Muş Ekspres Gazetesi Müessese Müdürü Fatih Toplu, bir fabrikayla hukuki olarak mücadele etmeye başladığı için paralel yapı tarafından kendisine kumpas kurulduğunu söyledi.

2013 yılında tarafına kumpas kurulduğunu iddia eden Muş Ekspres Gazetesi Müessese Müdürü Fatih Toplu, kendisinin de paralel yapı mağduru olduğunu öne sürdü. Yaklaşık 10 yıl önce bu bir fabrikayla hukuki olarak mücadele etmeye başladığını ifade eden Toplu, 13 Eylül 2013 günü saat 06.00 sıralarında polis tarafından gözaltına alındığını anlattı. Toplu, "13 Eylül 2013 günü sabah saat 06.00 sularında evimin kapısı çalındı ve kapıyı açtığımda polis memurları benim için gözaltı kararı olduğunu söyleyip emniyete gitmemiz gerektiğini söyledi. Apar topar evimden alındıktan sonra sağlık kontrolü yapılmak üzere Muş Devlet Hastanesi’ne oradan da Muş Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldüm. Burada bir odada bir süre bekletildikten sonra ifadem alındı. İfademi alan polislere suçum nedir, neden gözaltına alındım diye sorduğumda, hakkımda Muş Cumhuriyet Savcılığı’na yazılan isimsiz bir ihbar mektubu olduğunu ve bu nedenle alındığımı belirtti. Sorgulanmam sırasında bana haksız yere bazı çirkin suçlamalarda bulundular. Neden gözaltına alındığımı tam anlamıyla öğrenemeden, emniyette 10 saat bekletildikten sonra, adli makamlara çıkarılmadan serbest bırakıldım" dedi.

"O MÜDÜR AÇIĞA ALINDI"

Gözaltına alındığında görev yapan dönemin Emniyet Müdürü M.D’nin paralel yapı operasyonu kapsamında açığa alındığını hatırlatan Toplu, "Gözaltına alındığım dönemde Muş Emniyet Müdürlüğü görevini M.D. yürütüyordu. İlginçtir ki, M.D. ilk olarak Muş Emniyet Müdürlüğü görevinden merkeze alındı ve daha sonra paralel yapı soruşturması kapsamında Ankara Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde yapmış olduğu bir eylemden dolayı açığa alındı" ifadelerini kullandı.

"İSİMSİZ MEKTUPLA OPERASYON YAPILDI"

Kendisinin isimsiz bir mektuba istinaden gözaltına alındığını vurgulayan Toplu, "İlk başlarda gözaltına alınmamı normal karşılıyordum, ama sonra yaşanan olayları derinlemesine analiz ettiğimde, büyük bir kumpasla karşı karşıya olduğumu fark ettim. Çünkü ben, yaklaşık 10 yıl önce malum cemaate finansörlük yapan bir fabrikayla mahkemelik oldum. 10 yıldır devam eden mücadelem hala sürmekte. Her ne hikmetse cemaatle ilişkili olduğunu düşündüğüm bu fabrikayla mücadele etmeye başladıktan sonra hakkımda Muş Cumhuriyet Savcılığı’na isimsiz bir mektup gönderiliyor, akabinde gözaltına alınıyorum ve serbest bırakılıyorum" diye konuştu.

"BİMER’E BAŞVURDUM"

Konuyla ilgili BİMER’e başvuruda bulunduğunu dile getiren Toplu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şüphelerimin artması üzerine BİMER’e neden gözaltına alındığımı ve telefonumun neden dinlendiğiyle ilgili başvuruda bulundum. Bu başvuru üzerine Muş Emniyet Müdürlüğü tarafından 24 Eylül 2013 tarihinde tarafıma gönderilen yazıda, adli makamların vermiş olduğu adli kararlara istinaden iletişim tespiti, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, yani teknik takip tedbiri uygulandığını, akabinde ilgili Muş Cumhuriyet Başsavcısı’nın yazılı talimatlarına istinaden 13 Eylül 2013 günü ifadem alınmak amacıyla ilgili şubeye götürüldüğüm ve gözaltı işlemi uygulanmaksızın aynı gün serbest bırakıldığım belirtilmişti."

"EMNİYETTEN ÇELİŞKİLİ YAZI"

Emniyet Müdürlüğü tarafından kendisine gönderilen yazının çelişkilerle dolu olduğunu savunan Fatih Toplu, "Emniyet Müdürlüğü tarafından tarafıma gönderilen yazının çelişkilerle dolu olduğu aşikar. Zira, ifademe başvurulacaksa, neden emniyete çağrılmadım da, sabahın ilk ışıklarıyla evimden alındım. Oysa, ben uzun zamandır Muş’ta gazetecilik yapan ve adresi belli olan biriyim. Eğer gözaltı olmadıysa, 10 saat boyunca KOM Şube Müdürlüğünde neden tutuldum" dedi.

"TELEFONUM HUKUKSUZ OLARAK DİNLENDİ"

Telefonunun hukuksuz olarak dinlendiğini vurgulayan Toplu; "Bunların yanı sıra Muş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın davayla ilgili verdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda, hakkımda herhangi bir dinleme kararının olmadığı açıkça belirtilmiş. Emniyet Müdürlüğü’nün gönderdiği yazıda, adli makamların vermiş olduğu adli kararlara istinaden iletişim tespiti, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi yani teknik takip tedbiri uygulandığı belirtilmiş. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın vermiş olduğu kararda böyle bir mahkeme kararı olmadığı ortaya çıkmıştır" diye belirtti.

"KUMPASA BİZZAT TANIK OLDUM"

Kumpasa bizzat tanık olduğunu dile getiren Toplu, "Belirttiğim gibi, ülkemizin bütünlüğünü tehdit eden bu paralel yapı ve buna bağlı cemaate karşı mücadelem yaklaşık 10 yıl öncesine dayanmaktadır ve halen bu örgütün finansal giderlerinin karşılandığı bir işletme ile davam devam etmektedir. Başıma gelenleri ve şahsıma yapılan bu kumpası buna bağlamaktayım. Ne yazık ki bu örgütün son dönemlerde ülkemize yaşattığı bu olumsuz tablo beni son derece etkilemiştir. Bir gazeteci olarak bu yapının insanlara ne şekilde haksız yere kumpas kurduğunu bizzat yaşayarak tanık oldum. Şimdi bu kişiler çıkıyor ulusal medyada gazeteci ve basın haklarından söz ediyor. Kendilerini gazeteci kalkanının altına sokmaları da son derece enteresandır."