Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Kamuran Karaca, Trabzon’da düzenlediği basın toplantısında eğitim çalışanlarının taleplerini dile getirdi.

Genel Başkan Karaca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, Trabzon’da konvoyuna yumurta attığı ve hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan ve daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Yüksek Disiplin Kurulu’nca (YDK) sürdürülen soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen öğretmen Seçil Esmanur Erdem’e sahip çıkarak görevine geri dönmesiyle ilgili hukuk süreç başlattıklarını söyledi.

"İnsanların şiddete başvurmadığı sürece yasaların kendine verdiği hakların tümünü kullanabilmelidir" diyen Karaca, “Eğitim-Sen olarak görevden alınan Seçil Erdem öğretmen arkadaşımıza sahip çıktığımızın altını bir kere daha çizmek istiyorum. Seçil Erdem öğretmenimizin yeniden göreve alınması ile ilgili zaten hukuksal süreci biz Eğitim-Sen olarak başlattık. Umuyoruz ki mahkeme sonrasında göreve tekrar iade edilecek. Biz bu ülkede demokrasinin içerisinde insanların meydanlarda, sendikalarda demokratik gidişle ilgili tepkilerini koyabilmelerini özgürce ifade edebilmelerini savunmaya geldik. Hoca hanımın görevden alınması da aslında Türkiye’nin demokrasinin engellenmesine yönelik özellikle hükümet tarafından Başbakan tarafından ortaya konulmuş antidemokratik bir tutum olarak öngörüyoruz ve bu yaklaşımı kınıyoruz. İnsanlar şiddete başvurmadığı sürece yasaların bize verdiği hakların tümünü kullanabilmeliyiz. Tepkilerimizi dile getirebilmeliyiz. Bu insanlar demokratik olarak tepkilerini gösteremeyecekler ise bunun yöntemi ne olabilir ?" dedi.

MAĞDURİYET YAŞIYORUZ ?

Konuşmasında çalışanların taleplerini sıralayan Karaca, “Bütçe görüşmeleri var. Bütçe içerisinde de eğitim çalışanlarının talepleri var. Memur-Sen Sendikası, Eğitim Bir Sen Sendikası geçen yıl yapılan toplu sözleşmelerde hükümetin vereceği yüzde 3 artı 3’lük artışın bile gerisinde kalan 125 TL artışa imza koymuştu ve büyük tartışma konusu olmuştu. Biz bugünlerde yapılan sözleşmenin mağduriyetini yaşıyoruz. Devlet istatistiğin rakamlarına göre enflasyon bugünlerde yüzde 10’lar civarında iken bizim artışlarımız 125 TL’de yani yüzde 5 ile 6 arasında kaldı. Diğer taraftan Haziran ayında vergi diliminin yüzde 15’den 20’ye çıkarılmasıyla beraber 5 puanlık artışla beraber de o verdikleri yüzde 5’lik artışın aslında 4 puanını geri aldılar. Bu yönden ekonomik olarak büyük bir mağduriyet yaşıyoruz. Başta bu kaygımızın giderilmesi enflasyon farkının verilmesi başta olmak üzere eğitimde okulların donanımlarınım sağlayacak kadar, yetecek kadar kaynağın aktarılması yeni okulların açılabilmesi. Okullardaki hizmetli, memur, öğretmen açığını karşılayacak kadar bir parasal kaynağın aktarılması için de bütçeden yeterli payı istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. 21 Kasım tarihinde Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi görüşülecek. Biz hem okullar için hem üniversiteler için toplamında ihtiyaçların giderilmesinde karşılayacak bütçenin sağlanması için meclis önünde tüm Türkiye’de şubelerimiz olarak açıklama yapacağız. İstediğimiz rakamları taleplerimizle birlikte basınla kamu oyuyla paylaşacağız” diye konuştu.