkü dünyada piyasalarda yaşanacak herhangi bir daralma Türkiye’yi anında kriz olarak etkileyebilir. Buna dikkat etmek gerekiyor” dedi.

Ekonomik krizlerin uzun sürme nedeni olarak borçların sürdürülebilirliğine işaret eden Kaminsky, “Krizlerin uzun sürmesine yol açan iki neden vardır. Birincisi bir ülkenin borçlarının sürdürülebilirliğidir. Bir ülkenin borcu çok yüksekse ve sürdürülebilirliği azsa krediyi alanlarla verenler arasında mümkün olduğunca kısa bir zamanda bir anlaşmaya varılması gerekmektedir. Alınabilecek önlemler arasında kredinin yeniden yapılandırılması ve azaltılması yer alır. Fakat böyle bir anlaşmaya varmak her zaman kolay olmayabilir. Diğer bir tip kriz de dünya çapında olan krizler. Sistemik krizler de en büyük örnek olarak 1930’lardaki büyük bunalımı örnek verebiliriz. Büyük bunalımda olan şey ise şudur. Anapara olan marketlerde kesinti oluyor. Böylelikle uluslararası hareketlilik kesintiye uğruyor. Daha sonra ülkeler kendi içlerinde krizi aşıp büyümeye başlarsalar da uluslararası krizin çözülmesi, hareketlilik, para piyasaları donduğundan kolayca olamıyor ve uzun zaman alıyor. Bu nedenle ülkelerin tekrar toparlanması uzun zaman alıyor” ifadelerini kullandı.

YUNANİSTAN EKONOMİK KRİZİ ETKİLERİNİ SÜRDÜRÜYOR

Yunanistan’ın yüksek borçlardan dolayı ülke olarak toparlanmasının zaman aldığını ifade eden Kaminsky, “Yunanistan’ın bütçe açığı fazlaydı. Borcu yüksek olduğundan borç veren ülkelerle anlaşma yapması oldukça uzun sürdü. Yunanistan’ın borcunun hala yüksek olduğunu ve yeniden yapılandırılması gerektiğini görüyoruz. Bu oldukça zaman alıyor. Bu zaman aldıkça da kriz uzuyor. Üretim tekrar başlasa da kriz devam edebiliyor” diye konuştu.