Dicle Üniversitesi (DÜ) İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Nurettin Turgay, yılbaşı ve doğum günü kutlamanın hiçbir dinde yerinin olmadığını belirterek, bunların gelenek haline geldiğini ve kutlanması durumunda bile ölçünün kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.

DÜ İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Nurettin Turgay, yeni yıl ve doğum günü kutlamalarına ilişkin İHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Hz. Muhammed’in (sav), “Ben size iki şey bıraktım. Bu iki şeye uygun hareket ederseniz, hiçbir zaman sapıtmayacaksınız ve yanlış yollara düşmeyeceksiniz” dediğini belirten Turgay, bu iki şeyin Kur’an-ı Kerim ve sünnet olduğunu ifade etti. Hz. Muhammed’in (sav) bu hadiste bildirdiğine göre, İslam dininin ölçüsünün birinci derecede Kur’an-ı Kerim, ondan sonra da peygamberin sünneti olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Turgay, "Sünnet Kuran’a uygun düştüğü zaman makbul kabul edilir. Peygamberin yaptığı, söylediği ve önerdiği şeyler Kur’an-ı Kerim’in ölçüleri dahilinde olunca, Kur’an’ın sosyal hayata yansımaları şeklinde değerlendirilebilinir" dedi.

"KÜLTÜR HALİNE GELMİŞ"

Kur’an-ı Kerim’in hiçbir ayetinde yılbaşı gibi şeylerin kutlanmasının söz konusu olmadığına ve Hz. Muhammed’in (sav) de hiçbir hadisinde bununla ilgili bir şey söylemediğini anlatan Prof. Dr. Turgay, “Herhangi bir insanın doğumunun ya da ölümünün yıl dönümünün kutlanmasına ilişkin de peygamberin hiçbir önerisi yoktur. Hz. Muhammed’in (sav) kendi doğumu ile ilgili olarak da yaptığı bir şey yoktur. Yani İslam dinin de Hz. Muhammed’in (sav) doğumu ile ilgili kutlanan Mevlit Kandili, Kutlu Doğum Haftası gibi etkinlikler çok daha sonradan meydana gelmiş kültürden ibarettir" diye konuştu.

"HİÇBİR DİNDE YERİ YOK"

Yılbaşının Hz. İsa’nın doğumu olarak değerlendirildiğini ancak Hristiyanların bunun farklı şekillerde kutladığını da dile getiren Prof. Dr. Turgay, "Nasıl ki İslam aleminde Hz. Muhammed’in (sav) doğumu ile ilgili Mevlit Kandilleri farklı şekillerde farklı kültürlerle değerlendiriliyorsa, Hristiyanlar da yılbaşı etkinliklerini farklı farklı değerlendiriyor. Bazıları şenlik ve eğlence şeklinde, bazıları aşırıya kaçarak bir peygamberin doğum gününde yapılmaması gereken şeyleri yaparak, bazıları da kiliselerde dua ederek, yılbaşını geçiriyorlar. Yılbaşı kutlaması dini bir şey değildir ve Hristiyanlık’ta da İslam aleminde de yeri yoktur. Biz Kur’an’ın ve sünnetin tasvip ettiği yararlı, güzel ve sevap olabilecek ikramlarla, yardımlarla kutlamaya çalışmalıyız" şeklinde konuştu.

"ÖLÇÜLÜ OLMAKTAN KAÇINILMAMALI"

Hristiyanların da yılbaşını kendilerine ve insanlara zarar getirecek şeylerden uzak duracak şekilde geçirmeleri gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Turgay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz istesek de istemesek de bu gelenek İslam aleminde de oturmuş durumdadır. Önemli olan yılbaşı geldiği vakit inancımız açısından haram sayılabilecek şeylerden uzak durmaktır. İsrafa, harama girmemektir. Zaten inancımız açısından her zaman israfta bulunmak doğru değil. Aile ocaklarında çocuklar eğlenmek istiyorlar. Bir heyecan meydana geliyor. Televizyonlarda diğer gecelere nazaran farklı şeyler kutlanıyor. Biz yine ölçümüzü kaybetmeden, kimseyi kırmadan hareket etmeliyiz. Bu tür kutlamalara şiddetle karşı çıkanlar da oluyor. Ama onu da tasvip etmiyorum. Her insanı olduğu gibi kabul etmemiz lazım. Kimseyi kırmadan incitmeden geçirmeliyiz."