Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Avrupa’nın birçok ülkesinin Türkiye aleyhine olabilecek her türlü organizasyona ve faaliyete kucak açmak konusunda birbirleriyle yarıştıklarını ifade ederek, “Avrupa Türkiye karşıtlarının üs kurduğu bir kaleye dönmüştür.” dedi.

Avrupa’nın, yıllardır sözde yasaklı olan PKK terör örgütünün maddi manevi üssü konumunda olduğunu ancak son yıllarda FETÖ’yü korumaya aldıklarını belirten Eğilmez, “Bugün Avrupa kıtası tam olarak Türkiye karşıtı bir kaleye dönüşmüş durumda. Avrupa’nın birçok ülkesi, Türkiye aleyhine olabilecek her türlü organizasyona ve faaliyete kucak açmak konusunda birbirleriyle yarışıyor. Yıllardır sözde yasaklı olan PKK terör örgütünün maddi manevi üssü konumunda olan Avrupa, son aylarda da diğer terör örgütü FETÖ’yü korumaya almış durumda” diye konuştu.

“Avrupa, Türkiye karşıtı tüm odaklara maddi manevi destek sağlıyor”

Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Türkiye karşıtı tüm odakların Avrupa’nın kendilerine maddi manevi destek sağladıklarını ifade ederek, “Türkiye karşıtı tüm odaklar Avrupa’da kendilerine maddi manevi her türlü desteği bulabiliyor. Önce İngiltere ve Fransa sonra Avusturya ve Almanya son olarak da Hollanda örneğinde şahit olduğumuz üzere kendi iç siyasetlerindeki propaganda politikalarında bile Türkiye düşmanlığını merkeze yerleştirip, bu durumdan çıkar sağlamaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

“Batı dünyası Türkleri Anadolu’dan atabilmek için bin yıldır bin türlü planı devreye soktu”

Türklerin 11’inci yüzyılla birlikte Anadolu’ya hakim olma sürecinin batı dünyası tarafından hiçbir zaman sindirilemediğini, 1071 Malazgirt zaferinden sonrada Türk-İslam devletlerini bölgeden atabilmek için bin yıldır bin türlü planı devreye soktuklarını söyleyen Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez şunları kaydetti:

“Türklerin, 11’inci yüzyılla birlikte Anadolu’ya hakim olma süreci, batı dünyası tarafından hiçbir zaman sindirilememiş, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Türk-İslam devletini bölgeden atabilmek için, bin yıldır, bin türlü planı devreye sokmuş ama bir sonuç elde edememişlerdir. Birinci Dünya savaşından sonra Türkler yine Anadolu’da hakim olmayı başarınca bu defa Batı dünyası Türklere karşı örtülü ve bir o kadar da kirli bir savaşı devreye sokmuştur. Bu savaşta batının en büyük silahı PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri olmuştur. AB ülkeleri, Türkiye’ye karşı sivil toplum örgütü adı altında Avrupa`da PKK’yı desteklemiş ve büyütmüştür. PKK merkezli sivil toplum örgütü görünümlü terör faaliyetleri, yeni uluslararası sömürgecilik faaliyetlerinde bir savaş kolonu gibi hareket etmektedir. Avrupa`daki PKK dernekleri, büroları, medyası ve ekonomik örgütlenmesi AB tarafından durdurulmamakta ve bizzat dernekler kültürel yardım adı altında desteklenmektedir. Düzenlenen PKK gecelerinde, Avrupalı sivil toplum temsilcileri ve parlamenterlerin boy göstermesi bu işi daha da resmileştirmektedir. Bu bakımdan AB ülkelerinde PKK’nın terör örgütü olarak gösterilmesi tamamen sözdedir. PKK, Avrupa’da sivil toplum kisvesi alında düzenlediği organizasyonlarla yılda yaklaşık 150 milyon Euro gelir elde ediyor”

“Her ülkenin kendi PKK’sı var”

Savaş Eğilmez, her ülkenin kendi PKK’sının olduğunu belirterek, “PKK’yi yekpare görmek ve sadece Amerikancı PKK ile sınırlandırmak doğru değildir. Avrupalı devletlerin çıkarlarına zarar vermeden ve onların çıkarlarını gözeterek eylem çizgisini belirleyen PKK, bir ahtapotun kolları misali Alman PKK’sı, Fransa PKK’sı, Belçika, Hollanda, Avusturya PKK’sı şeklinde hareket etmektedir. Bu gruplar üslendiği devletlerin çıkarları doğrultusunda hareket ederek, yine o devletlerin isteği üzerine Türkiye’yi çıkmaza sokmaya çalışmaktadırlar. Avrupa’da sözde yasaklar listesi içinde yer alan PKK, bu yasak sayesinde pek çok engelden de kurtuluyor. Bu yasak Türkiye’nin, AB üzerinde baskı kurmasını hafifleten, engelleyen bir fonksiyona sahiptir. Bölücülerin serbestçe dolaşmalarında, PKK önderlerinin rahatça Avrupa’ya seyahat etmelerinde, yasak olumlu rol oynuyor. Ara sıra PKK’nın Avrupa çeşitli ülkelerinde yasağın kalkması için yaptığı protesto gösterileri tamamen görüntüden ibarettir” şeklinde konuştu.

“PKK’nın Avrupa’da 400’den fazla aktif şubesi var”

PKK’nın Avrupa’da 400’den fazla şubesinin olduğunu söyleyen Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez şöyle devam etti:

“PKK terör örgütü Avrupa’nın neredeyse tamamında büyük bir yapılanma ile temsil edilmekte ve Avrupalı devletler tarafından himaye edilmektedir. Bu bakımdan Almanya’da PKK’ya ait 189 dernek ve kuruluş faaliyet göstermektedir. PKK terör örgütü Avusturya’da 9, Belçika’da 17, Bulgaristan’da 7, Danimarka’da 16, Finlandiya’da 5, Fransa’da 10, Hollanda’da 11, İsviçre’de 24, İngiltere’de 12, İspanya’da 4, İsveç’te 29, İrlanda’da 1, Macaristan’da 1, Norveç’te 15, Romanya’da 6 ve Yunanistan’da 10 adet sözde sivil toplum örgütü ile temsil ediliyor. Bunların dışında Avrupa’da PKK’ya ait 3 TV kanalı, 29 gazete-dergi aracılığı ile örgüt propagandası yapılmakta ve milyonlarca avro örgüt bağış toplanmaktadır. Bu yapılanmayla Avrupalı devletler adeta PKK’nın kasası durumunda olup, terör örgütünün tüm iaşe ve her türlü ihtiyacı Avrupalı devletlerce karşılanmaktadır.”