Türkiye’nin en kapsamlı teknoloji etkinliklerinden Turkcell Teknoloji Zirvesi’nin ikinci günü hareketli geçti. 2010 yılından bu yana kapsamı ve katılımcı kitlesi daha da genişleyen zirveye iki gün boyunca toplam 12 bin kişi katıldı.

Turkcell’in kurumsal müşterilerini ve iş ortaklarını bilim ve teknoloji dünyasının fikir önderleriyle buluşturmak amacıyla hayata geçirdiği ve alanında ülkenin en kapsamlı etkinliklerinden biri haline gelen Turkcell Teknoloji Zirvesi bugün sona erdi. Katılımcı ve konuşmacı sayısı her yıl daha da artan etkinlik bu yıl 2 güne yayıldı ve 12 bin katılımcıyı ağırladı. 112 oturumda 200’ü aşkın fikir önderi, teknolojik dönüşümün iş dünyasına etkilerini tartıştı. Ana teması “İleri Turkcell teknolojisiyle şirketinizi geleceğe taşımak” olan zirvenin ikinci gününde açılışı, “Mobil Nesil” başlıklı konuşmasıyla Turkcell Kurumsal Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Yiğit Kulabaş gerçekleştirdi. Kulabaş’ın ardından ünlü fizikçi ve fütürist Michio Kaku bir konuşma yaptı.

Turkcell Kurumsal Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Yiğit Kulabaş, bugün 25 yaşına kadar olan kuşağın internet ve teknolojiyle olan ilişkisinden dolayı “mobil nesil” olarak adlandırıldığını ifade etti. Kulabaş, doğdukları günden bu yana hayatlarında internet olan, bilim ve teknolojiyle barışık bu kuşağın 2023 yılına gelindiğinde 84 milyonluk nüfusumuzun yüzde 21’ini oluşturarak çoğunluk haline geleceğini vurguladı. Kulabaş, şunları söyledi:

“Mobil nesil çoğunluğa gidiyor. 2023 yılına geldiğimizde iş hayatında ve tüketicilerde ana grup olacaklar. Tüketici profilinin hızlı bir evrim geçirdiği bu dönemde ürün ve hizmetlerini daha geniş kitlelere yaymak isteyen şirketlerin bu dünyaya uyum sağlamak için stratejilerini gözden geçirmesi kaçınılmaz. Yani şimdiden söyleyebiliriz, mobil nesil iş dünyasında oyunun kurallarını değiştirecek.”

KAKU: “MÜKEMMEL KAPİTALİZME DOĞRU GİDİYORUZ”

Kulabaş’ın ardından günün ana konuşmacısı Dr. Michio Kaku, “Gelecek 20 yıl” başlıklı sunumunu Turkcell Teknoloji Zirvesi katılımcılarıyla paylaştı. Kaku şunları söyledi:

“Bir fizikçiden neden gelecek hakkına konuşması istenir? Çünkü biz transistörü keşfettik, lazeri, televizyonu, radyoyu, radarı keşfettik, X-ray cihazını, MRI cihazını, uzay programını ve GPS sistemini biz yaptık. 20. yüzyılı fizikçiler keşfetti, 21. yüzyılı da keşfetmeye devam ediyor. Zenginlik bilim ve teknolojiden geliyor. Her 80 yılda bir yeni bir inovasyon dalgası oluştuğunu görüyoruz. İlk dalga buhar makinasının icadıydı, ikinci dalga elektrik ve otomobil ile geldi, üçüncüsü ileri teknolojiydi; bilgisayarlar, uydular, lazerler, telekomünikasyon ve internet sürdürülebilir olmayan bir zenginlik yarattı. Peki dördüncü dalga ne olacak? Biyoteknoloji, yapay zeka ve nano-teknolojinin gelişmesiyle tüm endüstrilerin tek tek dijitalleşeceğini söyleyebiliriz. 10 yıla kadar bilgisayar çiplerinin fiyatı 1 kuruşa düşecek, böylece bilgisayarlar ve internet her yerde ve hiçbir yerde olacak. Önce müzik endüstrisi dijitalleşti. Bugün medya dijitalleşiyor. Gazeteler ve dergiler buna ayak uyduramayınca batıp gidiyor. Ulaşım, tıp, eğitim dijitalleşecek. Gelecekte oturma odanızın dört duvarı dijital ekranlarla kaplı olacak. Camı olmayan 3D televizyonlar izleyeceğiz. Ofislerde PC olmayacak, kullan-at bilgisayarlar buluta bağlı olduğundan bilgi zahmetsizce ve kendiliğinden evden ofise ofisten arabaya transfer olacak. Bir yeriniz ağrıdığında duvar kâğıdınızın önüne geçip “robot doktor”a muayene olabileceksiniz. Alışveriş de dijitalleşecek ve internetten alışveriş yaparken 3 boyutlu olarak vücut ölçülerinizi bulutta sakladığınızdan aldığınız her şey üzerinize olacak. 3D yazıcılar ile üretim dijitalleşecek. Seri üretim değil, seri kişiselleştirme mümkün olacak. Tüm bunların sonucunda ‘mükemmel kapitalizm’e doğru gidiyoruz. Kapitalizm, malın fiyatını arz-talep dengesine bağlı olarak belirler. Bu durumda kandırılıp kandırılmadığınızı, kâr marjını, o ürünün gerçekten o kadar edip etmediğini bilemezsiniz. Oysa teknolojinin yardımıyla cep telefonumuzda bütün bu bilgileri, insanların o ürün hakkında ne dediğini, en uygun fiyatı bulup bulmadığınızı öğrenebilirsiniz. Yani geleceğin kazananı tüketici olacak. Ticari kapitalizmden entelektüel kapitalizme doğru gidiyoruz. Kazanan uluslar, entelektüel kapitalizmi doğru kavrayanlar olacak. Bu durumda kazanan inovasyoncular, hayal kuranlar, bilimi ve teknolojiyi doğru kullananlar olacak.”

GENÇ “MAKER”IN BAŞARISI İŞ DÜNYASINA ÖRNEK OLDU

Bu arada Turkcell Kurumsal Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Yiğit Kulabaş, konuşması sırasında genç bir “maker”ı sahneye davet etti. Robert College son sınıf öğrencisi olan 17 yaşındaki Kaan Göksal, iş dünyasından katılımcılara hem “Maker Hareketi” hakkında bilgi verdi hem de kendi üretimlerinden örnekler gösterdi. Aynı zamanda Turkcell’in “Geleceği Yazanlar” programının üyesi olan genç mucit, konuşmasında şunları söyledi:

“Maker kültürü yaratıcılığı inovasyou üretmeyi teşvik eden bir kültür. Artık yaratıcılık ve teknoloji birleşti. Eskiden yoğurt kabından saksı yaparken, şimdi bunları 3 boyutlu yazıcılarda basmaya başladık. Yaptığım ürünlerden biri de bir 3 boyutlu yazıcı. Bu yazıcıyı bir başka 3 boyutlu yazıcıda bastırdığım parçalarla yaptım.”

Kaan Göksal’ın ürettiği elektrikten tasarruf etmeyi sağlayan akıllı priz ise dikkat çekiyor. Makineler arası iletişim (M2M) teknolojisiyle çalışan priz, elektrik tüketimi fiyatlarının kullanım saatine göre değişiklik göstermesi nedeniyle kullanıcıya avantaj sağlıyor. Örneğin bulaşık makinesini akıllı prize taktığınızda çalıştırdığınız saatin elektrik fiyatlandırması açısından en uygun saat olup olmadığını tespit ederek, cep telefonunuza bir bilgilendirme gönderiyor.

Teknoloji Zirvesi kapsamında Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen İstanbul Mini Maker Faire’de birbirinden yaratıcı ve ilginç yaklaşık 100 proje sergilendi. Turkcell’in ev sahipliğindeki fuarı binlerce katılımcı gezme fırsatı buldu. Fuarda sergilenen projeler arasındaki 20 bin TL’ye mal olan el protezini 200 TL civarına indiren 3D yazıcı ile basılmış “Robohand” adlı protez el, halay çekme aleti, maçı sunan, otomatik top veren ve skor tutan langırt sistemi “LangırtArena”, yürürken atılan adımlarla müzik çalan “müzikli yol”, prizmalar yardımıyla yapılmış sese duyarlı ışık sisteminin olduğu “karanlık oda”, 3 boyutlu yazıcı ile basılmış açık kaynak “Odd Bot” adlı robot, kişiyi algılayıp kişinin cüssesine göre cızırtı oluşturan eski TV modeli, atılan tweetlere göre tempo belirleyen darbuka robotu, fotoğrafları algılayıp onları Türkiye’den sahnelere dönüştüren “Augmented reality” uygulaması dikkat çekti.