Diyarbakır’da bir araya gelen sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) çağrısı ile yarın Diyarbakır’da düzenlenmesi planlanan yürüyüşle ilgili itidal çağrısı yaptı. Sivil toplum kuruluşlarının yarın herhangi bir gerginlik yaşamaması için Diyarbakır Valiliği, DTK ve HDP’li yöneticilerle görüşeceği bildirildi.

Diyarbakır’daki 20 sivil toplum kuruluşu ve meslek odaları tarafından HDP, HDK, DTK ve DBP’nin çağrısıyla yarın yapılması planlanan kitlesel yürüyüşe ilişkin ortak basın açıklaması düzenlendi. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) yapılan açıklamayı sivil toplum örgütleri adına okuyan Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, sivil toplum kuruluşları olarak bölgede yaşanan gelişmelerden kaygı duyduklarını söyledi. Ebedinoğlu, "6-8 Ekim olaylarının bölgemizi birçok yönden olumsuz etkilediği ve çözüm sürecini yaraladığı ortadayken, hemen arkasından Adana, Van, Bingöl, Kars, Yüksekova, Silopi ve en son Diyarbakır’da bir astsubayın vurulmasıyla yaşanan ölümlerin toplumun sürece olan inancını zayıflattığı ve toplumu geleceğe dair endişelendirdiği gerçeği ortadadır. Yaşam hakkının ihlali ile sonuçlanan bu olayları tasvip etmiyor ve kınıyoruz" dedi.

"HERKES ÇABA SARF ETMELİDİR"

Güçlü bir şekilde çözüm sürecinin önemli ve değerli olduğunun tekrardan altını çizmek istediklerini ifade eden Ebedinoğlu, şunları kaydetti:

"Bu sebeple herkes ve herkesim çözüm sürecinin akamate uğramaması konusunda azami çaba sarf etmelidir. Ancak son yaşanan olaylar öncesi ve sonrasında tarafların kullandığı dil ve üslubun çözüm sürecinin ruhuna uygun olmadığını da vurgulamak istiyoruz. Özellikle temsil makamında bulunan kişilerin topluma yayıldıkça etkisi daha da artan, toplumu kutuplaştıran söylemlerden uzak durmak konusunda daha dikkatli olması gerekmektedir."

"DEMOKRATİK SINIRLAR İÇERİSİNDE KALMALI"

Herkesin olaylar karşısında demokratik tepkilerini koyma hakkı olduğuna inandıklarını vurgulayan Ebedinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak bu hakkın kullanımı hiçbir zaman bir başka insanın hak ve özgürlüğünü sınırlayacak, bu hak ve özgürlüklere zarar verecek bir boyuta ulaşmaması tepkinin meşruluğu açısından önemlidir. Bu minvar üzere 6-8 Ekim olaylarının çeşitli yönlerden toplumda meydana getirdiği sonuçlar da göz önüne alınarak, 1 Kasım’da yapılması düşünülen Kobani’ye destek yürüyüşünün demokratik sınırlar içerisinde kalmasını ve yapılmasını, toplumun can ve mal güvenliğini tehdit edecek şiddet hareketlerine dönüşmemesini özellikle sorumluluk sahibi herkesten talep ediyoruz."

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ebedinoğlu, başta DTK olmak üzere HDP ve Diyarbakır Valiliği’ni ziyaret ederek, duyarlılık göstermeleri konusunda görüşmeler yapacaklarını vurguladı.