Eğitim Sen Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Yar. Doç. Dr. Pelin Yalçınoğlu, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) olduğu yerde akademik özgürlüğün olamayacağını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Yalçınoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ’Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u onaylamasıyla ilgili yaptığı basın açıklamasında, akademik özgürlüğün, demokrasinin bir gereği ve demokrasinin gelişmişliği ile doğrudan ilgili olduğunu vurguladı. Yalçınoğlu, “Ancak güçlü demokrasilerde akademik özgürlük tartışılan konuya yeni perspektifler kazandıran, doğruya ulaşmada katkı sağlayıcı bir faktör olabilir, ki bu da ilerlemenin önünü açan bir güçtür. Ne yazık ki Türkiye’de akademik özgürlüğün var olduğunu söylemek zordur. Üniversiteler hala darbe döneminde hazırlanmış bir kanunun gölgesinde öğretim gerçekleştirme ve bilim üretme çabası vermektedir. Dün Cumhurbaşkanı tarafından ‘Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ onaylanmıştır” dedi.

Yeni YÖK Kanunu’na göre, daha önce kaldırılan üniversiteden atılma uygulamasının tekrar uygulamaya konulduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Pelin Yalçınoğlu, öğrencilere dayatılan üniversite bitirme süreleri içinde diploma alamayan öğrencilerin okuldan atılacaklarını kaydetti. Üniversitelerdeki baskı ve şiddetin en üst düzeye çıktığı bir dönem olduğunu iddia eden Eğitim Sen Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Yrd. Doç. Dr. Pelin Yalçınoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Öğrencilerin ifade özgürlüğü yok edilmiş, binlerce öğrenci demokratik protesto haklarını kullandıkları için tutuklanmış, öğrenim hakları gasp edilmişken, uygulamaya konulan yeni yasa belirlenen süreler sonunda mezun olamayan öğrencilere ceza sistemi getirilmektedir. Öğretim elemanlarına unvan verme yetkisi, özel üniversitelerin mütevelli heyetlerini oluşturma yetkisi YÖK’e verilmiş, tıp fakülteleri Sağlık Bakanlığına bağlanarak YÖK’ün sahip olduğu yetkilerle donatılmış ve akademik özgürlüğe darbe vurulmuştur. Yeni yasa ile birlikte YÖK üniversitelerin öncelikli araştırma alanlarını kendi belirleyecek ve üniversiteyi istediği alanda çalışma yapmaya zorlayabilecektir. Geçen yıl sözde akademik özgürlük bildirgesi yayınlayan YÖK Başkanlığı uygulamaya konan yasa ile bir kolluk kuvvetine dönüştürülmüştür. Darbe döneminin en baskıcı uygulaması olan YÖK, mevcut hükümetin politikaları sonucu iktidarın ideolojilerini üniversitelere taşıyan ve baskıyı meşrulaştıran bir araç olarak varlığını sürdürmektedir. Sendikamız Eğitim Sen, bugüne ve geleceğe ilişkin sorumlulukları çerçevesinde bilimden ve emekten yana olan tavrını ortaya koyacaktır. Özgür bilim, demokratik-özgür üniversite ve güvenceli çalışma ilkeleri çerçevesinde; insan, toplum ve doğa yarına üniversite mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki üniversitelerde yaşamı baskı ve denetim altına alan, akademik özgürlükleri, sendikal hak ve özgürlükleri suç olarak gören, ’makbul sayılmayan’ her türlü eylemi ve düşünceyi cezalandırmayı amaçlayan ve her satırında 12 Eylül cuntacılarının dilini, ideolojisini taşıyan disiplin yönetmeliklerini ve bu yönetmelikleri hayata geçiren YÖK’ün varlığını kabul etmiyoruz. Üniversiteyi üniversite olmaktan çıkaran her politika karşısında gerekli mücadeleyi yürüteceğimizin bilinmesini istiyoruz.”