ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Kürtlerle ilgili ne yapıldıysa biz yaptık. Hizmeti de biz yaptık, yatırımı da biz yaptık, hak ve özgürlükleri de biz geliştirdik. Siz hiçbir şey yapmadınız, sadece takoz oldunuz, engel oldunuz, sabote ettiniz. Şimdi de aynı şeyi yapıyorsunuz. Bugün Kürt'e devlet zulmetmiyor, PKK zulmediyor" dedi. 

Akdoğan, A Haber televizyonunda canlı olarak yayımlanan "Ajans Bugün" programına katılarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Dolmabahçe'de yapılan görüşmelerin sorulması üzerine Bakan Akdoğan, "Bu görüşmeyi yapan kişiyim ben. Yasamadan sorumlu Başbakan Yardımcısıyım. Bütün siyasi partilerle görüşürüm. Çözüm Süreci'nde siyasi partiler ile görüşen de benim. O gün Dolmabahçe'de bu görüşmenin yapılmasına ayrı bir anlam yüklendi. Oysa ben HDP heyetini Başbakanlık'taki odamda kabul ediyorum. Zaman zaman da bu tür açıklamalar içeride veya dışarıda yapılıyordu. O gün ben yurt dışına çıkacaktım, onlar İmralı'dan geldi, Ankara'ya dönemediğimiz için Başbakanlık ofisinde yaptık. Bu çok farklı bir şey gibi algılandı. Bir takım tepkiler de ondan dolayı... Ayrı bir şey yapıyormuşuz gibi algılandı" diye konuştu. 

 "Siz bunlarla oturup konuşuyordunuz, şimdi eleştiriyorsun" şeklinde eleştirilerle karşılaştığını anlatan Akdoğan, geçmişte verdiği röportajlarda hep aynı şeyleri söylediğini, HDP'ye "Sizin bu illegalite şiddet olayları, bu süreci zehirleyen işlerdir, eylemsizlik sadece karakol basmamak değildir" dediğini hatırlatarak, "Çözüm Süreci'nin selameti için bu eleştirileri yapıyordum" dedi. 

- "Bugün Kürt'e devlet zulmetmiyor, PKK zulmediyor"

"Bu süreçte bir gerginlik var" ifadelerini kullanan Bakan Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Gerginliği Selahattin Demirtaş başlattı. Önce Öcalan'ın çağrısına karşı ayak diredi. Daha 4 Şubat'ta Öcalan çağrı yaptı, 28 Şubat'a kadar bu çağrıyı yapamadı HDP. İmralı Heyeti, İmralı'dan dönmeden çıktı açıklama yaptı, bu rutin bir açıklama diye. Verdiği mesajı aşağı çekmek için çaba gösterdi. Ondan sonra çıktı sürecin aktörü olan 'Recep Tayyip Erdoğan'ı başkan yaptırmayacağız' dedi. Kendini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtı cepheye kullandırabilmek için böyle bir söylem ortaya koydu. Ondan sonra Kandil'in bir takım hakaretleri, yaklaşımları süreci gerdiler. Biz eleştiriyoruz, hakaret etmiyoruz. Ama onlar tehdit ediyor, hakaret ediyorlar, eleştirmeye alışmamışlar." 

Akdoğan, "Biz durduğumuz yerde duruyoruz. Kürtlerle ilgili ne yapıldıysa, AK Parti yaptı. Siz hiçbir şey yapmadınız,  sadece takoz oldunuz, engel oldunuz, sabote ettiniz. Şimdi de aynı şeyi yapıyorsunuz. Bugün Kürt'e devlet zulmetmiyor, PKK zulmediyor. Bunu da herkesin görmesi lazım" diye konuştu. 

2015 Türkiye'sinde darbenin söz konusu olup olmadığı yönündeki soruya ilişkin Akdoğan, AK Parti döneminde ciddi bir normalleşme yaşandığına vurgu yaparak, Kobani olaylarının 'toplumsal bir başkaldırı denemesi' olduğunu kaydetti.

Bakan Akdoğan, "Türkiye'de bir şekilde AK Partiyi devirmek için yerli iş birlikçileri ile her yol denendi. Bu çaba devam ediyor. Başarılı olamıyorlar. Millet oyunun farkında. Bir şekilde farklı aktörlerle, farklı yöntemlerle bu arayış devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu. 

-Seçimi bir hayat memat meselesi olarak görüyorlar

Bu seçimin bir hayat memat meselesi olarak görüldüğüne dikkati çeken Akdoğan, şöyle devam etti:

 "Eski Türkiye'ye dönülecek mi, yeni Türkiye mi kurulacak. Bu iki kesim arasında bir mücadele var. Eski Türkiye'de bu vesayet düzeni. Bunun da en önemli aktörü şu anda paralel yapı. Paralel yapı, derin devlet yapılanmaları ve şu anda KCK yapılanması... Bunlar toplandılar 'eski Türkiye'ye nasıl dönebiliriz, AK Parti tekrar kazanırsa bize yeni Türkiye'de yer yok'. Bu bir panik. Bunun için şimdi hepsi işbirliği yapıyor. Fütursuzca işbirliği yapıyor. Her yolu deniyor."  

Bir takım medya organlarının "Yüzde 52 de alsan 55 de alsan indirilir, devrilirsin, hesap sorulur" gibi yakıştırmalarda bulunduklarını anlatan Bakan Akdoğan,  "Kılıçdaroğlu şimdi konuşuyor. 27 Nisan'da e-muhtıra oldu ne yaptın sen. Milletin iradesine tasallut edildi. Ne yaptın, şak şak tuttun. Mısır'da darbe oldu eleştirebildin mi, Esed'i eleştirebildin mi? Hiçbirini eleştiremez bunlar. Her zaman ya darbenin içinde olmuştur, ya alkışlayıcısı olmuştur, mutlaka bir parçası olmuştur. AK Parti'den kurtulmak için her yol mubahtır anlayışının geldiği bir noktadır. Bunun medya uzantıları da bunu destekleyici şekilde yayınlar yapıyorlar" dedi.  

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki binin üzerinde kişiyle ilgili soruşturma başlatıldığı yönündeki açıklamasına dair Akdoğan, şöyle devam etti: 

"Bu duyarlılık bütün kurumlarımızda var. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne bu konu girmiştir. Bu konuda da Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar bu konuda hep duyarlı olmuştur. En ufak bir ihbar geldiğinde hassas bir şekilde üzerine gitmiştir, soruşturmaları yapmıştır. Milli Savunma Bakanımızın dediği gibi bu konuda ciddi ve titiz çalışma yapılmıştır. Bu hukuk içinde verilen bir mücadeledir. Bir kan davası yok burada. Yanlış yapanlar, hukuk dışına çıkanlar, illegal yapılanmalar var."

- "Yeni Anayasa bağlamında öncelikli konularımızdan"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, seçim barajına ilişkin ise şunları kaydetti:

"Dar bölge veya daraltılmış bölgede aşağı çekilir veya sıfırlanır baraj. Derdiniz baraj ise bu daha demokratik gelin bunu yapalım dedik. Kabul etmediler. Bütün bu seçim sistemini değiştirmemiz lazım. Bu yeni anayasa bağlamında ele alınması gereken konudur. Gelin seçim sistemini değiştirelim. Baraj filan da kalmaz. Tek bir maddeyi değiştirmek yetmiyor, bütün külliyatı değiştirmek gerekiyor ki genel bir demokratikleşme sağlansın. AK Parti'nin politikası bellidir. Yeni anayasa bağlamında bizim öncelikli konularımızdan biridir."

(Sürecek)