Erzurum Eğitim Bir Sen Şube üyeleri memur maaş zamlarıyla ilgili olarak yapılan basın açıklamasında, memurların mali durumları yeniden gözden geçirilmesini istedi.

Atatürk Üniversitesi Bilim Anıtı önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Eğitim Bir Sen Erzurum Şube Başkanı Erkan Ciyavul, “Sendika olarak üniversitelerde idari ve akademik personeli bir bütün olarak görüyoruz. 2012 yılında 666 sayılı KHK ile idari, teknik ve yardımcı hizmetli personelin ek ödeme oranlarında artış gerçekleştirilirken, akademik personel kapsam dışı bırakılmıştı. Verdiğimiz mücadeleler sonucunda bu adaletsizliği giderdik. Akademisyenlerimiz hak ettikleri zammı almışlardır. Çalışanların hakkının verilmesi medeniyet değerlerimiz açısından önemli bir husustur.” Dedi.

Özellikle hâkim ve savcılara bir kalemde bin TL’nin üzerinde zam verilebildiğini gören memurların, akademisyenlerin mağduriyetinin giderilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirirken kendi mali durumlarının da yeniden ele alınması konusunda isteklerini yüksek sesle ifade ettiğini dile getiren Ciyavul şunları kaydetti;

ÜLKEMİZDE KAYNAK SORUNU YOKTUR

“Milletvekillerine, hâkim-savcılara verilen zamlar, taşeron çalışanından işçisine, memuruna, dul ve yetimine, emeklisine varıncaya kadar birçok ücretli kesimin tepkisine neden olmuştur. Hâkim savcılardan sonra, Meclis’e sunulan 2015 yılı bütçesinde milletvekili maaşları bin lira artışla 15 bin liraya, emekli maaşları ise 8 bin lirayı çıkarılmaya çalışılması ülkemizde kaynak sorununun olmadığını gösteriyor. Son dönemlerde ülkemizin üzerine bir karabulut gibi çöken maden facialarında ortaya çıkan işçilerimizin mali durumlarıyla verilen zamlar kıyaslandığında uygulamaların adil devlet ilkesiyle bağdaşmadığı görülmektedir. Yapılan bu zamlar 2,5 milyon memura, kamuda istihdam edilen 1 milyona yakın adeta bir kölelik sistemi içinde çalışmaya mahkûm edilen taşeron işçisine reva görülen zamlarla da bağdaşmadığı gibi, anayasada söz edilen sosyal devlet ve adalet ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. Memurlar olarak kimsenin maaşında gözümüz yoktur. Fakat birilerine verirken diğer kesimleri ihmal etmek çalışma barışını bozmakla birlikte çalışanlar arasında huzursuzluğa sebebiyet vermektedir. Çalışanlar olarak milli gelirden payımıza düşeni almadığımız kanaatini taşıyoruz. Memurların sayısal çoğunluğu ile bütçeye getireceği yük ileri sürülerek farklı uygulamalara tabi tutulmaları da kabul edilemez. Memurlar millete hizmet üreten kesimdir.

ÜLKEMİZİ KAOSA SÜRÜKLEMEK İSTEYENLERİN KARŞISINDAYIZ

Eğitim-Bir-Sen olarak ülkemizin birliği ve beraberliği adına sorumluluk almış ve ülkemizin istikrarı için elini taşın altına koymuş bir örgütüz. Bu sorumluluğu almaya da devam edeceğiz. Vatansız kalmış toplumların hali ortadadır. Ülkemizi kaosa sürüklemek isteyenlere asla müsaade etmeyeceğiz. Fakat yapılan haksız uygulamalara da sessiz kalmayıp haklının hukukunu son nefesimize kadar savunacağız.

EMEKLİ MAAŞLARINA SEBEP MEMURLAR EMEKLİ OLMAK İSTEMİYOR

2012 yılında “eşit işe eşit ücret” kapsamında 100 ile 300 lira arasında ek ödeme alarak kamu kurumları arasında ki ücret adaletsizliği yüzde doksan oranında giderilmişti. Tekrar bir adaletsizlik doğmaması için taleplerimizi görmezden gelmeyin. Özellikle en büyük adaletsizlik ek ödemenin, emekliye ayrılacağımız gün kesilecek olmasıdır. Yüz binlerce işsiz, işe girmek için bekliyor, emeklisi gelenler de emekliye ayrılamıyor; çünkü ayrıldığı gün maaşının yüzde ellisi kesilmiş oluyor.

Eğitim hizmet kolumuza bağlı akademisyenlerimize hak ettikleri zammı vererek mağduriyetin giderilmesini sağlayan devletimize teşekkürlerimizi sunuyor, memur arkadaşlarımızın da mağduriyetlerini çözmelerini bekliyoruz. 2015 yılı içiresinde yapılacak toplu sözleşmede öncelikli hedefimiz memurların durumlarının iyileştirmesi olacaktır. İktidarımız milletvekillerine ve hakim-savcılara yaptığı bonkörlüğü çalışanına ve emeklisine yapmalıdır. İktidarımız şunu çok iyi bilmelidir ki memurumuz yüzde birin ya da ikinin yani küçük hesapların peşinde değildir.

ÜLKEMİZDE ÜSTÜNLERİN HUKUKU DÖNEMİ KAPANSIN İSTİYORUZ

Ülkemiz ekonomik olarak gelişmekte ve büyümekte bizler hakkımızı, enflasyon oranında zammın yanında kalkınmadan da payımızı istiyoruz. Bu hak sadece güçlüye ait olmamalıdır. İşsizin, asgari ücretlinin, işçinin, memurun, emeklinin hakkı olmalıdır. Artık bu ülkenin vatandaşı üstünlerin hukukunun baskın olduğu bir adalet anlayışı istemiyor. Hakkın ve haklının hukukunun gözetilmesini istiyor.”