Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) "İnşaat Sektöründe Türkiye’nin Dünyadaki Konumu ve Gelecek Projeksiyonu" raporunu bugün açıkladı. MÜSİAD İnşaat Sektör Kurulu Başkanı Burhan Özdemir, konutta ’balon’un olmadığını talebin reel olduğunu, yerel seçimlerde ve özellikle cumhurbaşkanı seçimleri ile birlikte mevcut siyasi iktidara olan güvenin güçlü bir şekilde tazelenmesiyle birlikte konut satışında ciddi şekilde artışa neden olduğunu söyledi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) "İnşaat Sektöründe Türkiye’nin Dünyadaki Konumu ve Gelecek Projeksiyonu" raporunu bugün açıkladı. MÜSİAD İnşaat Sektör Kurulu Başkanı Burhan Özdemir, yaptığı konuşmada şunları söyledi: "MÜSİAD İnşaat Sektör Kurulu olarak bu sene sektörel bir rapor hazırladık. Bu bir araştırma raporudur. Buradaki bilgileri arkadaşlarımızla basındaki değerli kardeşlerimizle paylaştık. Raporumuz özellikle konut sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor ve konutta özellikle çok sorulan bir soru var. Konutta balon var mı? Talep aslında reel değil mi? Raporumuzdaki bilgilerle biz aslında ülkemizde konutta balonun oluşmayacağını batıdaki kıyaslamalarla gerek ipotekli satış oranları, gerek kredi uygulamaları, gerek ülkemizdeki yatırımcının teveccühü ile sonuç itibariyle konut piyasasının aslında reel olduğunu ve piyasamızın da reel kaynaklar üzerine inşa edildiğini anlatmaya çalıştık.

Bir ikinci konumuz yine sektörel raporun da içerdiği yurtdışı müteahhitlik alanıyla ilgili. Malum yurtdışı müteahhitlikte ülkemiz 2002’den bu yana 235 milyarlık toplam hâsılata ulaşmış durumda. 1972’den 2002’ye kadar yapılan hâsılat yaklaşık 46 milyar dolardı. Yani son 10 yılda, geçmiş 30 yılın yaklaşık 5 katı kadar hâsılat yapmışız. Bu müthiş bir başarıdır biz bunu böyle görüyoruz ve artık ülkemizin yurtdışı müteahhitlik noktasında daha da açılabileceği ve gerçek manada G-20 deki önümüzdeki ülkelerin mertebesine ulaşabileceği bir alan, tarihi bir fırsat yakalayabildiğini düşünüyoruz. Bu fırsatın da hükümetler arası anlaşmalarla coğrafi olarak yakın olduğunuz, sosyokültürel olarak yakın hissettiğimiz ülkelerle bu Cezayir olabilir, Suudi Arabistan olabilir, Irak, İran olabilir. Hükümetler arası anlaşmalar yapılarak toplu konut ihalesi eliyle yurtdışına müteahhitlerimizin açılması gerektiğini, desteklenmesi gerektiğini, cesaretlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu şekilde ancak 2020’li yıllarda hedeflediğimiz ihracat değerlerini ulaşabileceğimizi düşünüyoruz.

2014 yılı malum 17 ve 25 Aralık girişimleri sebebiyle Ocak ile Nisan ayları arasında her sene yüzde 40’lar mertebesinde gerçekleşen kredili satışlar bu aylarda yüzde 28’lere kadar geriledi. Bunda gerek doların artmasından ötürü faiz oranlarını dengelenme amaçlı arttırılması ve konut kredilerine yansıması, gerekse de insanların buradaki istikrara ve bu mevcut siyasi konjonktüre olan güvenin tekrardan tazeleme ihtiyaçları ülkemizdeki birçok şeyi etkilediği gibi konut sektöründeki alımı ve satışı da etkiledi. Biz bunu biraz raporumuzda anlattık. Ancak Nisan ayı itibarıyla yerel seçimlerde ve özellikle cumhurbaşkanı seçimleri ile birlikte mevcut siyasi iktidara olan güvenin güçlü bir şekilde tazelenmesiyle birlikte istikrarın devamı mesajıyla birlikte konut satışında ciddi şekilde tekrardan artış oldu.

En önemli konulardan bir tanesi de üçüncü çeyrekte, normalde geçmiş yıllara baktığınızda birçok yıl üçüncü çeyrek satışları diğer çeyrek satışlarının gerisindedir. Ama 2014’te bunun üzerine çıktı. Demek ki birikmiş bir talep vardı ve talep sadece oradaki istikrara olan güvenin tekrardan tazelenmesini bekliyordu. Çok şükür ki bu istikrara olan güven tekrardan tazelendi ve konut satışları artış gösterdi. 2015 yılında konut satışında yeni bir rekor bekliyoruz."