KONYA (AA) - Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, 1990’lı yıllarda seçimlerden önce verilen popülist vaatlerin Türkiye'nin 1994 ve 2001 krizlerini yaşamasına neden olduğunu belirterek, "Seçim sürecinin bir vaat yarışına döndüğünü, görmekteyiz. İş dünyası olarak popülist politikalar sonucu yeniden IMF'nin kapılarında bekleyen bir Türkiye görmek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Öztürk, yaptığı açıklamada, 7 Haziran genel seçimlerine sayılı günler kala partilerin vaatlerinin ekonomi konularında yoğunlaşmaya başladığını vurguladı.

Geçmişte yaşanan "popülist vaat tuzağına" bu seçimde de düşüldüğünü, bunu iş dünyası olarak üzüntüyle izlediklerini belirten Öztürk, şunları kaydetti:

"Seçim sürecinin bir vaat yarışına döndüğünü görmekteyiz. Hatırlanacağı üzere 1990’lı yıllarda seçimlerden önce verilen popülist vaatler, Türkiye'nin 1994 ve 2001 krizlerini yaşamasına neden oldu. 2001 yılında ülkemizin bütçe açığı yüzde 16,91 ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranına ulaştı. 7 Haziran öncesinde partiler birbiri ardına seçim vaatlerini açıkladı. CHP tarafından açıklanan ekonomik vaatlerin reel ekonomiyle bağdaşmadığını görmekteyiz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vaatlerinin maliyetleri hesaplandığında, Türkiye ekonomisine 150 milyar lira gibi bir yük getireceği görülmektedir. Kaynağı belli olmayan bu yük, şu an yüzde 0,7 olan bütçe açığını 2001 öncesi rakamlara döndürme anlamına gelmektedir."

- "Popülist vaatlerden uzak durulması gerektiğini düşünüyoruz"

Öztürk, bütçe açığını körükleyecek her yükün enflasyonun da artmasına neden olacağını, bunun da faizlerin daha hızlı yükselmesi anlamına geleceğini belirterek, iş dünyası olarak yeniden böyle bir tabloyu kabul edemeyeceklerini vurguladı.

Bu yıl gelişmiş ülkelerin yüzde 2, tüm dünyanın yüzde 3,5 büyüyeceğinin tahmin edildiğine işaret eden Öztürk, şöyle devam etti:

"Dünya ekonomilerinin giderek daraldığı bir dönemde bu olumsuzluktan etkilenen reel sektörümüzün hareketlenmesi için bizler yapısal reformlar talep ederken, iş dünyasını ilgilendiren konularda verilen sözlerde daha dikkatli olunmalıdır. Ekonomi üzerinden verilen vaatlerin gelecekte doğuracağı olumsuz sonuçlar iyi hesaplanmalıdır. İş dünyası olarak popülist politikalar sonucu yeniden IMF'nin kapılarında bekleyen bir Türkiye görmek istemiyoruz. Hiç kimsenin siyasi hesaplar uğruna, ülke ekonomisinin bel kemiği reel sektörün geleceğini ipotek altına almaya hakkı yoktur. Son yıllarda binbir emek ve çabayla elde edilen ekonomik kazanımların korunarak, ülkemizin gelişmiş ülkeler liginde yerini alması, hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Gelecek hedeflerimiz açısından Türkiye için el birliğiyle yeniden bir büyüme hikayesi yazmak zorundayız. Yeniden yüksek büyümeyi reel sektörümüzün moral ve motivasyonunu yükselterek sağlayabiliriz. Bu sebeple ülkemizin geleceği için popülist vaatlerden uzak durulması gerektiğini düşünüyoruz."