Görev yaptığı köy okullarında öğrencilerine ve köyde yaşayanlara yönelik yürüttüğü sosyal projelerle adından söz ettirip katıldığı uluslararası bir yarışmada “Dünyada en iyi 50 öğretmen” arasında yer alan Dilek Livaneli, uzaktan eğitimle yüksek lisans eğitimini sürdürürken biri 9 yaşında, diğer ise henüz 8 aylık olan bebeğini de büyütüp hem çocuk hem de kariyer yapmayı başardı.

Samsun’un Çarşamba ilçesine bağlı Kumköy İlkokulu’nda sınıf öğretmenliği yaparken eğitim alanında birçok başarılı işe imza atması sonucu 2012 yılında ‘yılın öğretmeni’ seçilerek Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne çıktıktan sonra Varkey Gems Vakfı Küresel Öğretmen Ödülü Komitesi’nin (The Global Teacher Prize) seçtiği "Dünyada en iyi 50 öğretmen" arasında yer alan Dilek Livaneli, uzaktan eğitimle yüksek lisans yaptığı Amasya Üniversitesi’nde öğrencilerle buluştu.

Sürekli aşırı iyimser olmasından dolayı arkadaşlarının “Sen Polyanna mısın?” diye söylendiğini anlatan Livaneli, “Bana ‘Polyanna’ diyor çoğu arkadaşlarım. ‘Sen Polyanna mısın? Dersine gir, çık’ diyorlar. Bu felsefeden sıyrıldığımız zaman, pasifize öğretmen dediğimiz modelden de sıyrılmış oluyoruz. Daha aktif, daha girişken oluyoruz” dedi.

Görev yaptığı köylerde muhtar ve imamlarla işbirliği yapmaya çalıştığını anlatan Livaneli, “Birinci sınıflara okuma-yazma öğretirken şöyle bir şeyle karşılaştım. Çocuğa ödev veriyorsunuz. Dikte çalışması veriyorsunuz. Çocuk geliyor. ‘Annem yaptırmadı’ diyor. Öbür gün öbürü geliyor. Sonra bir öğreniyorsunuz. Anne okuma-yazma bilmiyormuş ki. Sonra okul çıkışları okuma-yazma kursu verdim. Köyde iki yıl içinde okuma-yazma bilmeyen kadın kalmadı. Bir velinin dışarıdan ortaokulu bitirmesini sağladım. Bundan dolayı çok gururluyum. Belki bir kişi ama benim ömrüm boyunca gururlanabileceğim bir tablo. Köyde ilk defa bir köy kadını sürücü ehliyeti aldı” diye konuştu.

Köylerdeki birleştirilmiş sınıf uygulamasıyla ilgili öğretmen adaylarına önerilerde bulunan 12 yıllık öğretmen Livaneli, “Bu Türkiye’nin gerçeğiyse biz de bunu en iyi şekilde yaşamak zorundayız. Çünkü ben hayatımda hiç tek sınıf okutmadım. 12 yıllık öğretmenim. Birleştirilmiş. sınıf. Hala ben o okuldayım. O okulda bir şeyler yapmanın peşine düşmeliyim. Özelikle ilkokul öğretmenliği. Adından belli ilk. Çocuğun ilk öğretmenisin sen. Seni asla unutmayacak. Kazınacaksın aklına, ailesine. Sen onda izler bırakacaksın. Olumlu ya da olumsuz. Bu senin elinde” şeklinde konuştu.

“EŞİM YEMEĞİNİ DÖRT DÖRTLÜK İSTER”

İnşaat mühendisi eşi Teoman’ın işlerinin yoğun olduğunu, 9 yaşındaki oğlu Tan’ın projeler arasında büyüdüğünü, Nisan ayında doğan Alp’in ise kendisine şans getirdiğine değinen 33 yaşındaki Livaneli, “Bir tarafta bebeğim var. Bir yandan yüksek lisans yapıyorsun. Bir yandan da bu projeleri yürütüyorsun. Yarışmalara katılıyorsun. Bir yandan ev durumun var. Mesela benim eşim eve gelir. Yemeğini de dört dörtlük ister. Derki ‘sen projelerini dört dörtlük yapıyorsun. Ben de çorbamı isterim, salatamı isterim’ gibi. O kadar büyük bir sorumluluk yükleniyor ki üstünüze sonrasında kendi kendinizi yönettiğinizde ve zaman yönetimiyle bunun çok çok üstesinden gelebiliyorsunuz. Yarışma için bir öğretmen aradı. ‘Hocam ben sizi takip ettim. Kriterler size çok uygun. Ne olur. Küresel öğretmen ödüllerine başvurun.’ Ben de dedim ki. ‘1,5 aylık bebeğim var. Ciddi yazışmalar gerektiriyor. Ondan bir süreç var. Mümkün değil. Takip edemem’ dedim. O bana çok cesaret verdi. Düşünebiliyor musunuz? Hiç tanımadığınız bir meslektaş arıyor sizi ve haber veriyor. 5 Ekim 2014 Dünya Öğretmenler Günü’ydü son başvuru tarihi. Ben gece 00.00’a 10 kala başvurumu yaptım. Yani şans işte. Şans mı diyelim. Artık ne diyelim” ifadelerini kullandı.

10 DAKİKA KALA BAŞVURUSUNU YAPTI

Öğretmen Müge Aydın’ın tavsiyesi üzerine yarışmanın koşullarını incelediğinde yaptığı faaliyetlerini aklına getirip Mert Ayakta’nın tercüme desteğiyle hazırlanıp mükemmel bir sunum yapmak için müracaatların son günü son 10 dakikada başvurusunu yaptığını vurgulayan Dilek Livaneli, şöyle konuştu: “Bu süreç çok önemliydi. İnsanları evrensel boyuta taşıyabilme. Dünya vatandaşı. Artık bu noktaya gidiyoruz. Dünya vatandaşı yetiştirmek. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan insan yetiştirme. İnsanı insan için yetiştirme. İnsanı dünya için yetiştirme. Bu felsefeyle yola çıkıyorsunuz. Bu yarışmanın formatı da buydu. ‘Ben bu yarışmaya hazırlanamam’ dedim. Arkadaşım da bana dedi ki; ‘Hazırlanmana gerek yok. Sen sadece yaptıklarını yaz.’ Ben de gerçekten sadece yaptıklarımı yazdım. Ve çok büyük gurur oldu benim için. Bu arada beni KPSS’de sorabilirlermiş. Ona göre. Küresel öğretmen ödüllerine aday gösterilen Türk öğretmen kim diye sorabilirler. Ona göre Dilek Livaneli’yi işaretlersiniz.”

127 ülkeden 5 bin aday arasında ilk önce bin 300 kişi arasından ilk 50’ye seçilmesinin ardından, Şubat ayındaki seçmelerde de ilk 10 arasına gireceğine inandığını vurgulayan Livaneli, Amasya Üniversitesi Gönüllülük Kulübü’nün daveti üzerine katıldığı söyleşide kendisine sürpriz yapan öğrencileri Kerpiç köyünden Büşra Gür ve Taflan köyünden Rümeysa Kılıç ile hasret giderdi.