İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde "İşte nedeni..medyası, siyasetçisi ve istihbaratçısıyla Türkiye’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a niye savaş açtılar?", "Alman İstihbarat Şefi aslında FETÖ’ye ne yapmak istiyor?","Bu bir örtülü savaş cümlesini kim kullandı?","Almanlar Balkanlar ve Afrika’ya uzanabilecek mi?", "Alman İstihbarat Şefi konuşmadan önce Şansölye Merkel’e haber verdi mi?" sorularını cevap aradı.

Batuhan Yaşar’ın "Alman İstihbarat Şefi niye konuştu?" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:

"Avrupa medyası ve siyasetçileri yetmiyormuş gibi bir anda dünyanın en etkili istihbarat şeflerinden biri çıkıyor ve direkt topa giriyor.

-Daha önce de medyaya konuşmuş mu, konuşkan bir adam mı?

-Hayır.

Hiç alışılmadık şekilde hem de siyasetçi ağzıyla konuşuyor:

- “Hayır, kesinlikle 15 Temmuz’un arkasında FETÖ yok” diyor..

İşi daha da ileriye götürüyor ve FETÖ’nün dinî ve seküler eğitim için bir araya gelmiş, sivil bir oluşum olduğunu söylüyor.

Bu sözler aslında bir yerlerden tanıdık geliyor değil mi..

Obama yönetimi Amerika’sından sık sık duyardık..

Alman İstihbarat Şefinin söylediklerini biliyorsunuz zaten.

Biz gelelim niye konuştuğuna..

Ne oldu da Avrupa Birliği, Almanya’sı, Hollanda’sı, Avusturya’sıyla..

Siyasetçisiyle..

Medyası ile Türkiye’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a savaş açtı.

2010 yılına kadar bir sıkıntı yoktu. Hatta Recep Tayyip Erdoğan’a Nobel Barış Ödülü verilebileceğinden filan bahsediliyordu..

Olana bitene, fotoğraf karesine biraz yukarıdan bakalım isterseniz..

Her şey çok net görünüyor:

-Hani bir reklam da vardı ya, “Bu Türkiye çok olmaya başladı, haddini aştı”

-Güneyde (Orta Doğu ve Körfez), kuzeyde (Rusya, Ukrayna, Gürcistan) AB’ye alternatif ilişkiler geliştirdi;

-Birdenbire bu ekonomik ve siyasi bağımsızlık meselesi nereden çıktı;

-Bizim Türkiye’ye biçtiğimiz rol bu değildi, diyorlar

Çıldırıyorlar..

İşte Batı, topyekûn siyasetçisi, medyası, istihbaratçısı ile bu yüzden Türkiye ile savaşa girdi. Evet bunun adı resmen savaş..

-“Hibrit savaşı”

Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu’nu aradım..

-BND Başkanı niye konuştu?

-“Bu bir hibrit savaş stratejisi. Türkiye’ye karşı örtülü bir savaş ilanı.. Vesayet savaşları bitti.. Asimetrik savaşlar bitti.. Bunları kullanan devletler kendileri ortaya çıktı”

-Peki niye bir istihbarat şefi FETÖ ile ilgili konuşma gereği duyar?

-“BND Başkanı bu açıklamalarla aslında terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışıyor. Hatırlayın, Almanlar, Türkiye’nin DEAŞ’a yardım ettiğini iddia etmişlerdi.. FETÖ ile algı operasyonuna başlamışlardı.. Hedefleri Türkiye’yi Lahey’de yargılatmaktı.. Kendisi hem PKK hem de FETÖ’ye kucak açıyor..”

Almanya yıllardır PKK kartını Türkiye’ye karşı kullanıyor.

İncirlik’teki Tornadoları ile topladığı PKK istihbaratını sizinle paylaşmıyor.

Bunu yapan ülke sizin müttefikiniz.. NATO’daki ortağınız..

Cumhurbaşkanınızı konuşturmuyor ama PKK’ya her türlü toplantı, miting, yürüyüşü serbest bırakıyor..

PKK ile yetinmeyen Berlin yönetimi şimdi de FETÖ kartını açtı.

Bu aynı zamanda “örgütün lobi gücünü kullanmaya talibim” de demek..

Zaten NATO’daki FETÖ’cü subayları vermeyerek pozisyonunu açıkça belli etti.

İstihbarat Şefi’nin yaptığı açıklamadan Şansölye Merkel’in haberi var mıydı yok muydu yorumlarını sosyal medyadan da okumuşsunuzdur..

Karşı soru şu;

İstihbarat Şefi bu açıklamayı Şansölye Merkel’e haber vermeden yapabilir mi..

-Kesinlikle hayır..

Kabul edelim ki, FETÖ yılların birikimine sahip çok maliyetli bir istihbarat projesi. PKK’dan çok daha etkili bir aktör.

Doğal olarak Almanya bu aktörü kullanmak istiyor.

-Örgütün 100 ülkedeki okulları kullanılarak, istihbarat ağırlıklı bazı projeler hazırlanmış olabilir mi?

-Gayet tabii. Balkanlar ve Afrika’daki FETÖ ağını kullanmak istiyor olabilirler. Almanya zaten Etiyopya’daki okulları satın almak istiyor.

Türkiye, TİKA ile geliştirdiği projelerle Balkanlar ve Afrika’da daha etkili hâle geliyor.

Almanya da aynısını FETÖ ile yapmaya çalışacak.

Avrupa Birliği, daha doğrusu Almanya ile artık yeni bir döneme girdik.

Karşılıklı kartların açıldığı, meydan okumaların yapıldığı, örtülü savaş dönemi.

Brexit, ardından Trump’ın işbaşına gelmesi ile yeni bir dünya düzeni kuruluyor.

Bakın, AB’ye karşı, Almanya’ya karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç geri adım attı mı?

Merak etmeyin Türkiye’nin elindeki kartlar da çok sağlam.

Haber kanallarındaki tartışma programlarında BND’nin ne kadar güçlü olduğu ve Türkiye’deki ajan sayısının fazlalığından filan bahsediliyor.

Bundan gayet doğal ne olabilir ki..

Korkmaya ve bu durumu tehdit gibi algılamaya gerek yok..

Bakarsınız Alman İstihbarat Şefi gün gelir özür dilemek zorunda kalır."