MALATYA (AA) - 28 Şubat sürecinde yargılandığı davada hüküm giyen ve 8 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Fahri Memur, 28 Şubat darbesini yapanların Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olduğunu söyledi.

Memur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin maalesef darbeler ülkesi haline geldiğini, darbe girişimlerinin de halen devam ettiğini belirtti.

28 Şubat sürecinin iç ayağı olmakla beraber dış güçlerin bir tezgahı olduğunu ifade eden Memur, gelinen süreçte bunu daha da iyi anladıklarını dile getirdi.

Türkiye'de ılımlı İslam hareketi başlatmak ve halkın benimseyeceği bir darbe yapabilme düşüncesiyle Paralel Devlet Yapılanmasının bir şekilde Türkiye'deki Müslümanların kucağına bırakıldığını anlatan Memur, şöyle devam etti:

"Bunun gelişmesi için de her türlü imkanı sağladılar. Her ortamda, her hükümet döneminde, sağ, sol fark etmiyor her hükümet döneminde dış güçlerin desteğiyle FETÖ'nün güçlenmesi için her imkanı sağladılar. 28 Şubat darbesini yapanlar FETÖ'dür. FETÖ derken bu Türkiye'deki ayağı. FETÖ'yü de yine ortaya çıkaran ABD, Mossad, CIA, İngiltere veya Almanya yani dış istihbari güçler veya 'haçlı ordusu' diyebiliriz. Kendilerine düşman olarak veya kendilerine karşı koyabilecek güç olarak gördükleri İslam'ı, 'ılımlı İslam', 'yeşil kuşak' benzeri isimler altında pasifize etmek, asıl rayından çıkarıp, kendilerinin istediği bir İslam şekline dönüştürmek için ortaya attıkları bir cemaatti. Bunlar Paralel Devlet Yapılmasından önce paralel İslam cemaatiydi. İslam cemaatlerine karşı çıkarılmış suni bir cemaatti. Türkiye'de hatta dünyadaki İslami uyanışının önüne geçmek, İslam'ı asıl hedefinden çıkarıp pasifize etmek için ortaya attıkları 'paralel İslam' cemaatiydi. Dolayısıyla 28 Şubat sürecini yapanlar bunlardı."

"İşkencenin her türlüsünü gördük"

Memur, 28 Şubat sürecinde İstanbul'da gözaltına alındığını, iki gün orada sonra da beş gün Malatya'da sorgulandığını anlatarak, o süreçte çok kötü günler geçirdiklerini söyledi.

Bir hafta boyunca işkencenin her türlüsünü yaşadıklarını ifade eden Memur, şöyle konuştu:

"Zaman zaman kitaplarda, filmlerde görüyoruz elektrik verme gibi bu en basiti. Bazı işkenceleri burada anlatmak istemiyorum. Bizi silahlı terör örgütü olarak yargılıyorlar ancak silah yok. 'Şu kadar silahınız varmış' diyorlar, artık işkenceye tahammülsüz noktaya gelince kabulleniyoruz ama verecek silahımız yok. Gözaltının 6. günüydü aklıma bir fikir geldi, 'Bunları oyalayıp kaçmam lazım' diye düşündüm ve 'Silahları köyde araziye gömdüm' dedim. Bunu söylerken niyetim, oraya gideceğim ve orada bir şekilde ellerinden kurtulup kaçmak istiyordum. Arkamdan vursalar da önemli değildi o noktaya gelmiştim. O ortam olmadı, kelepçelediler ve kaçma imkanım olmadı. En az '7-8 saat işkenceden kurtulurum' diye de düşündüm. Aramada hiçbir şey çıkmadı çünkü zaten silah yoktu. Bu planladığım gibi en az 8-10 saat sürdü o arada işkence görmedim ancak sonrasında kat ve kat fazlasını gördük."