Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, gazeteci ve köşe yazarları ile buluştu.

Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Büyükerşen, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde ve ESKİ Genel Kurulunda alınan kararları değerlendirerek, Mecliste AK Parti gurubunun icraatlarını eleştirdi. Büyükerşen’in gündeminde AK Partili Meclis üyelerinin çoğunlukta olduğu Mecliste ESKİ Genel Kurulu’nda alınan su zammı kararının iptali, bütçede AK Parti grubunun getirdiği değişiklik ile kültür sanat bütçesinin yarısının (10 milyon liranın) fen işleri bütçesine aktarılması, şehir tiyatroları ve senfonide bilet fiyatlarına yapılan zam ve 65 yaş üstü vatandaşları taşımayacaklarını ilan eden özel halk otobüsçüleri vardı. Büyükerşen, halkın bilgilendirilmesi ve gerçekleri öğrenmesinde basın mensuplarına önemli görev düştüğünü belirtti. Büyükerşen, konuşmasının başında, su zammı tartışmalarını değerlendirerek, komisyonda AK Partili üyelerin de katılımı ile kabul edilen zam kararının Mecliste reddedilmesini eleştirdi. Zammın enflasyon rakamları göz önünde bulundurularak getirildiğini ifade eden Büyükerşen, “Mahalle haline getirilen ilçeler ve köyler için en büyük sorunların başında su geliyor” dedi. Hiç bir zaman engellendik edebiyatı yapmadığını ifade eden Büyükerşen, AK Partili bazı siyasilerin ve Meclis üyelerinin kendisini bu anlamda eleştirdiğin ancak aynı kişilerin “Zammı biz engelledik” dediğini kaydetti.

BİLGİ SAHİBİ OLMADAN KONUŞANLAR

ESKİ’nin son zamanlarda çok konuşulmaya başlandığına dikkat çeken Büyükerşen, “Siyasetin ESKİ’ye girmesine müsaade etmediğimi biliyorsunuz. Bundan 4-5 sene önce suyla ilgili aynı tartışmalar yaşandı ve biz musluktan akan suyu içmiştik. Ancak bu su depolara gelip sonra musluklarınıza geliyorsa, bazı problemler çıkabilir. Bizim arıttığımız sular sürekli olarak Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmektedir. Porsuk bugün içilebilir sudur, ancak tadı yoktur, yağışın yoğun olduğu zamanlarda klor kokusunu da zaman zaman hissedebilirsiniz. Bazıları oturdukları köşeden içilebilir su olmadığını konuşuyor, Eskişehirli memba suyu versek yine Kalabak’ı tercih edecek. ‘Suyu içilebilir hale getirmedi boşuna zam yapıyor’ lafları bilgi sahibi olmadan konuşanların lafıdır” dedi.

“KLAVUZLARI NE DERSE ONU YAPIYORLAR”

Belediye ve ESKİ olarak bir takım proje hazırlıkları içinde olduklarının bilgisini veren Büyükerşen, muhtemel sıkıntılara karşı projeler için kaynak arayışına gidileceğini söyledi. ESKİ meclisinde AK Parti grubunun tutumunu değerlendiren Büyükerşen, “Kendilerine yakışanı yapmışlar, çoğunluklarına güvenerek her istediklerini yapıyorlar. Meclis üyeleri aslında çok iyi insanlar ama klavuzları var, onlar ne derse onu yapıyorlar. Parti tüzüğünde grup kararına uymayanların partiden atılacağı maddesi olduğunu söylüyorlar. Bu nedenle ne denirse onu yapıyorlar. Dönüp onlara yön verenlere bakıyorsunuz hiç bir fikirleri yok, sadece muhalefet etmenin mutluluğunu yaşıyorlar” ifadelerini kullandı.

ESKİ’NİN BORCU: 110 MİLYON

ESKİ’nin hala Aydın Arat ve Orhan Soydaş zamanından (1994 sonrası) borçlarını ödediğini belirten Büyükerşen, çalışma yürüttüklerini ve Eskişehir’i çağdaş altyapı standartlarına kavuşturmak için proje geliştirdiklerini, başkan olduğu dönemde de kaynak bulamadıkları için dışarıdan kaynak aktardıklarını ve bunun için Avrupa Yatırım Bankası’na borçlandıklarını anlattı. Yapılması planlanan yüzde 8’lik zammın 19 kuruş anlamına geldiğini aktaran Büyükerşen, şunları söyledi:

“ESKİ altyapılar yapmak zorunda 520 köy 12 ilçenin su ve kanalizasyon sorunları için ESKİ yatırım yapmak zorunda. Suya yüzde 8’lik artış yapılması belki yetebilir bir miktardı, ama bu da olmadı. AK Partili Meclis üyeleri önce kabul ediyorlar sonra mecliste reddediyorlar, vatandaşa da size zam yaptırmadık diyorlar.” ESKİ’nin toplam borcunun 110 milyon küsür olduğu bilgisini veren Büyükerşen, borcun 2028 yılına kadar ödenmesinin planlandığını aktardı. Projelerin gerçekleştirilebilmesi için borcu Büyükşehir Belediyesi’nin aldığını dile getiren Büyükerşen, “Bu kredi büyükşehire verilmiş, borçlu olan Büyükşehir Belediyesidir. Bu kredi nasıl ödenecek, ESKİ belediyeye kaynak aktaracak. Kanunda zaten ESKİ kendi elinde para artarsa bunu büyükşehire verir diyor, zaten ESKİ büyükşehirin bir organıdır” şeklinde konuştu.

10 MİLYON ZARAR ETTİ

Büyükerşen, daha sonra ESKİ’nin ödemesi gereken ana para ve faiz tutarlarını da bir sunumla aktardı. Büyükerşen, suya zam yapılmaması sonrasında edilecek zararın yaklaşık 10 milyon lira olduğunu söyleyerek, şu bilgileri aktardı:

“ESKİ Genel Müdürlüğü’nde ilçe, kapatılan beldeler ve mahallelerin terfi istasyonları manevra odaları ve depoların iyileştirme, bakım, onarım, ihtiyaçları için gerekli miktar 15 milyon liraya yakındır. Bu rakamın içinde ihtiyacı olan köyler yok, bunlar acil olarak harcanması gereken meblağlar. Kanalizasyon ve atık su arıtma tesisi ihtiyacı için 151.5 milyon lira. Kesinleşmiş iç ve dış borç 123 milyon. Gereken planlanan işler toplamı 261 milyon. Yani borçlar ve yapılması planlanan işler için ESKİ’nin bugünkü pariteye göre toplamda 385 milyon TL ihtiyacı var. Büyükşehir’de alınan karar sonrasında edilecek zarar yaklaşık 10 milyon lira. Türkiye’nin de cari açığı büyüdüğü için kredibilitesi artık eskisi kadar yok, borç nasyomuz yükseldiği için kredi alamayacağız, hizmet bekleyenlere hizmet götürmek mümkün değil. AKP kendi ayağına kurşun sıkmıştır, çıplak durum bu. İller Bankası’ndan bu ilçeler için geçen ay 12 milyon küsür para aktarıldı ama 17 milyon liralık kendi harcama yaptık.”

"ŞİKAYET DİLEKÇELERİ BÜYÜKŞEHİR’DEN ALINABİLECEK"

Özel halk otobüslerinin 65 yaş üstünü taşımayacaklarını açıklamalarına da değinen Büyükerşen, "Özel halk otobüsçüleri suç işliyor kanunla verilen hak engellenmez, yaşlı vatandaşları araca almamazlık yapamazlar. Kendilerini araca almayan otobüs şoförlerini vatandaşların şikayet etmesini gerektiğini belirten Büyükerşen, “65 yaş üstü vatandaşların kendilerini indiren otobüslerin plakaları, nerede saat kaçta, kaç numaralı halk otobüsü kendini almadı bunu tespit edip Valiliğe başvurması lazım, Valilik para cezası kesiyor. Ceza kesme yetkisi Valilikte, talimat verdim tip şikayet dilekçeleri hazırlayacaklar, otobüslerle ilgili sıkıntı yaşayan vatandaşlar bu dilekçeleri Büyükşehir Belediyesi’nden temin ederek, Valiliğe şikayette bulunabilecekler" diye konuştu.

KENT MEYDANI YILAN HİKAYESİ…

Kent Meydanı tartışmalarına değinen Büyükerşen, konunun bir yılan hikayesine dönüştüğünü kaydetti. Büyükerşen, şöyle konuştu:

“Kent meydanı stadyum ile ilgili geçmişten bu yana yaşananların kronolojik listesini çıkardık. Çok ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Siyasetçilerin nasıl doğru söylemediği ortaya çıkıyor. Kent meydanı macerası diye tüm Eskişehir’e dağıtacağım bunu. Bunlar kara mizah.”

“İSTESEYDİM MİLLETVEKİLİ DE OLURDUM GENEL BAŞKAN DA”

Genel seçimlerde milletvekilliğine aday olup olmayacağı sorusunu Büyükerşen, şöyle yanıtladı:

“Şimdiye kadar milletvekili olmak konusunda hiç bir arzum olmadı. İstesem milletvekili de parti genel başkanı da olurdum, siyasetteki bütün çirkinliklere katlanmamın nedeni Eskişehir’i yaşanabilir, marka şehir yapmak arzumdur. Yine de zorunluluklar bizi başka yere götürürse neler olacağını bilemem, tıpkı bu dönemde Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmayı istememe rağmen 4. kez aday olmam gibi, zorunluluklar başka bir noktaya götürebilir. Eskişehir gelişmiş bir şehir, halkı aydın ama hala yerel yöneticiler kasaba dedikodusu ile uğraşıyor.”

“TALİHSİZ BİR KÜLTÜR BAŞKENTLİĞİ SÜRECİ YAŞADIK”

Eskişehir’in kültür başkenti olarak seçilmesinde yaptıkları kültürel faaliyetlerin büyük rol oynadığını belirten Büyükerşen, şunları kaydetti:

“Kültür başkentliğinin belirlendiği toplantıda Astana’da ben de vardım. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve o zamanın Valisi Kadir Koçdemir ile birlikte. Ama kültür başkentliği sürecinde devre dışı bırakıldık, bana göre talihsiz bir kültür başkentliği süreci yaşadık. Kültür başkentliği sürecinin ilk toplantısında Vali ile sert bir tartışma yaşadık, valinin ses tonu konuşma şekli nedeni ile istifamı verdim. Konu logo ile ilgiliydi, logo için birilerine sipariş verilmiş, birkaç örnek getirildi. Ben hiçbirini beğenmedim, Nasreddin Hoca’nın eşşeği de, porsuk hayvanı da sembol olabilir dedim. Sonunda kavuk buldular… Büyük bir para var ortada dedim, bu daha önce İstanbul’da yapıldı büyük yolsuzluk iddiaları ortaya atılmıştı, denetimleri harcama usulleri ne olacak bunun esaslarının belirlenmesi, hesabının yapılması gerektiğini söyledim.” Sonrasında kültür başkentliği süresince şehir tiyatroları ya da senfoni orkestrasının etkinliklere dahil edilmediğini anlatan Büyükerşen, “Siz hangi programlarla katılacaksınız diye sormalarını bekledim ama olmadı, bunları o zaman açıklasaydım, hoca engelliyor olacaktı, hoca her şeyin en mükemmelinin yapılmasını ister” dedi.

Büyükerşen daha sonra şehir tiyatrolarının ilçelerde sergilediği oyunlar, ilçe ve köylerden gelenler için şehir tiyatrolarında sunulan oyunlar, tiyatro festivalinden ve halkın izlenimleri, senfoni orkestrasının konserleri ve faaliyetleri ve başarılarının anlatıldığı video gösterimi sırasında Kültür Sanat bütçesinin yarısının Fen İşleri bütçesine ayrılması ve bilet fiyatlarına yapılan zammı da değerlendirdi. Büyükerşen, “Kültür ve sanat alanında yeni projelerimiz vardı, bütçemiz yetersiz olduğu için 2015 yılında katılmayı planladığımız festivallere katılma olanağımız kalmadı. Senfoni 13 yılda 48 ödül almıştır. Kültür sanat bütçesinde kesinti olmasaydı 5 ay boyunca köylerde oyun sergileyecek bir ekip yetiştiriyorduk, okullarda ve ilçelerde oyunlar sahneleyeceklerdi. Yeni projelerimizden biri de ilçelere birer sinema yapacaktık. Sosyal içerikli, kültür sanat filmleri gösterecektik, maalesef o şans da kalktı. Sanata değil zamma karşıyız diyorlar, bakıyorsunuz bütçeyi buduyor, tiyatroya, senfoni biletlerine zam yapıyorlar. Hani zamma karşıydılar, maalesef durum bu, üzülüyorum. Ama Eskişehirli aydın insanlar var böyle de bir siyasi grup var. Acaba eserleri Osmanlıca’ya çevirip öyle sergileyeceğiz desek onay verecekler miydi diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

"BASINA ÇOK İŞ DÜŞÜYOR"

Yalnızca kendilerinin mücadele etmesinin yeterli olmayacağına dikkat çeken Büyükerşen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim mücadele etmemiz yetmez basına da çok iş düşüyor, benim yardımcılarım yok 14 tane vali muavini var. Size her zaman kolay ulaşamıyorum kırsal kesimden gelen Meclis üyeleri iyi niyetli ve temiz insanlar ama partilerinin yönetmeliği gereği başkana uymak zorunda kalıyorlar. Kılavuzlar iyi olmayınca başları da dertten kurtulamıyor. Basın mensubu arkadaşların şehre sahip çıkmalarını bekliyoruz. Halkın eğitilmesi, bilgilendirilmesi konusunda basına çok büyük görev düşüyor, yerel siyasetçilerin de eğitilmesi lazım. Asıl halkı yönlendirecek olan köşe yazarlarıdır, onlara çok görev düştüğünü düşünüyorum.”