İzmir’de, köpeği minibüsüne bağlayarak sürükleyen şoförü durduran Avukat Mediha Lüle, “O an kendimi kaybettim. Ağlamaya başladım. Bu olay artık milat olsun. Osmanlıca gibi hayvanlar için de ilkokullara hayvan eğitimi dersi konulsun. Hayvana şiddet uygulayan çocuk, annesine, karısına, herkese şiddet uygular. Çünkü o sevgiyi tanımıyor" dedi.

İzmir’de, bir kişinin büyükbaş hayvanlarını korumak için aldığı Kangal köpeğini minibüsünün arkasına zincirleyip evine götürmek istediği anların kameralara yansıması herkesin yüreğini burktu. Köpeğin ayaklarının kanlar içinde kalmasına rağmen aracı sürmeye devam eden Durmuş Akgün de tepki topladı.

Yaşanan o anlara tanık olan Avukat Mediha Lüle, otomobilini minibüsün önüne kırıp sürücünün durmasını sağlayarak, duyarlılık gösterdi. Kahraman Avukat Mediha Lüle, o an kendini kaybettiğini ve ağlamaya başladığını belirterek, hayvanlara değer verilmediğini bu olayın bir milat olması gerektiğini dile getirerek hukuki anlamda bir şeyler yapılması gerektiğini ifade etti.

“KENDİMİ KAYBETTİM, AĞLAMAYA BAŞLADIM”

Yaşanan dehşet dolu anları gördüğü an kendini kaybettiğini belirten Avukat Mediha Lüle, şöyle konuştu: “İzmir’den geliyordum. Bir baktım bir bey kolunu pencereye koymuş araç sürüyor, çok hafif gidiyor ama arkadan da bir köpek sürükleniyordu. Önce gözlerime inanamadım. Baktım yanlış mı görüyorum dedim. Hayvan tekrar savrulunca ayaklarında kanları gördüm. Yanaştım aracım seyir halindeyken ve ‘Napıyorsun sen, ne bu arkadaki’ dedim. Baktım hiç oralı olmadı. Onun üzerine aracı önüne sürdüm ve durdurdum. Çok kötü oldum. Ağlamaya başladım, kendimi kaybettim. Canı yandığı için hayvanın tepkisinin farklı olacağını düşündüm o yüzden yanaşmadım. O şekilde götürülür mü bir hayvan, ‘Sen çocuğunu bağlar mısın buraya’ dedim. Ve daha da ileri giderek ‘Seni bağlayayım buraya ben götüreyim, bir dene bakalım canın yanar mı yanmaz mı’ dedim. Ondan sonra jandarmayı aradım. Ancak üzücü bir yanda ben oradan geçmeden önce ve benden sonra pek çok araç geçti. Ancak hiç duran araç yoktu. O üzücüydü demek ki insanlık da sınıfta kaldı.”

Önümüzdeki günlerde Baro ile çalışma yürüteceklerini açıklayan Mediha Lüle, Baro’nun da olaya müdahil olacağını, kurdun, kuşun, insanın, hayvanın herkesin avukatı olmasını istediğini ifade etti.

“HAYVANA ŞİDDET UYGULAYAN KADINA DA UYGULAR”

Hayvanları tanıma anlamında toplumda eksiklikler olduğunu anlatan Lüle, şunları söyledi: “Hayvanları tanımıyoruz. Pek çok insan hayvana bakıyor ve itiyor. Hayvanın bir canı olduğunu, onunla iletişim kurulabileceğini bilmiyor. Bunun için çocukluktan hayvan eğitimi verilebilir. İlkokullarda hayvan bahçesi olabilir. Küçük yaştan itibaren çocuklar hayvanları tanır. Hayvanın bir can olduğunu, canının acıyabileceğini, iletişim kurulabileceğini ve sevgiye ihtiyacı olduğunu bilir. Bunu öğrenen bir çocuk yetişkin olduğunda hayvanları sever, insanı sever, karısını sever, çocuğunu sever. Böyle yetişen bir insandan toplum zarar görmez. Hayvana şiddet uygulayan çocuk annesine, karısına, herkese şiddet uygular. Çünkü o sevgiyi tanımıyor. Hayvanla başlar sevgi. Hayvanı seven insanı sever. Toplumda kadın cinayetleri neden işleniyor. Sevgiyle ilgili bir şey yok çünkü ortada.”

“OSMANLICA GİBİ DERS OLARAK KONULMALI”

Hayvan eğitiminin okullara Osmanlıca gibi ders olarak konulmasını belirten Lüle, “Bu çok daha önemli bir ders. İnsan olmayı öğretiyor bu ders. İnsan olursanız her şeyi yaparsınız. Hepsinden önce bunun konulması lazım. Sevgisi olmayan bir insanın dili olmaz ki. Her şeyin başı sevgiyle oluyor. Hayvana sevgi duymayan bir çocuk Osmanlıca bilse ne olacak bilmese ne olacak.”

Yürekleri sızlatan görüntülerin ardından İzmir Valisi Mustafa Toprak da sosyal medya aracılığı ile ‘Hayvana eziyet ve kötü muamele sonrası jandarmaca adli işlem, kaymakamlıkça idari para cezası verildi. Ve veteriner tedavisi yapıldı’ açıklamasında bulundu.

“EŞYA ÇALSANIZ HAPİS VAR AMA HAYVAN İÇİN YOK”

Vali’nin açıklamasından verilen cezayı duyduğunu ancak cezaların yaptırımının artırılması gerektiğini söyleyen Lüle, sözlerine şöyle devam etti: "Bir para cezası geldi valilik tarafından idari para cezası uygulandığı belirtildi. Ancak bunlar çok cüzi ceza. ‘Ben eziyet ederim, öldürürüm 400 TL’yi basarım, istediğimi yaparım’ mantığı bu. Bu da insan olan kişilerin yüreğini acıtıyor. Bir diğeri de ceza yasasında hayvanlara eziyete bir madde eklenerek suç kapsamına alınması. Şu anda kabahatler kapsamında değerlendirilerek idari para cezasıyla bu iş sonlanıyor. Bu hapis cezasıyla cezalandırılırsa önlemi alınabilir. Aksi halde biz daha çok ucuz kahraman oluruz. Yarın sokakta başka bir hayvanın başına gelecek. Birini eşyasına zarar verseniz hırsızlık gasp kapsamındadır, hapis cezası vardır. Ama hayvanı öldürürsünüz 400 TL para cezasıyla kurtulursunuz.”