ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İmralı canisinin 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanmasının yıl dönümünde yurt genelinde çok vahim bir tahrik kampanyasının tezgahlandığı anlaşılmaktadır" görüşünü dile getirdi.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, "AK Parti Hükümeti'nin bölücü teröre sağladığı geniş imkan, göstermiş olduğu tavizkar tutum ve kolaylıkların ülkeyi belirsiz ve riskli bir sürece mahkum ettiğini" öne sürerek PKK'nın şehirlere konuşlandığını, teröristlerin provokasyonlarına yenilerini eklediğini ve bölücülüğün mevzi üstüne mevzi kazandığını savundu. 

"Yıllarca dillendirilen 'İyi şeyler olacak' söyleminin PKK'ya moral ve motivasyon sağladığını, böylece Türkiye'nin bölünmenin sınır hattına kadar sürüklendiğini" iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Hükümet'in bebek katilleriyle pazarlık masası kurarak her dayatmayı alttan alması milli bekamıza ve milli varlığımıza olağanüstü zararlar vermiştir. PKK, bulduğu her fırsatı, kanlı ve barutlu toplumsal olaylara, isyan ve ayaklanma provalarına tahvil etmiştir. Bölücülük, Türk milletine meydan okuyup Türk devletinin egemenlik haklarını aşındırırken Başbakan ve Hükümeti kahredici bir şekilde terörden geçinen çevrelerin elini güçlendirmekle meşgul olmuştur. Açıktır ki AKP Hükümeti, Türk milletinin yanında durmamış, Türkiye'nin tarihsel ve kültürel mirasını layıkıyla savunmamıştır. Başbakan ve Hükümeti PKK'yla birlikte, bölücülüğün ortak paydasında, Türkiye hasımlığının ortak zemininde zillete bulaşmış, baştan ayağa işbirlikçiliğin kirine boyanmıştır."

- "Türk milleti hıyanetin tehdit ve şantajlarına boyun eğemeyecektir"

Bahçeli, "İyi şeyler ve güzel gelişmeler olacak" propagandası ve müzakereye geçileceğiyle ilgili beyanların AK Parti'nin PKK'ya tam tesliminin ispatı olduğunu ileri sürerek şu değerlendirmeleri yaptı:

"PKK'nın sözde silah bırakacağıyla ilgili asılsız ve beyhude iddialara ilave olarak, yandaş ve kiralık kalemler tarafından, canibaşının serbest kalmasına kamuoyunun hazır olduğuna dair yüzsüzce ifadeler pazarlıkların hangi amaca dönük olduğunu da göstermiştir. Bununla birlikte İmralı canisinin 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanmasının yıl dönümünde yurt genelinde çok vahim bir tahrik kampanyasının tezgahlandığı anlaşılmaktadır. PKK kitlesel eylem, saldırı, huzursuzluk çıkarma, kışkırtma ve ajitasyonlarla pazarlık gücünü yükseltmenin, yeni tavizler koparmanın peşindedir. 15 Şubat'ta güvenlik güçlerimiz terörün gövde gösterisine asla müsaade etmemeli, gerekli olan tüm tedbirleri acilen ve kademeli olarak almalıdır. Türkiye eşkıyanın oyuncağı olamayacak, Türk milleti hıyanetin tehdit ve şantajlarına boyun eğemeyecektir."

- "15 Şubat'ta mutlaka sağduyu hakim olmalı"

Başbakanın toplumsal huzur ve asayişi temin etmede birinci derecede sorumlu olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

"Yarın için planlanan olayların şimdiden önü alınmazsa, unutulmasın ki AKP bunun vebaline katlanmak durumunda kalacak ve milli öfkenin hedefi olacaktır. Başbakan Davutoğlu'nun Kandil ve İmralı'yla aynı maksat ve hedefi yoksa, muhtemel eylemleri engellemek için devletin gücünü derhal harekete geçirmesi başlıca görevidir. 15 Şubat'ta mutlaka sağduyu hakim olmalı, Türkiye bu badireyi atlatmalıdır. Milliyetçi ülkücü hareket, her zaman olduğu gibi bütün tahrik ve oyunlara kapalı ve mesafeli duracaktır. Hiçbir dava arkadaşımız olası kavga ve gerilimin içinde, kıyısında, köşesinde bulunmayacak, sabır ve metanet çizgisinden ayrılmayacaktır. Hükümet ve bölücü mihraklar MHP'nin hızla yükseldiğinin, milletimizden teveccüh görüp takdir topladığının farkındadır.

 Bu maksatla milliyetçi ülkücü hareketi hedef alabilecek, MHP'ye yönelecek bir dizi karalama faaliyeti, olayların içine çekmek amacıyla sinsi tertipler gündeme gelebilecektir. MHP'nin millet vicdanında yükselişini ve iktidara yürüyüşünü gören ve telaşlanan AKP-PKK'nın başını çektiği ihanet bloğu kesinlikle boş durmayacaktır. Bu itibarla adım adım projelendirilen iç huzursuzluk ve kavga ortamına hangi şartlarda olursa olsun düşülmeyecek, İmralı ve Kandil senaristliği altında körüklenen gerilime asla prim verilmeyecektir. AKP Hükümeti Türkiye'nin hayati çıkarlarını ve temel milli tezlerini kalan siyasi ömründe muhafaza etmez ve PKK'yla yaptığı ortaklığı bitirmezse vatana ihanetten mutlaka hesap verecektir. O gün geldiğinde molotofun ve bonzanin kim olduğu net olarak anlaşılacak, bunların yanında hainin kimliği ve yüz hatları iyice yüzeye çıkacak, hukuken de somutlaşacaktır."