KONYA (AA) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'de tarım arazilerinin betonlaşma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Toprak son derece önemlidir, toprağı korumak durumundayız. Verimli arazilerimizi betonlaştıramayız. Bununla ilgili el birliğiyle mücadele etmek zorundayız" dedi.

Çelik, bir otelde düzenlenen İç Anadolu Bölgesi Ortak Akıl Toplantısı'nın açılışında, bölgenin yaklaşık 8 milyon hektar tarım alanı, 4,5 milyon hektar çayır ve mera olmak üzere önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

Türkiye'nin her alanda olduğu gibi tarım ve hayvancılık alanında da hedeflerini ortaya koyduğunu anlatan Çelik, bu çerçevede 2023 hedeflerine bakıldığında, 153 milyar dolar tarımsal hasıla hedeflediklerini ifade etti.

Üretken bir Türkiye için tarım alanında da radikal kararlar alma zorunluluğu bulunduğuna işaret eden Çelik, şöyle konuştu:

"Kararları alırken dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var. İlk yapmamız gereken, toprakların kıymetini bilmek, korumak ve geliştirmektir. Dünyada 7 milyar insan var, bu sayı 2050 yılında 10 milyar olacak. Şu anda 2 milyar insan aç ve yoksul. Böyle bir tablo var. Dünya tarım alanı olarak kullanması gereken alanın ancak 1,3 milyarını kullanabiliyor. Dünya bu 1,3 milyar alandan elde ettiği ürün veya verimin de 1,3 milyar tonunu israf ediyor. Bir tarafta 500 milyon obez insan, diğer tarafta 2 milyona yakın aç ve yoksul insan. Bir tarafta sefalet, bir tarafta sefahatın hüküm sürdüğü bir dünya. İnsanlık aslında toprağı gerektiği gibi kullanamamakla, kendi bindiği dalı kesiyor. Fakat insanlık bunun farkında değil."

- Arazi toplulaştırmayla ilgili çalışma

AK Parti iktidarı döneminde arazinin bölünmemesiyle ilgili önemli yasal düzenleme yürürlüğe konulduğunu dile getiren Çelik, miras hukuku çerçevesinde toprağın milyonlarca parça araziye dönüştüğünü, bu yasal düzenlemeyle bu konuda önlemler alındığını vurguladı.

Arazi toplulaştırmayla ilgili yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"Yeni idari yapımızda bir genel müdürümüz yalnızca toprakla, toplulaştırmayla meşgul olacak. Meraların ıslahı konusunda da önemli adımlar atıldı. Tarıma el verişli 24 milyon hektar toprağımız var. Bunun ancak 20 milyon hektarını kullanabiliyoruz. Tarımda kullanılan araziyi geliştirmek zorundayız. Üç tarafı denizlerle çevrili bir coğrafyada yaşıyoruz. Avantajlarımız var ama diğer taraftan hızlı bir şekilde betonlaşma devam ediyor. Tarım arazilerimiz, betonlaşma tehdidiyle karşı karşıya. Toprak son derece önemlidir, toprağı korumak durumundayız. Verimli arazilerimizi betonlaştıramayız. Bununla ilgili el birliğiyle mücadele etmek zorundayız."

- "Hadi gel köyümüze geri dönelim şarkısı gerçek olacak"

Çelik, çiftçilerin bilgi ve teknolojinin imkanlarıyla buluşturulması noktasında da çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Atadan kalma yöntemlerle tarımın mümkün olmadığını, bu şekilde rekabet şansı bulunmadığını vurgulayan Çelik, zaman kaybetmeden toprağın teknolojiyle buluşturulması gerektiğine işaret etti.

Köyden kente göç konusuna da değinen Çelik, "Köyü ve köylüyü aziz kılacak yaklaşımlar içerisindeyiz. Hükümetimiz tarafından 18, 40 yaş arasındaki genç nüfusun köye, meralara dönmesi ve oradaki potansiyelin ayağa kaldırılması için hibe ve kredi destekleri verilecek. Bu sayede bir gün 'Hadi gel köyümüze geri dönelim' şarkısı hayal değil gerçek olacak" değerlendirmesinde bulundu.

Bu yıl 11,6 milyar lira tarımsal destek verileceğini belirten Çelik, "Desteklemeleri yeniden ele alıyoruz. 2017'de havza bazlı yeni bir destekleme modeline tümden geçmiş olacağız. Bizim de şu anda 5-6 aylık süremiz var. İhtiyacımız olan ürünü verimli olduğu havzada üretmeyi destekleyen modele Türkiye geçmiş olacak. Bu, çiftçimizin önünü görmesi ve ürün planlaması açısından yeni bir dönem yeni bir bakış açışı olacak" ifadelerini kullandı.

Çiftçi ve kamunun el ele olacağını, tarlada, sahada tarım yapılacağını aktaran Çelik, mevzuat yoğun ve karmaşıkken, bunların tasnifi ve dosyasının günler aldığını, dolayısıyla tarlaya inmeye vakit kalmadığını bildirdi.

Mevzuatı azaltarak tarlaya ve sahaya inme vakti yaratılacağını kaydeden Çelik, "Bu sayede bürokrasi de memurumuz da çalışanımız da evraktan ziyade sahaya inecek, 'çiftçi, üreticiyle kamu el ele' anlayışını ikame edeceğiz. Bununla ilgili idari yapıda atılması gereken adımları attık. Şimdi her işletmenin bir teknik sorumlusu olacak. Bu idari yapı kısa süre içerisinde faaliyete geçecek. Belki bu ay sonu belki nisan sonu itibarıyla verileri yavaş yavaş akmaya başladığı bir dönemi idrak etmiş olacağız" şeklinde konuştu.

- "Siz noter değilsiniz"

Çelik, bir diğer konunun da oda ve borsaların içinde yer aldığı sivil yapılanmalar olduğunu, bu yapıların çiftçi ve yönetimle adeta köprü vazifesinde olması gerektiğini vurguladı.

Salondaki birlik ve oda başkanlarına seslenen Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Arkadaşlar siz noter değilsiniz. Mührü bas, aidatı al. Bu en son düşünmeniz gereken bir şeydir. 50 parçaya bölünmüş bir destek var köylü köyünden geliyor oraya buraya git derken zaten adamın başı dönüyor. Bu konuda çok ciddi bir reforma ihtiyaç var. Birliklerimiz, odalarımız ve borsalarımız daha fonksiyonel olmalı. Onun için yasa taslağı toparlanmış durumda. Çiftçiyi, üreticiyi rahatsız edecek bir oda, birlik anlayışı olmaz. Sizin yol gösterici, sorun çözücü olmanız gerekiyor. Onun için çiftçiyle üreticiyle kol kola yürümesi gereken birlik ve odalarımızın dağınıklığını kabullenmek mümkün değil. Güzel bir dayanışma içerisinde olacak yapıyı birlikte kurmamız gerekiyor."

Çelik, sütün süt tozuna dönüştürülmesiyle ilgili de ciddi destekler verdiklerini bildirdi.

Şu anda süt tozu için ton başına 4 bin 500 lira destek verdiklerini dile getiren Çelik, "Önümüzdeki dönem içinde fazla sütün, Et ve Süt Kurumu tarafından süt tozuna dönüştürülmesi uygulamasını başlatacağız" dedi.

Toplantı, Konya Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, bazı milletvekilleri, kurum ve kuruluş müdürleri, sektör temsilcileri ve çiftçilerin katılımıyla devam ediyor.