Acıbadem Eskişehir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Dinç, diyabetin Türkiye’de ve dünyada son günlerde sayısı hızla artan bir hastalık olduğunu belirterek, “Şişmanlık, kötü beslenme, hareketsizlik, aileden alınan genetik eğilim şeker hastalığının gelişmesine zemin hazırlamaktadır” diye belirtti.

Dr. Ahmet Dinç 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, şeker hastalığının, özellikle de Tip 2 Diyabet olarak bilinen erişkin tip şeker hastalığının sinsi bir şekilde gelişip ilerlediğini kaydetti. Bu nedenle erken teşhis ve tedavinin büyük önem taşıdığını kaydeden ve her üç kişiden birinin şeker hastası olduğunu halde bu hastalığın farkında olmadığını kaydeden Dr. Dinç, “Şeker hastalığının Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak iki türü vardır. En çok Tip 2 diyabet görülür ve tüm hastaların yüzde 90 - 95’ini oluşturmaktadır. Tip 1 diyabet daha çok çocuklarda görülen ve insülin ile tedavi edilmesi gereken bir şeker hastalığı türüdür. Bu hastalarda insülin salgılanması olmadığından ancak dışarıdan yapay insülin ile tedavi süreci izlenir. Tip 1 diyabet, 9 aylıktan itibaren ve en sık 12-14 yaşlarında ortaya çıkar. İnsülin direnci, diyabet ve gizli şeker çağımızın en sık rastlanan hastalığıdır. Önce gizli şeker oluşur, dikkat edilmez ve uygun beslenme değişikliği yapılmaz ise diyabet yani şeker hastalığı oluşur. Kan şekerinin sabah aç karınla yapılan ölçümünde, değer olarak 126 miligramı geçmesi şeker hastalığını düşündürür. Tip 2 diyabeti ve gizli şekeri olan kişilerde aynı zamanda tansiyon yüksekliği, kanda trigliserid yüksekliği, insülin hormonu yüksekliği, ürik asit yüksekliği, karın bölgesinde yağlanma ve şişmanlık bir arada ise buna Metobolik Sendrom denir. Bel çevresi genişliği artmış kişilerde bu hastalık daha sık görülmektedir. Ülkemizde metabolik sendrom yaklaşık her 100 kişinin 20 ya da 25’inde görülmektedir. Açlık kan şekerinin 90 ile 120 miligaram arasında ve kan şekeri yükleme testi ile ikinci saatte kan şekerinin 140 ile 199 miligram arasında olmasına gizli şeker (şeker tolerans bozukluğu) adı verilir. Toplumda her 4 kişiden birinin gizli şeker hastası olduğu bilinmektedir” şeklinde belirtti.

RİSK FAKTÖRLERİ NELER?

Tip 2 Diyabet için Risk Faktörlerini de anlatan Acıbadem Eskişehir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Dinç: “Şişmanlık, hareketsiz yaşamak, bel çevresinin 90 santimetreen fazla olması, sigara içmek, alkol kullanmak, margarin kullanmak, ailede şeker hastalığı geçmişi olması, tansiyon yüksekliği, kan yağları yüksekliği, stresli yaşam, üzüntü ve sıkıntı” dedi.

RİSK FAKTÖRLERİ NASIL AZALIR?

Risk faktörlerini azaltmak yapılması gerekenleri de sıralayan Dinç şunları belirtti:

"Çavdar ekmeği, zeytinyağı, ceviz, badem, bulgur pilavı, sebze, meyve tüketilmelidir. Bol su içilmelidir. Rezene, ıhlamur gibi bitki çayları tüketilmelidir. Bol salata, beyaz et, ve kuru baklagil yenilmelidir. Son günlerde yapılan bilimsel araştırmalar sonucu alzheimer’in diyabet ile ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Birbiriyle ilişkili, ortak bir mekanizmaya sahip olduğu kanısı vardır. Alzheimer şimdiden Tip 3 diyabet olarak ilan edilmiş durumdadır. Diyabetlilerde alzheimer riskinin 2 kat fazla olması tesadüf değildir. Çünkü; diyabet, kolesterol, hipertansiyon ve egzersiz azlığı alzheimer için önemli risklerdir.”