Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilenen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın 137. yıl dönümü nedeniyle yaklaşık 10 bin Erzurumlu, Aziziye ve Mecidiye Tabyalarına yürüdü.

Erzurum Valiliği öncülüğünde bu sene ikincisi düzenlenen ve sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle Erzurumlular, ecdadına yürüdü. 1877-1878 Osmanlı- Rus Harbi’nin gerçekleştiği ve kahraman ecdadımızın anısına Erzurumlular tabyalara yürüyüş için sabah saat 05.30 sıralarında Karskapı Şehitliği’nde toplandı. Karskapı şehitliğini ziyaret edip dualar eden yaklaşık 10 bin kişi daha sonra yaklaşık 5 kilometrelik patika yolu yürüyerek tabyalara ulaştı. Burada dualar edilerek tabyalar ziyaret edildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program sona erdi.

Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak, “Bay, bayan, 7’den 70’e ecdadımızı anmak için tabyalara bu etkinliği gerçekleştirdi. Çocuklarımızın bu destanı bilmeli ve öğrenmeleridir. 93 Harbi’nin 137. yıl dönümünde tabyaları tüm dünyaya duyurmaya kararlıyız” dedi.

1877 yılının 8 Kasım gecesi Erzurum’u istila için gelen Rus birliklerinin tabyalardaki koğuşlarında uyuyan Mehmetçikleri şehit etmeleri üzerine Erzurum halkının 9 Kasım günü Aziziye Tabyası’nda yazdığı şanlı mücadelenin üzerinden 137 yıl geçtiğini anımsatan vatandaşlarda bu etkinliğin düzenlenmesinin kendilerini çok mutlu ettiği dile getirdiler.

Bu sene ikincisi düzenlenen “Kahraman ecdadımızın anısına tabyalara yürüyoruz” etkinliğinin geleneksel hale getirildiği ve her yıl 9 Kasım günü gerçekleştirileceği belirtildi.

93 HARBİ

“93 Harbi ya da 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı padişahı II. Abdülhamit ve Rus çarı II. Alexander döneminde yapılmış olan bir Osmanlı-Rus Savaşı’dır. Rumi takvime göre 1293 yılına denk geldiğinden Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilinir. Hem Osmanlı Devleti’nin batı sınırındaki Tuna (Balkan) Cephesi’nde, hem de doğu sınırındaki Kafkas Cephesi’nde savaşılmıştır. Savaşa hazırlıksız yakalanan Osmanlı Devleti, çok ağır bir yenilgi almıştır. Savaşın başlıca sebepleri; Osmanlı Devleti’nde yaşanan azınlık isyanları, Rusya ve Batı Avrupa ülkelerinde, Osmanlı Devleti’nde yaşayan Hıristiyanların insan haklarının çiğnendiği konusunda oluşan tek taraflı kamuoyu, Rusya’nın Balkanlardaki genişleme siyaseti, Romanya ve Bulgaristan’ın bağımsızlık istekleri ve Panslavizm akımıdır. Avrupa’nın büyük güçleri savaşı önlemek için İstanbul’da Tersane Konferansı’nı toplamışlar, ancak Osmanlı Devleti’ne yaptıkları taleplerin reddedilmesi üzerine savaş patlak vermiştir. Yaklaşık 1 yıl süren savaşta Osmanlı orduları, savunma savaşı yapmıştır. Batılı devletler ise tarafsız kalarak, savaşı bitirmek için arabuluculuk yapmıştır. Özellikle Balkanlarda bu olaylar neticesinde etnik temizlikler yaşanmış ve yer yer kırımlar görülmüştür. Sonunda batıdaki Osmanlı savunma hatlarını kıran Rus ordularının önü açılmış, dirençle karşılaşmadan İstanbul’un eşiğine (Yeşilköy) kadar ilerleyerek Osmanlı Devleti’nin varlığını tehdit etmiş ve bunun sonucunda Osmanlı Devleti Ayastefanos Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır. Ancak Batı Avrupa ülkelerinin bu antlaşmanın koşullarından hoşnut kalmamaları sonucu bu antlaşma geçerliliğini yitirmiş ve yeniden imzalanan Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devleti, çok fazla toprak kaybetmiş, Balkanlar’daki nüfuzunu büyük ölçüde yitirmiştir. Balkanlar’da ve Kafkasya’da sayıları 1 milyonu aşkın Osmanlı vatandaşı mülteci konumuna düşmüş, savaş süresince ve savaştan sonra Anadolu’ya dev göç dalgaları yaşanmıştır.”