AFYONKARAHİSAR (AA) - Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu, "saray" ifadesinin cumhuriyetle aynı cümlede bulunamayacağını söyleyerek, "Saraylara karşı bir devrimdir cumhuriyet. 'Adliye sarayı' da o anlamda yanlıştır, adliyedir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, adliyelere 'saray' demeyi bilmiyor muyduk? Niçin 'adliye' demişiz. Çünkü saray ile hukuk devleti yan yana olmaz" dedi.

Feyzioğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Afyonkarahisar Şube Başkanlığı'nca bir otelde düzenlenen "Hukuk ve Demokrasi" konulu konferansta, Türkiye'nin 90 yıl boyunca, İslam dünyasında Mustafa Kemal Atatürk sayesinde ayrıcalıklı ve lider bir konumdayken, bugün Avrupa'nın, Amerika'nın en ileri medeniyetleriyle kıyaslanır olmaktan çıktığını, kendisine İran, Tunus, hatta Mısır'ın örnek gösterilmeye başlandığı bir ülke haline geldiğini savundu.

İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın bir kaç gün önce bir açıklama yaparak, "Basın özgürlüğü toplumun bel kemiğidir, ifade hürriyeti toplumun bel kemiğidir, eğitim öğretim toplumun vazgeçilmezidir. Toplumlar baskıyla değil özgürlükle yeşerir" dediğini aktaran Feyzioğlu, "Biz korkarım geldiğimiz noktada İran'ın ilerlemesinden ders alır noktalardayız. Fakat çok da uzak olmayan bir geçmişte, Almanya ve Fransa ile kıyaslanırdık. Türkiye'ye 'parlayan yıldız' denirdi. Yine parlayacağız, yanlışlardan ders alarak parlayacağız" diye konuştu. 

"Türkiye Cumhuriyeti'nin aldığı 91 yıllık yolda, bu 91 yılın doğrularının ve yanlışlarının hesabını iyi niyetli bir şekilde yaparken, karşımıza cumhuriyetin yanlışlarını konuşanlar yerine, cumhuriyet ile hesaplaşanlar çıkıyor" diyen Feyzioğlu, şu halde cumhuriyetin yanlışlarını, 91 yılın varsa yanlışlarını konuşmak yerine, cumhuriyetin kuruluş felsefesini tartışmaya açanlar ve bunu değiştirmek için harekete geçenlerin kendilerini kaygılandırdığını ifade etti.

"Türkiye Cumhuriyeti tektir, Türkiye Cumhuriyeti'nin eskisi, yenisi olmaz" değerlendirmesinde bulunan Feyzioğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye Cumhuriyeti'ne 'yeni' sıfatını takmak, yeni bir rejim, yeni bir devlet hayal etmektir. İşte bu, geçmişin yanlışlarından ders almak değil, cumhuriyetin kuruluş felsefesini, devletin kuruluş felsefesini değiştirmek anlamına gelir. Açık söyleyeyim, 'köklü' isminin başına 'yeni' sıfatını koyan her kurum için dediğim geçerlidir. Kurumların kuruluşları, temelleri değiştirilmez. O temellerin üzerine bina edilen uygulamalar çağa göre, ihtiyaca göre değişir. Bu çerçevede bir, Çankaya Köşkü'nün geçici süre orada kalacak bir yöneticinin iradesiyle, tıpkı 'Topkapı Sarayı'nı, Dolmabahçe'ye taşıyalım haydi' der gibi taşınmasını, sembolik olmanın ötesinde ya da bir devlet dairesinin taşınması uygulamasının çok ötesinde görüyorum. Bu kuruluş felsefesinin değiştirilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temsil edildiği makam, saray olamaz. Türkiye Cumhuriyeti, saraya karşıdır. 'Saray' cumhuriyetle aynı cümlede bulunamaz. Saraylara karşı bir devrimdir cumhuriyet. 'Adliye sarayı' da o anlamda yanlıştır, adliyedir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, adliyelere saray demeyi bilmiyor muyduk? Niçin adliye demişiz. Çünkü saray ile hukuk devleti yan yana olmaz."

Çankaya Köşkü'nün, Kurtuluş Savaşının yönetildiği, devrimlerin yapıldığı ve Atatürk'ün sofrasının kurulduğu yer olduğunu belirten Feyzioğlu, Çankaya Köşkü'nün saray ile değiştirilmesinin, yeni Türkiye'nin ne olduğunun göstergesi olduğunu kaydetti.