KONYA (AA) - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin Suriye ve Irak'tan gelenlere etnik ve inanç esaslı olarak bakmadığını belirterek, "Arap'ı, Yezit'i, Kürt'ü ve Süryani'sini de hepsini kucaklamıştır. Bizim bakış açımız, insani bir bakış açısıdır" dedi.

Şimşek, Dedeman Otelde Konya Ticaret Odası, Necmettin Erbakan Üniversitesi ile KTO Karatay Üniversitesi iş birliğince düzenlenen 2. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi'nin açılışına katıldı.

Maliye Bakanı Şimşek, burada yaptığı konuşmada, geçtiğimiz günlerde Almanya'da düzenlenen Dünya Ekonomi Sempozyumu'na katıldığını, sempozyumun ana konusun "değerler" olduğunu, artık küresel sorunların standart ekonomik modellerle çözülemediğini belirtti.

Göç, yoksulluk ve çeşitli küresel sorunların çözümünde değerleri ön plana çıkarmanın gerekliliğine dikkati çeken Şimşek, "Sempozyumun başkanı, 'dünyada insanların çoğuna okuma yazmayı öğrettik. Bir de şefkatli olmayı öğretebilirsek o zaman belki sorunların üstesinden gelebiliriz' dedi. O nedenle bu kongreyi anlamlı buluyorum" diye konuştu.

- "Değerler" vurgusu

Şimşek, İslami değerlerin aynı zamanda insani değerler olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Küresel finansal krizin üzerinden 7 yıl geçti. Artçı şokları devam ediyor. Küresel finans krizi neden bu kadar yıkıcı oldu? Dünyanın karşılaştığı en büyük finans krizi... Daha sonra reel bir ekonomik krize dönüştü. bu krizin ana motoru hırstı, açgözlülüktü. Yani kar maksimizasyonu, hiçbir değerin olmadığı bir düzenin karşı karşıya kaldığı kaçınılmaz bir sorun gibi görülebilir. Burada bizim değerlerimizde, İslam'da da helal rızık edinmesi, kazanılması ve doğru bir şekilde harcaması esastır. Herhangi bir engel yoktur. Bunu klasik modellerde olduğu insanların sadece ekonomik mahlukat olarak görülmesi bence bir sorundur. İnsanlar sadece ekonomik mahlukat değildir, olmamalılar. Modelin tabiatında bir sıkıntı var. Gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakacağız? Değerler hususunu ön plana çıkartamazsak, sadece fiziki büyümeyi, refah artışını o çerçevede gören bir anlayışla ancak kötü bir gezegen bırakabiliriz. Bundan sonraki dönemde ortak değerleri yani bir anlamda İslami değerleri ön plana çıkaramazsak sürdürülebilirlik konusu zor başarılacak bir konudur."

Ulus devletlerin ortak sorunlara kendi menfaatlerini gözeterek, kendi penceresinden baktıkları için çözüm üretemediğini aktaran Şimşek, İslami değerlerin önemine dikkati çekti.

- "Suriyelilere kucağımızı açmamız insani bir vazifedir"

Şimşek, İslam toplumlarında da İslami değerlerin çok iyi yaşatıldığını ve öğretildiğini söylemenin çok zor olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Gaziantep'te seçim çalışması yaparken kenar mahallede bir genç bana, 'Suriyelileri gönderin, bunlar bizim için büyük sorun. İş bulamıyorum, onlar daha ucuza çalışıyor, kiralar arttı. Bundan dolayı ben size oy vermeyeceğim. Bunları gönderin' şeklinde yaklaşımı oldu. Bu kardeşimiz, Müslüman bir kardeşimiz. Hatta Kürt bir kardeşimiz. Dedim ki, 'Bizim Suriyelilere kucağımızı açmamız bırakın inançları, etnik kökenleri, insani bir vazifedir'. Bu insanlar büyük oranda çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşuyor. Bu insanlar bizim kardeşimiz. 100 yıl önce bu coğrafyada Batı büyük bir oyun sahneledi. O günkü Osmanlı toprakları bi takım suni çizgilerle parçalandı. Şimdi 100 yıl sonra aynı oyunun yeni sahneleri oynanıyor. Bu defa daha ufak parçalara ayıran kanlı bir süreç.."

Avrupa'nın bugün ekonomik birlik değil, tamamen bir Avrupa imparatorluğu çerçevesinde siyasi birliğe doğru gittiğini anlatan Şimşek, "Sınırlar kalkıyor. Bu coğrafyada neden etnik ve mezhep farklılıkları nedeniyle bu kadar kan, gözyaşı, zulüm var? Bu konuları önemsememiz lazım" diye konuştu.

Şimşek, Suriye'den gelenlerin bir kısmının Kobani'den geldiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye üç gün içinde DAEŞ zulmünden kaçan 197 bin Kürt kardeşimize kapısını açmıştır. Türkiye, Suriye ve Irak'tan gelenlere etnik ve inanç esaslı olarak bakmamıştır. Arap'ı, Yezit'i, Kürt'ü ve Süryani'sini de hepsini kucaklamıştır. Bizim bakış açımız, insani bir bakış açısıdır. Bugün kamplarda yaşayan 300 bin civarındaki kardeşimiz için harcadığımız yaklaşık 8 milyar doları çok fazla görenler olabilir. Ama insani değerler ön planda olsa, bu asla tartışma konusu olmaz, siyasi istismar konusu olmazdı."

Bugünkü toplumun para ve zevk esareti içinde olduğunu, bunun da mutluluk getirmediğini ifade eden Şimşek, "Standart düşünme tarzından ve makro ekonomik modellerden biraz öteye İslami ve insani değerleri ortaya katmamız lazım. Şefkat olmadan mülteci sorunu çözülebilir mi? Avrupa kapılarındaki sahneleri görüyorsunuz. Oysa ki; Türkiye onların on katı kadar mülteciyi misafir etmekte ve bunu ekonomik sorun olarak görmemektedir" dedi.

- İslami finans sektörünün ekonomideki payı artacak

İslami esaslara göre ticaret yapan müesseselerin küresel ekonomi içinde küçük bir paya sahip olduğunu, İslami bankaların önümüzdeki dönemde küresel ekonomi içindeki payının artacağını düşündüğünü aktaran Şimşek, şu bilgileri verdi:

"Bunlar, 2 trilyon dolarlık büyüklüğe sahipler. Geleneksel bankacılık sistemi ciddi sıkıntıyla karşı karşıya. Küresel finans krizinde bunu gördük. Türkiye'de, katılım bankalarının yani İslami finans kuruşlarının payı hala yüzde 5 civarında ama bundan on yıl önce 2.4 civarındaydı. Muhtemelen 2023 itibarıyla bu sektörün payı yüzde 20'leri bulur. Bu da bence önemli bir alternatif. Küresel ekonominin parçasıyız. Finans ve sermaye piyasalarımızı daha da derinleştireceğiz. İstanbul'u yakın dönemde finansal gelişmişlik açısından, hem bölgesel hem de küresel anlamda ilk 20-25'lerde konumlandırmak istiyoruz."